'Bunlar dere yataklarını bile imara açtılar'

TAKİP ET

Karaköprü Bağımsız Belediye Başkan adayı Serhat Erdem, Karaköprü ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erdem, Önceki belediye başkanlarının dere yataklarına bile imar izni verdiklerini belirterek, "Belediyeler rant kapısına döndü. Karaköprü'de birçok çalışmada usulsüzlükler yapıldı.Bu usulsüzlükleri yargıya taşıyacağım." dedi.

Karaköprü Bağımsız Belediye Başkan adayı Serhat Erdem, gazetemize verdiği röportajda Karaköprü'nün sorunlarını açıkladı. Karaköprü Belediye Meclis üyesi iken yapılan imar hatalarına sürekli karşı çıktığını belirten Serhat Erdem, ilçede yapılan ve yıkılan projelerle usulsüzlüklerin yapıldığını iddia etti. Karaköprü'nün yeşil alanlarını ve tarım arazilerinin kontrolsüzce yok edilerek, buranın betonlaştırıldığını söyleyen Belediye Başkan adayı Serhat Erdem, burada görev yapan belediye başkanları da eleştirerek, "Bunlar dere yataklarına bile imar izni verdiler." dedi.

Siyasi partilerden seçilen belediye başkanlarının uçuk projelerle vatandaşları aldattıklarını sözlerine ekleyen Serhat Erdem, "Belediyeler israfla yönetiliyor. Bir belediye başkanının aylık masrafı 60-70 bin liradır. Belediye başkanları kiraladıkları araçlar ve korumalardan vazgeçerlerse yıllık 1 milyonluk proje bedavadan gelir. Karaköprü'nün belediye başkanları ve başkan adayları, geçmişlerinin temiz olduğunu düşünüyorlarsa gelsinler canlı yayında karşılıklı tartışalım." diye konuştu.

Belediyedeki birim amirlerinin kendi menfaatleri doğrultusunda tarım arazilerini beton yığınına çevirdiklerini söyleyen Erdem, Ormana yakın alanların neden imara açıldığını kamuoyunun bildiğini vurguladı. Erdem, parayla değil, emekle projelerini geliştirdiğinin altını çizerek belediye başkanı olarak seçilmesi durumunda hayata geçireceği projeleri açıkladı.  

İşte Karaköprü Bağımsız Belediye Başkan adayı Serhat Erdem il yaptığımız röportajın tamamı...



Karaköprü'nün sorunları nelerdir?

Karaköprü, gelişmekte olan bir ilçemizdir. İlçemizin imar planı yapılırken, bu imar planı düzgün bir şekilde yapılmadı. Karaköprü, beton yığınına çevrilen bir ilçe haline getirildi. Çok fazla yeşil alan donatıları kayboldu. Şimdiye kadar görev yapan belediye başkanları, birçok yeşil alanı parsellenerek satıldı. Bu durum özellikle Ak Parti'li belediye başkanları döneminde yapıldı. Ben daha önce de Meclis Üyeliği görevini sürdürürken buna karşı çıkmış, basın aracılığıyla kamuoyuna duyurmuştum. Ancak bu tepkilerimiz yerel medyada yeterince ses getirmedi. Karaköprü 500 bin nüfusu kaldırabilecek bir yapıya göre planlanırken, şu anda 200 nüfuslu olmasına rağmen buradaki yollar bu yükü kaldıramaz duruma geldi. Alt yapıda, trafikte, yollarda sıkıntıları çoktur.



Daha önce Meclis üyeliği görevini sürdürürken sorunlara yol açacak birçok duruma tepki gösterdiniz ve bu durum kamuoyunda pek yankı bulmadı anlayışıyla mı Belediye Başkan adayı oldunuz?

Sadece bu sebepler değil, buna yönelik birçok sebep vardır. Karaköprü halkıyla beraber belediyeyi yönetmeye talip olduk. Bizim öne sürdüğümüz projeler de tamamen tüm insanları ilgilendiriyor. Çünkü bu projelerimiz başta iş istihdamı olmak üzere her türlü israfın ve usulsüzlüklerin önüne geçebilmeye yöneliktir. Bu sebeple yola çıktığımızı söyleyebilirim.



