At çiftliği bayramda rağbet görmedi

TAKİP ET

Şanlıurfa'da her sene Kurban Bayramında tıklım tıklım dolan at çiftlikleri bu sene sinek avladı. Vatandaşların Bayram tatilini dışarda geçirmesi Urfalı işletmelere de zor anlar yaşattı. 

Kurban Bayramı tatilinin 9 gün olmasıyla kimi vatandaşlar tatil planı olarak sahil kenarlarını kimi vatandaş ise köylere giderek akrabalarıyla bayram tatili keyfini çıkardı. Her Bayramda özellikle çocukların yoğunluğuyla dolan at çiftlikleri bu sene gereken talebi alamadı. 


Şanlıurfa’ya gelen yerli ve yabancıların uğrak noktası olan at çiftlikleri atların güzellikleriyle adeta ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Dörtnala koşan atlar bu bayram da kapılarını ziyaretçilerine açtı fakat ziyaretçi bulamadı.  
Kahvaltı ve yemek hizmetlerinin de bulunduğu at çiftliği, en çok Bayramda ziyaretçi alıyordu. Ziyaretçilerine binicilik deneyimi de yaşatan haralar, bu sene beklenen önemi göremedi.


“DİĞER SENELERE ORANLA HERHANGİ BİR YOĞUNLUĞUMUZ YOK”
Bayram tatilinde diğer senelere oranla bu sene müşterilerinin olmadığını belirten Ulusal 2. Kademe Antrenörü aynı zamanda Düz Koşu Antrenörü olan Bayram Yıldırım, "Şu anda farklı kökenlerden oluşan ve farklı kökenlerden bize gelen 12 atımızla birlikte hizmet veriyoruz.  Bu sene sizin de gördüğünüz gibi bayram yoğunluğu çok az. Geçen bayramda bayram öncesi, bayram günü ve bayram sonrasında çok talep vardı bize ve çok müşteri geliyordu fakat bu bayram ne yazık ki öyle bir durum yok. Bunun nedenini şuna bağlıyorum çoğu memur kentten ayrıldı hem Kurban Bayramı tatili ile birlikte hem de okulların kapanmasıyla insanlar ailelerini görmeye gitti veya kimisi deniz kenarında tatil yapmayı tercih etti o yüzden bu sene herhangi bir yoğunluğumuz yok” dedi. 


“KURSLARIMIZA DAHA ÇOK YABANCI MEMURLAR KAYIT YAPTIRIYOR”
Daha sonra sözlerini şu şekilde sürdüren Yıldırım şunları kaydetti, “Bizler burada günlük at biniciliği yanında bir de kurslar veriyoruz. Bizim kurslarımıza daha çok memur kesimi kayıt yaptırıyor ve kısa bir sürenin ardından onlar at biniciliğini tamamen öğrenerek artık rahatlıkla ata biniyor. Tabi bir yandan havaların ısınması da işlerimizi aksattı, çünkü biliyorsunuz Şanlıurfa'da sıcaklar bayağı arttı sıcaklarda dışarı çıkmak istemeyen insanlar daha çok gölgelik alanları tercih ediyor daha çok kafelerde vakit geçiriyor. Bizim de at sürerken açık alan kullandığımız için ne yazık ki güneş alıyor ve belki de insanlar bu durumdan da geri çekiliyor. Akşam saatlerinde biraz yoğunluk oluyor ama eskisi kadar değil” diyerek sözlerini devam ettirdi.  


“BURAYA GELENLERİN ATA BİNMEYİ SEVİYORUM DEĞİL, AT BİNMEYİ BİLİYORUM DEMESİNİ İSTİYORUZ”
Atların diyarı olan Şanlıurfa’da at binme kültürünün olmadığını belirten Yıldırım insanlara farklı hobiler aşılamayı hedefliyoruz diyerek “Şanlıurfa'da atları seven çok fakat at binicilik kültürü maalesef yok. Bizlerde yıllardan beridir burada bunun uğraşını veriyoruz, bunun için mücadele ediyoruz. İnsanlara atları sevmeyi, at biniciliği sevmeyi ve farklı hobiler edinmeyi keşfettiriyoruz. Buraya gelen her vatandaşımızın at binmeyi seviyorum değil, at sürmeyi biliyorum demesini istiyoruz. Bir şeyi sadece severseniz o hep sevgiyle kalacak fakat öğrenmek için gayret gösterip öğrenirseniz o işin en iyisi olur bunun yanında farklı hobiler de edinirsiniz” şeklinde konuştu. 


