Anız Yakma yüzde 70 zarar veriyor

TAKİP ET

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 'Anız yakılmasında topraktaki mikro organizmaların yüzde 70'i zarar gördüğünden toprak verimliliği azalmaktadır' dedi.

1993 yılında Türkiye’de anız yakılması yasaklandı. Ancak ülke genelinde halen anız yakılması sürüyor. Birçok çiftçi yasağa uyuyor ancak tarlasını ateşe verenler yüzünden birçok tarla yanıyor. Anız yangını nedeniyle topraktaki mikro organizmaların yüzde 70’i zarar görünce verimde ciddi kayıpların yaşanmasına neden oluyor. Anız yakma hasat sonrası sadece kökleri yakmıyor, toprağın tüm özelliklerini kaybetmesine sebep oluyor.

İlimizde 3 milyon dekarda anız yakma tehlikesinin olduğunu belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, “2020 Yılında Ülkemizin; Buğday üretiminin % 7,5’i, Mercimek üretiminin %31,6’sı ve Arpa üretiminin %2,7’si İlimizde gerçekleşmektedir. İlimizde Arpa Üretim Alanı 955.217 dekardır. Buğday Toplam Üretim Alanı 4.043.650 dekardır. Mercimek Toplam Üretim Alanı 104.010 dekardır. Toplam olarak ilimizde 5.804.867 dekar alanda hububat tarımı yapılmaktadır. Hububat tarımı yapılan alanların yarısında 2. Ürün yapıldığı varsayılırsa, ilimizde en az 3 milyon dekar alanda anız yakma tehlikesi söz konusudur.” diye konuştu.

250 DERECE CİVARINDA SICAKLIK OLUŞUYOR
Toprak verimlilik unsurlarına uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma yanlış bir uygulama olduğunu kaydeden Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Anız yakma olayının ülkemizde 1993 yılından beri yasak, hasat sonrası tarlada kalan bitki saplarının sürülerek temizlenmesinin masraflı olduğu düşünülerek bazı üreticiler bu artıkları yakmayı tercih ediyor. Fakat unutulmaması gereken bir durum var; anızın yakılması esnasında toprakta sadece hasat sonrası kalan kökler yakılmıyor, toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri de zarar görüyor. Anız yakılan toprakta 250 derece civarında sıcaklık oluşarak küçük canlıları da öldürmektedir” dedi.

ANIZ YANGINLARI HUMUS ORANINI DÜŞÜRÜYOR
Anız yangınlarıyla yüzey toprağının organik maddesinin yok olduğunun da altını çizen Bayraktar şöyle devam etti: “Organik madde, yağış sularının emilmesini ve tutulmasını sağlar, erozyonla toprak taşınmasını önler ve toprağın havalanmasını sağlar. Ülke genelinde yaşanan kuraklık sonrası üreticilerimizin anız yakmanın toprağa ve biyoçeşitliliğe verdiği zararları düşünerek hareket etmeleri gerekmektedir. Anız yangınlarının toprak yapısına verdiği zararın geri kazanılması uzun yıllar almaktadır. İlk birkaç santimetre kalınlıktaki toprakta oluşan yüksek sıcaklık, verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik maddeleri yok ediyor. Anızı yakılan toprağın üst kısımlarında 250 derece civarında sıcaklık oluşarak toprak yüzeyinde bulunan küçük canlıları da öldürmektedir. Hâlbuki toprakta bulunan ve gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik maddeler parçalanarak toprak verimliliğini artıran humusa dönüşmektedir” dedi.

ORGANİK MADDE MİKTARI AZALIYOR
Anız yakıldığında topraktaki karbon ve azot dengesi yok olma noktasına geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Organik madde miktarı azalmakta, mikrobiyolojik aktivite gerilemekte, toprağın su tutma kapasitesi azalmaktadır. Topraktaki mikro organizmaların yüzde 70’i zarar gördüğünden toprak verimliliği azalmaktadır.

ZAMANLA TOPRAK ÇORAKLAŞIP VERİMSİZLEŞİYOR
Verimliliği düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticilerimiz, daha fazla toprak işleme ve kimyasal kullanarak daha fazla masraf yapmakta hem de çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkmaktadır. Her yanlış uygulama gibi anız yakma ile de geri dönüşümü mümkün olmayan kayıplar meydana gelmektedir. Zaman içerisinde toprak verimliliği önemli derecede etkileniyor. Toprak çoraklaşıyor ve tarım yapılması mümkün olmayan bir hale dönüşüyor. Anız yangınları nedeniyle çevre de risk altında giriyor. Özellikle içinde bulunduğumuz bu yıl oldukça kurak geçti. Bu durum aynı zamanda orman yangınları açısından da risk oluşturdu. Anız yakarak bu risk artırılmamalıdır.”

Abduselam Yavuz / Urfa Değişim