'TELEFERİK PROJESİNE VERECEĞİMİZ 35 MİLYONU KIRSAL MAHALLELERDEKİ SORUNLAR İÇİN HARCANABİLİRDİ'



Seçim sürecinde merkezde veya kırsal mahallelerde kapı kapı dolaşarak vatandaşlardan destek alıyorsunuz. Kırsal alanda halen içme suyu bulamayan vatandaşlar var. Bu konu dahilinde kırsal mahalleleri ile ilgili size iletilen en önemli sorunlar nelerdir?

Biliyorsunuz Karaköprü'de 200 bin nüfus var. Nüfusa göre de belediyelere ödenekler gelir. Öyle uçuk projelerle ilçemizin parasını o kadar heba ettiler ki biz bunu defalarca belediye Meclisinde gündeme getirdik. Örneğin teleferik projesi gündeme geldiğinde 14 milyon maliyeti olduğunu öğrenince buna karşı çıkmıştık. Çünkü kırsal mahallelerimizin alt yapı sorunlarını, içme suyu ile ilgili sorunları, yollarla ilgili sorunları biliyorduk. 14 milyonu bu mahallelerdeki sorunlara harcamak istedik. Bu proje bir yıl sonra tekrar gündeme geldi ve bu defa maliyeti 35 milyon lira olarak belirlendi. Biz bunun önüne geçmek için defalarca soru önergeleri verdik. Maalesef Ak Parti'li belediyeler ilçemizi yönettiği için Meclis üyeleri olarak da fazla durumdalar. Mecliste bu gibi durumlara itiraz eden çok az kişiydik. Zaten itirazlara da yüzde 80 cevap vermiyorlardı. Sürekli kendi bildiklerini yaptılar.



Karaköprü'de bu kadar sorunlar mevcutken, rakipleriniz olan diğer belediye başkan adaylarının ilçeye vakıf üniversitesi kurma projesi üzerinden tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde aslında en büyük sorun ekonomi ve işsizliktir. Bu konu Karaköprü'de de riayet ediliyor. İnsanlarımız işsizlikte had safhada, ekonomide çökmüş durumdalar. Ben belediye başkanlığı için aday olmadan önce ilçede iş istihdamını nasıl geliştirebiliriz konusunda gece gündüz demeden çalıştık. Aslında bu dönemde insanların siyasi partilere de güvenleri kalmadı. Biliyorsunuz geçmişte 763 projeyle geldiler ve halkı kandırdılar. Ben de birçok proje öne sürebilirim ama bunlar gerçekçi projeler değildir. Halkın gözünde hiçbir itibar görülmediği zaten anlaşılır. Bizim öne sürdüğümüz projeler para harcanmadan yapılabilir projelerdir. Belediyeciliğin nasıl olduğunu göstereceğimiz bir dönemde o projeleri hayata geçirebiliriz. Şimdi Karaköprü Belediyesi'nin üniversite yapma gibi bir lüksü yoktur. Belediye üniversite yapamaz. Diyelim ki yaptılar, peki bu üniversite nereye yapılacak? Nerede bunların bu projeleri? Bir insan proje sunarken, o projeyi geliştirir ve veri tabanını hazırlar. Yerini, hangi bölümlerden oluşacağını açıklayabilirler. Bu davranışlarla aslında insanların akıllarıyla alay ediyorlar. Bunlar gerçekçi projeler değildir. Eğer gerçekten gerçekçi projelerinin olduğunu düşünüyorlarsa gelsinler bir televizyon programına birlikte katılalım, karşılıklı anlatalım. Ama gelmezler çünkü yürekleri yoktur. Belediye başkanları siyaset ahlakı çerçevesinde tartışabilmelidirler. Öte yandan başka bir belediye başkan adayı benim projemi beğenip alırsa ben bundan memnun kalırım. Çünkü projemin kamuoyunda beğenildiğine inanırım. Eğer proje konusunda yardım isterlerse destek çıkarız. Zaten mesele ilçeye hizmet etmek değil mi? Yeter ki bu projeler yapılsın.





Genelde Şanlıurfa'da en çok yap-yık projelerine tepki geliyor. Bu yönde Şanlıurfa'da belediyelerin geçici projeler üzerine çalışma yapmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir kaldırım yapılırken bile temeline gerektiği gibi özen gösterilmezse en ufak bir yağışta bu tekrardan bozulur. Ancak belediyeler artık rant kapısına döndü. Yapıyorlar, bozuyorlar, para kazanıyorlar. Bir yol yapılırken bunun altından doğalgaz hattının, Türk Telekom hattının geçeceği biliniyor. Bir yere yol yapılacaksa doğalgaz şirketine giderek burada boruları döşemesi için talepte bulunmayı bilmeliler. Bu durumda bir çalışma bir defa yapılmış olur.