“ÜRÜNLERİMİZ DIŞARIDAN GELDİĞİ İÇİN ZAMLAR BİZİ ETKİLİYOR”
Vatandaşların fiyat artışlarından dolayı duyduğu memnuniyetsizliklerden şikayetçi olduğunu ifade eden at binicilik hocası Yıldırım, “Burada daha çok fiyatların artış göstermesinden vatandaşlar rahatsız oluyor tabii onlar kendince haklı fakat biz de her şeyi dışarıdan aldığımız için gelen zamlar direk bizi etkiliyor. Tabii Urfa’da herkesin köyü ya da akrabası köyde olduğu için kısmen çoğumuz köyde atlara biniyoruz burada para vermek bize garip gelebilir buraya daha çok memur veya öğrenci kesimi gelip ata biniyor yâda kayıt yaptırıyor. Dolayısıyla zamlar gerçekten bizi etkiliyor. Dediğim gibi her şey bize yurt dışından geliyor. Atın nalı olsun, çivisi olsun, derisi olsun bunlar gerçekten bizi zorluyor ve biz de fiyatlara yansıttığımızda insanlara biraz yüksek fiyat çıkıyor. Bizler kurs fiyatlarına az bir miktar zam yaparken maalesef bize gelen ürünlerde yüzde 85 ile 90 arasında bir zam yapıldı. Ne kadar zam yaparsak yapalım maalesef girdiğimiz masrafın altından çıkamıyoruz” ifadelerine yer verdi.  


“HERKES AT SÜRMEYİ BİLİYORUM DİYOR”
At sürmeye gelen herkesin ben at sürmeyi biliyorum demesinden rahatsız olduğunu aktaran Yıldırım “Buraya gelen herkes ben at sürmeyi biliyorum diyor fakat at sürmeyi bilmiyorlar. Atı hırçınlaştırıyorlar ve durum böyle olunca atlarımız da huysuzlaşıyor. Bugün profesyonel bir eğitim almakla köyde ata binmek arasında dağlar kadar fark var. Köyde kullandığınız ata kamçı ile vurduğunuz zaman o at çok hırçınlaşır ve artık uysal olmaz. At uysal olmadı mı bizler de burada vatandaşı bindirmeye korkuyoruz” dedi.  


“AT BİNİCİLİK KÜLTÜRÜMÜZÜN OLMASI GEREKİYOR”
At sürmenin önemine vurgu yapan Yıldırım sözlerini şu şekilde sürdürdü “Bugün sadece yetişkinlerde değil, hem çocuklarda hem yaşlılarda da at biniciliği kültürünün olması gerekiyor. Bu sosyal aktiviteler insanların ruhlarını dinlendiriyor. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bizlerde ülkemizde at binicilik kültürünü geliştirmek istiyoruz. Böyle bir hizmetin Urfa'da olması insanlarımızın memnun edecekken maalesef vatandaşlarımızın gelmemesi veya talep etmemesi bizleri ne yazık üzüyor” sözlerine yer verdi. 


“AT SÜRERKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ”
At sürerken nelere dikkat etmemiz konusunda uyarılarda bulunan Yıldırım “Bineceğimiz atı önce tımar etmemiz gerekiyor. Atın vücuduna hafif dokunuşlarla ona güven vererek bir nevi beden dilimizle konuşacağız. Aldığımız tarakla atın her tarafına dokunacağız saçlarını ve kuyruğunu taramalıyız. Eger ve bandanasına bakıyoruz. Eğer güzel bir şekilde hazırlanmazsa ve sahibi ona güven vermezse at bizimle iletişim kuramayabilir, atı tımar etmemizin altında yatan neden atın bir sağlık problemi varsa bunu görmeyi sağlayacaktır bunun için atı her hazırladığımız zaman onunla iyi iletişim kurarak sorun ve sıkıntılarını dinleyeceğiz. At kullanan insanların atın üstündeyken dengede olmaları gerekiyor ata binerken her zaman sol taraftan bilmemiz gerekiyor ve tekrardan sol taraftan inmemiz gerekiyor. Atımızla iletişim haline geçip ona güven duyduğumuzu gösteriyoruz. İlk derslerimizde daha çok denge üzerine duruyoruz ve denge çalışmaları yapıyoruz. At koşarken ne yapmalıyız bizler denge sağlamalıyız denge sağlayamazsak neler yapmalıyız bu tür kuramlar üzerine daha çok kursiyerlerimize eğitimler veriyoruz. Kursiyerlerimiz işi tam anlamıyla öğrendikten sonra kendilerinden Emin olduğumuz müddetçe kontrolü onlara bırakıyoruz.  Üzerine ilk bindiğimizde duruşumuz çok önemlidir. Hat üzerinde daha çok topuk kalça ve omuzlarımız hareket edecektir ve dik bir şekilde oturmamız gerekiyor.