"Anız yakan, geleceğini yakar"

TAKİP ET

Türkiye'nin hububat ambarı konumundaki Şanlıurfa'da, hasat döneminin gelmesiyle birlikte anız yangınları tekrar gündeme geldi. Uzmanlar anız yakmanın toprağa verdiği zararları anlattı.

Her yıl yüzlerce dönüm tarım arazisi betonlaşmaya kurban giderken, çoğu arazi de yakılarak verimi düşüyor. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, anız yakmanın zararlarını sıraladı.

“Gelecekte nüfus artarken, aynı besinleri tüketmek, aynı havayı solumak, aynı su kaynaklarından yararlanmak istiyorsak, bu gün çevreye daha duyarlı olmak zorundayız” diyen Öztürkmen, anız yakmanın toprağın yanı sıra canlı hayvanlara da zarar verdiğini belirterek, “Türkiye'de anız yakma neticesinde yüzlerce canlı ve bitki türü yok olma tehlikesinde, milyonlarca hektar arazide erozyon şiddetlenmekte, organik madde oranı düşmekte, haberleşme ve elektrik hatlarında milyarlarca lira hasar meydana gelmekte, milyonlarca ton kağıt hammaddesi ağacımız yok olmaktadır” dedi.

ANIZ YAKMAK NEDEN TEHLİKELİ?
Anız yakılması durumunda toprağın da yandığını kaydeden Öztürkmen, toprağın içerisinde yer alan minerallerin de öldüğüne vurgu yaparak, “Anızlar yakıldığında tarla toprağı yüzeyinde yaklaşık 250 oC bulan yakıcı bir sıcaklık oluştuğu söylenmektedir. Bu yüksek sıcaklık toprağın üst katmanlarındaki kil gibi toprak parçacıklarını pişirmekte, topraktaki birçok faydalı mikroorganizma ve solucan gibi küçük canlıları öldürmekte, topraktaki organik maddeyi de yakmakta, bazı mikroelementleri bitkilerin faydalanamayacağı forma dönüştürmekte ve makro-mikro besin maddesi noksanlıkları olmaktadır.
Kurak bölge tarlalarında anız yakılması ile tarım topraklarında organik madde azalmakta, C/N (karbon/azot) oranı olumsuz etkilenmekte, bitki besin maddelerinin alınımındaki katyon değişim kapasitesi, alınabilir potasyum, toprağın kireç muhteviyatı, suya doymuşluğu, toprak asitliği ve alınabilir toplam azot miktarı olumsuz etkilenmektedir.
Anız yakılması sonucu toprağın bünyesindeki organik maddenin azalmasından dolayı su tutma kapasitesi ve havalanma özellikleri olumsuz etkilenmektedir.
Anız yangınları, tarla yüzeyini bitki örtüsüz bırakacağından, en değerli üst katmanları su ve rüzgar erozyonu sonucu taşınarak yok olmaktadır” şeklinde konuştu.

SAPIN TOPRAĞA KARIŞMASI OLDUKÇA FAYDALI
Buğday ve arpa gibi ürünlerin hasadının ardından tarım araç gereçleriyle sapın toprağa karıştırılması gerektiğini kaydeden Öztürkmen, konuşmasında şunları söyledi: “Anızların, soklu pulluk gibi uygun aletlerle tarla toprağına karıştırılmasına anızlı toprak işleme denir. Anızlı toprak işleme, toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengesini düzenlemek amacıyla toprağın organik madde oranını korumak, su tutma kapasitesini artırmak ve verimliliğini sürdürmek için yapılmaktadır. Anızlı toprak işlemede, tarla toprağı anız sapları ile bir malç oluşturduğundan yağışlı dönemlerde düşen suyun toprak içerisine girmesini ve tutulmasını sağlayarak oluşacak rutubetli ortam sap artıklarının mikroorganizmalar tarafından parçalanarak organik maddeye ve bitki besin maddelerine dönüşmesini sağlamaktadır. Anızlardan oluşan bu organik madde su tutma yeteneği sayesinde toprağın içerisinde bitkiler için gerekli suyu ve besin maddelerini depolar. Zamanında iyi işlenmiş anızlı topraklar, kurak mevsimlerde bünyelerindeki zengin organik maddeye bağlı olarak rutubeti korur ve üzerinde yetişen bitkilere gerekli suyu sağlayarak verim kayıplarını önemli oranda önler. Anızların her yıl yakıldığı tarım alanlarında ise organik madde kaybı olduğundan yavaş yavaş geçen yıllar içerisinde toprak zerrelerini birbirine bağlayan doku ile su tutma kapasitesi zayıflar, verim düşer, rüzgar ve su erozyonu olur, çoraklaşma başlar.

Hububat anızlarını yakmayarak, tarımsal zararlı böcekleri yiyen, yumurtalarına zarar veren ve onları hastalandıran doğal biyolojik mücadele canlıları korunmalıdır. Ülkemiz topraklarının şimdiki ve gelecekteki nesilleri doyuracak ürünü vermesi ve bu nesillere güzel yeşil bir çevre, doğa bırakılması bu bilince bağlıdır.”

“3 MİLYON DEKAR YAKMA TEHLİKESİ ALTINDA”
Hububat ürünleri üretiminin Şanlıurfa oranlarını açıklayan Öztürkmen, buna bağlı olarak anız miktarını açıklayarak, yetkilileri bu konuda duyarlı olmaya davet etti. Şanlıurfa’da 3 milyon dekar arazinin yakma tehlikesi altında olduğunu belirten Öztürkmen, “2020 Yılında Ülkemizin; Buğday üretiminin % 7,5’i, Mercimek üretiminin %31,6’sı ve Arpa üretiminin %2,7’si İlimizde gerçekleşmektedir. İlimizde Arpa Üretim Alanı 955.217 dekardır. Buğday Toplam Üretim Alanı 4.043.650 dekardır. Mercimek Toplam Üretim Alanı 104.010 dekardır. Toplam olarak ilimizde 5.804.867 dekar alanda hububat tarımı yapılmaktadır. Hububat tarımı yapılan alanların yarısında 2. Ürün yapıldığı varsayılırsa, ilimizde en az 3.000.000 dekar alanda anız yakma tehlikesi söz konusudur” diye konuştu.

Fethi Tapaç / Urfa Değişim