'KARAKÖPRÜ'NÜN YÜZDE 80'İNDE İSKAN YOLSUZLUĞU VAR'



Geçtiğimiz aylarda Karaköprü'de çatlamalar, çökmeler meydana geldi. Bu durum hangi sebeplerden kaynaklandı?

Ben göreve geldiğimde ilk yapacağım çalışmalar arasında geçmiş dönemlerde Karaköprü Belediyesinde denetim firmalarıyla ilgili, imar iskan müdürlükleriyle ilgili yapılan usulsüzlüklerle ilgili bu tür olaylara sebep olanların tümünü yargıya taşıyacağım. Biz Karaköprü Belediye Meclisinde bu binaların iskanlarıyla ilgili defalarca soru önergeleri verdik. Bunlar dere yataklarına bile imar izni verdiler. Dere yatağının en az sağına ya da soluna imar izni verilebilir. Karaköprü'nün yüzde 80'inde iskan yolsuzluğu var. 5 katlı binanın yanında 9 kat yapılıyor, 9 kat binanın yanında 20 kat yapılıyor. Karaköprü'de yeşil alan bile bırakmadılar.



Karaköprü'de çarpık kentleşme ne durumda; göreve geldiğinizde çarpık kentleşmeye nasıl bir önlem almayı düşünüyorsunuz?

Siz bir imarın başına bir öğretmeni getirirseniz ne kadar verimli bir çalışma elde edersiniz ki! Ya da temizlik işleri müdürlüğüne ilkokul mezunu birinin getirilmesi hiçbir verim elde edilmez. Biz göreve gelirsek görev yeri değiştirilmiş kişileri tekrar alanında uzmanlaşmış yerlere getireceğiz. Burada akrabalık, dostluk işi kesinlikle olmayacak. İmar konusunda bir çalışma olacaksa bütün imarcıları toplayacağız. Ortak kararla bu ilçeyi yöneteceğiz. Uçuk projelerle gelip insanları kandırmayacağız.



Karaköprü'de tarım arazilerinin nasıl betona maruz kaldığını biliyoruz. Bu konuda tarım arazilerini betondan korumak için nasıl önlemler alacaksınız?

Ben Meclis üyesiyken de hep dile getirdim, bir fıstık ağacı 15 yılda yetişiyor. Karaköprü'de nar ağaçlarımız, fıstık ağaçlarımız vardı. Bu alanların imara açılmaması konusunda sürekli telkinlerde bulunduk. Ancak tarıma elverişli olmayan alanlar dururken, tarım arazileri imara açıldı. Orman eteğine imara açılan bazı yerlerden kimin faydalanacağını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Orada metrekaresi 300 lira ise bu emsalle 5 katına çıkıyor. Burada kimin arsası var, vatandaşlarımız zaten biliyor.





Karaköprü'de yaşayan engellileri düşünürsek onların her taraftan engellendiklerine yönelik şikayetleri var. Karaköprü şu anda engellilerin erişimine uygun mudur? Uygun değilse buna yönelik çalışmalarını var mıdır?

Belediye Meclisinde engelliler için emekçi işçiler için mücadelede eden biri varsa o da benim. Bunun mücadelesini sadece  ben veriyordum. Engellilerin sosyal hayatıyla ilgili, yaşamlarını kolaylaştırma adına sürekli telkinlerde bulundum. Karaköprü'de kaldırımlarda iki kişi rahat bir şekilde yan yana yürüyemiyor. Ağaçlar, elektrik direkleri kaldırımların ortasına konulmuş. Ben bunun için de mücadelemi sürdüreceğim.



Karaköprü için en önemli projeleriniz hangileridir?

Karaköprü için 3 önemli proje geliştirdik. Birincisi eğitim üzerine çalışmalar yaptık. 3-5 yaş arası çocuklara görsel eğitim evleri açacağız. 7-10 yaş arası çocuklar zaten okullarda toplama çıkarmayı biliyorlar. Ama kültürlerini fazla bilmiyorlar, aile değerlerini bilmiyorlar, ahlaki eğitim de ön plana çıkarılamıyor. Bu eğitim verilirse çocuklar iyiyi kötüyü ayırabilir. Biz 14 yaşına gelen çocukların uyuşturucu bataklığına  girmemeleri için, kötü çevre oluşturmamaları için bu saydığımız alanlarda eğitim vermek amacıyla evler kuracağız. 14-18 yaş arası çocuklar da bir boşluğa düşmemeli. Onlar için de yeteneklerini gösterecekleri bir proje geliştirdik. Belediye bünyesinde bilim ve teknoloji, sporun her dalında kurslar açarak yetenekleri doğrultusunda onları yönlendireceğiz. Eğitim evleri açtığımızda bu kez öğretmenlere ihtiyacımız olacak. İşçi gücüne ihtiyacımız olacak ve iş alanları artacak.



