'Biriken enerji, toplumu şiddete yöneltiyor'

TAKİP ET

Toplumun alt katmanında biriken şiddet enerjisinin toplumdaki birçok kesimi etkilediğini söyleyen Sosyolog Halil Dusak, birçok toplumsal sorunun da gençleri intihara sürüklediğini belirtti.

Son zamanlarda teknolojinin gelişmesine paralel olarak toplumda şiddet olaylarının da artmasına neden oluyor. Yaşanan şiddet olaylarının birçok nedeninin ekonomik sorunlar olduğu belirlenirken, meydana gelen intihar olaylarında da birçok kez maddi sıkıntılar gerekçe gösteriliyor. Toplumda ekonomik sorunların şiddet olaylarını da yaygınlaştırdığı belirtilirken, şiddet olaylarının bir diğer nedeni ise dizilerdeki senaryolar olarak gösteriliyor.



Toplumun alt katmanında biriken şiddet gün yüzüne çıkıyor

Şiddet olayları ile ilgili gazetemize bilgi veren Sosyolog Halil Dusak, "Toplumun alt katmanlarındaki fay hatlarında bir şiddet enerjisinin biriktiğini ve bu şiddete yönelik enerjinin gün yüzüne çıktığı çatlaklarda toplumun birçok kesimini de etkilediğini söyleyebilirim. Şiddettin birçok türü vardır. Bunların başında Psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet ve fiziksel şiddet olarak dört kategoride inceleyebiliriz ve bu sosyolojik olgunun birçok nedeni vardır. Bunun nedenlerini tek bir şeye indirgeyemeyiz." dedi.  



'Toplumsal sorunlar intihara zemin hazırlıyor'

Son zamanlarda yaygın hale gelen intihar olayları ile ilgili açıklamalarda bulunan Halil Dusak, "İntiharın birçok nedeni vardır. Gençlerin yaşadığı toplumsal sorunlar, onların intihar etmelerine yönelik bir zemin hazırlıyor. Bunların başında kuşak çatışması gelmektedir. Bu duruma ekonomik sorunlar da eklenince bireyi yalnızlığa itip onun psikolojisi üzerinde ciddi sorunlar yaratmaktadır. Bu durumda birey için tek bir çözüm vardır. O da intihar edip hayatına son vermektir. Bir başka intihar türü de ilaç içerek intihar etmeye çalışanlar bir mesaj içerdiğini ve bu mesajı da söyle okuyabiliriz: Ailesine veya çevresine istekleri olmazsa kendisini öldüreceği mesajını vermekte olduğunu söyleyebiliriz. Ama kendini asanlar ya da ateşli silahla vuranlar artık kesin ölümü seçtiklerini söyleyebiliriz. Silahla adam öldürme olaylarına baktığımızda bunun altında yatan birçok sosyolojik nedenden söz edebilir. Örneğin, toprağın halen namus üzerinden kutsanıp yeniden üretilmesi gibi. Bunun dışında adam öldürmenin bir başka nedeni de bana göre bireylerin ya da ailelerin ekonomik anlamda gelişmelerine bağlı olarak silahları alma ve onlara ulaşma imkânın daha fazla olmasıdır. Bu bölgedeki ailelerine ekonomik anamda gelişmesi ve eğitim düzeyinin düşük olmasıyla beraber bu ekonomik ilerlemeyi eğitime ya da farklı bir alana yatırım yapmaya yönelmezler, sadece güç ve iktidar için onu kullanma eğiliminde olmaları silahla bireyin yaşamına son vermenin altında yatan en büyük nedenin bu olduğunu düşünüyorum. Hiçbir gerekçe bir bireyin yaşama hakkından daha değerli olamaz. Bu üzücü olaylarının tekrar yaşanmaması için Sayın Valimizin silahsızlanma çağrısına herkesin destek vermesini temenni ediyorum." diye konuştu.



'Dizilerdeki senaryolarla insanlar toplumdan uzaklaşarak duyarsızlaşıyor'

Sosyolog Halil Dusak, "Çocukların küçük yaşlarda şiddete özenmelerinin altında yatan televizyonlar ve cep telefonları geldiğini, bu duruma televizyonlarda gösterilen birçok dizinin zemin hazırladığını söyleyebilirim. Özelikle son dönemlerde gençlerin arasında popüler olan dizilerin söylemlerine ait yazıların Şanlıurfa’nın kenar mahallede yaşayanların evlerinin duvarlarına onu izleyen çocuklar tarafından yazıldıklarını söyleyebiliriz . Fransız sosyolog ve düşünür Jean Baudrillard bu durumu şöyle açıklamaya çalışır : 'Modern kültür kapsamlı ve felaket türünden bir devrim geçirmektedir.' Kitleler duyarsızlaşmakta, toplumdan uzaklaşmakta ve ticari televizyonun yarattığı  mamalarla beslenen pasif izleyiciler haline gelmektedirler. Bu nedenle çocukların çetelere özendiği kadar toplumda en saygın statüye sahip bireylere bile özenmediklerini söyleyebiliriz. Zaten bu tür dizilerde ne devletin kendisini ne de onun kolluk kuvvetlerini görebiliyoruz. Bu durum zaten çocuğun zihninde devletin varlığını ortadan kaldırıyor ve devletin gösterilmemesi de bu olumsuzlukları çocuğun zihninde olumlu olarak yorumlanmasına neden oluyor. Çocuk artık şöyle düşünmeye başlıyor: 'Bunlar kötü ve yasadışı olsaydı çoktan yakalanmışlardı.' Yakalanmadıklarına göre iyi olduğunu da düşünmesine sebep olabiliyor." ifadelerini kullandı.



Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni bir sanal dünyanın yaratıldığını belirten Dusak, "Bu sanal dünyadan çocukları denetleyecek herhangi bir önlem olmadığı için çocuk, kendine yeni bir kimlik yaratmaktadır. Bu durum çocuğun belli bir süreden sonra ailesini beğenmeme, onu kabul etmemeye doğru bir gelişim başlamasına sebep olmaktadır. Çocuk artık sanal kültürle büyümeye başlar ve onun içinde kendine yeni bir evren kurar. Geçen yıl bir gazetede okumuştum bir ülkede bir çocuk çizgi film karakteriyle evlenmek için devlete başvuruyor. Bir başka çarpıcı bir örnek de  yeni evlenen bir çift internet üzerinde çocuk besleme  programındaki sanal  çocukla ilgilendikleri için gerçek  çocuklarını ihmal etmeye başlıyorlar ve bunun sonucunda gerçek çocukları ölüyor. Bu acı örnekler siper-gerçekliğin var olan reel gerçekliğin yerini nasıl aldığı konusunda da düşündürücüdür." şeklinde konuştu.  

 

sosyolog halil dusak iriken enerji toplumu şiddete yöneltiyor oplumsal sorunlar intihara zemin hazırlıyor fransız sosyolog ve düşünür jean baudrillard haberler son dakika