İkinci projemiz kadınlara yöneliktir. Kadınlarımız dört duvar arasında kapalı tutmanın hiçbir anlamı yoktur. Kadınların evlerinde dahi yaptıkları el işlemeleri, salçayı, biberi satma için götürecekleri ve sadece kadınların gittiği bir pazar oluşturacağız. Kadınlar evde ürettiklerini bu pazarda satabilecek. satamadıklarını ise belediye bünyesinde kuracağımız e-ticaretle Türkiye pazarlamasına yönlendireceğiz. Buna da belediye öncülük edecek. Bunun içinde bir de hafta sonlarını düşündük. Sonuçta üreten kadın hafta sonu dinlenecek.Bunun için de kadınların çocuklarıyla birlikte gidebileceği çocuk eğitim oyun alanları yapacağız. Çocuklar orada oyun oynarken görselliğin zenginlikleriyle uzman kişiler tarafından eğitim alacaklar.

Üçüncü projemiz ise kooperatifleşmedir. Toplumumuz tüketen bir toplum haline gelmiştir. Bugün devletimiz sebze satışına başlamış durumda. Bölgemiz tarım, hayvancılık bölgesidir. Bunlarla ilgili üç kooperatif oluşturacağız. Bir bölgede örneğin zeytin üretiliyorsa orada 5 ya da 10 kırsal mahalleyi birleştireceğiz. Bunlar bir kooperatif kuracaklar. Belediye de orada devreye girecek. O alanda fıstık kavlatma, işletme, paketlemeyi yapacak bir alan açılacak. Bu kooperatifleri destekleyecek fabrikaların açılmasını teşvik edeceğiz. Bu projenin yüzde 75'ni devlet karşılayacak, yüzde 25'ini de ortak olanlar karşılayacak. Hem üretecekler hem de işletecekler. Hayvansal ürünler de gerekiyor. Hayvancılık için de bir kooperatif oluşturacağız. Devlet destekli işletmelerde yoğurdunu, sütünü paketleyecek. En önemlisi orada insanlar çalışacak. Bunların nasıl tüketileceğine gelirken, her mahallede bir gıda bankası kuracağız. Bu malzemeleri gıda bankalarında satışa sunacağız. Bu projede üreticiyle tüketici arasındaki komisyoncuyu, toptancıyı, perakendeciyi çıkardık. Gıda bankalarında ise engelli kardeşlerimiz çalışacak. Karaköprü'de sanat sokağı adı altında halkın talebi doğrultusunda bir yere çarşı kuracağız. Bu çarşının içinde A'dan Z'ye her şey olacak.



Bunları yaparken küçük esnafımızı da düşünmek lazım. Bu doğrultuda büyük marketleri mağdur etmeden Karaköprü'nün dışına taşıyacağız. Bu güzergahlara otobüs hattı getirilecek. İsteyen gidip bu marketlerde alışverişini yapabilecek. Çünkü burada küçük esnafın biraz nefes alması gerekir. Semt pazarlarında biliyorsunuz emekçi kardeşlerimizde belli miktarda aylık ücret alınıyor. Zaten tezgah yerini kiralamışlar. Üstüne bir de ayrı bir ücret ödenmesi kabul edilemez. Biz bunun da önüne geçeceğiz.



Karaköprü'de çalışan işçiler, Haliliye'de, Eyübiye'de çalışan  işçilerden daha az maaş alıyorlar. Emekçi kardeşlerimizin maaşlarında iyileştirmeler yapılacak. Kendi elimle onlara sendika hakları vereceğim. Sendikaya üye olmayan hiçbir işçi kalmayacak. Yılda iki kez çalışan bu emekçi kardeşlerimize gıda ve giyim yardımı yapılacak. Burada Suriyelilere yılda 3-4 kez yardım yapılıyorsa benim vatandaşım da bu yardımdan faydalanmalı.



'MAKAM ARAÇLARI VE KORUMALARI KALDIRACAĞIM'

Belediye Başkanlarının altında olan araçlardan, birim amirlerinin altındaki araçlarına kadar bütün kiralık araç kullanımını kaldıracağız. Bunun yanında korumaları da kaldıracağız. Beni seçen halktan mı korkacağım ki korumalarla dolaşayım. Bir belediye başkanının masrafı 60-70 bin liradır. Bunları kıstığımız zaman yılda bir milyon lira biriktirmiş olacağız. Bu parayı başka iş alanlarında kullanabiliriz. 5 yılda 5 milyon belediye başkanının masrafı oluyor. Belediye başkanının ne özelliği var? Ben bir vatandaş olarak işime gidip geleceğim.



Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa'ya gelerek miting yapmıştı. Siz bu sırada belediye kurumlarını gezdiniz ve görevlilerin mitinge götürüldüğünü söylemiştiniz. Kurumlardaki personeller zorunlu olarak mı mitinge götürüldü?

Hangi parti, hangi genel başkanı olursa olsun, bir kurumda görevli personellerin mesai saatleri içerisinde kalkıp mitinge gitmelerini doğru bulmuyorum. Bu durum böyle olursa bu emek hırsızlığıdır. Çünkü oraya gelen vatandaşlar mağdur olacak. Ben belediyeye gittim ve sadece iki personelin olduğunu gördüm. Diğer birimlerin tamamının kapısı kapalıydı. Bunu sorduğumuzda hepsinin mitinge götürüldüğünü öğrendik. Bunlar da zorla götürülmüş. İşten çıkarma korkusuyla gitmek zorunda kalıyorlar. Gitmek isteyen olursa o gün rapor alır, izin alır ya da işe gitmez. Bizim dönemimizde bunların hiçbiri olmayacak. Herkes mesai saatinde işinin başında olacak.



Belediye başkan adaylarının reklam harcamalarına da değinmiştiniz. Bu reklam harcamaları ne kadar ve kaynağı nereden geliyor?

Biz kampanyamızı yürütürken emek harcıyoruz ama para harcamıyoruz. Bir televizyon programına çıkmak 5 bin liradan fazla maliyet gerektirir. Buna karşın Ak Parti ve Saadet Partisi adayları bir aydır sürekli televizyon programlarına çıkıyorlar. Bir billboardın 5 günlüğüne 600 liradır. Zaten brandaların kirliliğinden geçilmiyor. Bina büyüklüğünde brandalar asmışlar. Yani seçim çalışmalarına 2 milyon lira gibi bir maliyet harcanıyor. Belediye başkanlarının maaşlarını göz önünde bulundurunca 5 yılda 600 bin lira kazanıyorlar. Bunu çıkardığımızda 1 milyon 400 bin lira açık bulunuyor. Bu kadar para olursa zaten ben başka iş istihdamları açarak memlekete başka bir şekilde hizmet ederim.



Geçmişe baktığımızda bazı belediye başkanları bağımsız olarak seçildikten sonra bir partiye geçiş sağlamıştır. Bu durumu göz önünde bulundurursak siz de seçildikten sonra bir partiye geçmeyi düşünüyor musunuz?

Ben bunu her yerde net olarak açıklıyorum. Ben bağımsız aday olarak yola çıktım, seçildikten sonra da bağımsız olarak kalacağım. Görevim bitene kadar bağımsız kalacağım ve herkese eşit mesafede davranacağım. Arkanda zaten herhangi bir siyasi güç yoktur.



Karaköprü halkına bir mesajınız var mı?

Ben her zaman bunu vurguluyorum, tek bir pencereden bakmak yerine sorgulayın. Mevcut adaylarının projelerine bakın, hayal mi, gerçek mi yapılabilirliğine bakın. Sorgulandığı zaman eminim ki biz başarı ile çıkacağız. Çünkü biz halkız. Hep birlikte el ele belediyemizi yönetelim. Kimseyi ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan birlikte başarılara imza atalım.

Röportaj: Murat Doğan / Urfa Değişim

 

unlar dere yataklarını bile imara açtılar karaköprü bağımsız belediye başkan adayı serhat erdem ilçede yapılan ve yıkılan projelerle usulsüzlüklerin yapıldığını iddia etti teleferik projesi gündeme geldiğinde 14 milyon maliyeti olduğunu öğrenince türk te