'Çulhacılık' hayat bulacak

TAKİP ET

Son Ustası kalan Şanlıurfa ile özdeşleşen ve yok olmaya yüz tutan ipekten yapılan çulhacılığın yaşatılıp tescillenmesi için çalışma başlatıldı.

Şanlıurfa'da,  yok olmaya yüz tutan ve yeni nesil gençler tarafından benimsenmeyen el sanatlarından "Çulhacılık", Haliliye Belediyesinin hazırladığı atölyede hayat bulacak. 

Kentin son çulha ustası Mehmet Karataş ile görüşülerek belediyeye ait Geleneksel El Sanatları Merkezi'nde atölye kuruldu ve çulha üretimine başlandı.

Merkez Haliliye Belediyesi, Şanlıurfa'nın son çulha ustası olan Mehmet Karataş ile görüşerek belediyeye ait Geleneksel El Sanatları Merkezi'nde atölye kuruldu ve çulha üretimine başlandı.

Tescil için başvuru yapıldı
Pamuk ipliği floş ipekin kullanıldığı bez dokumacılığı olan çulhacılığın yaşatılıp tescilini yaptırmak isteyen Haliliye Belediyesi, coğrafi işaret belgesi için gerekli belgeleri hazırlayarak, Türk Patent ve Marka Kurumuna başvuruda bulundu.

Şanlıurfa'daki son çulha ustası Mehmet Karataş ise mesleği babasından öğrendiğini ve yaklaşık 50 yıldır bu işi yaptığını belirtti.

“Eskiden bu işin yapanlar çoktu”
Çulha Ustası Karataş, “İlkokul ikiye gidiyordum 9 yaşındaydım bu işe başladığımda babamın atölyeleri vardı o zamanın şartlarında bu mesleği yapan çok kişi vardı. Hemen hemen Urfa’nın nüfusu 40-50 bin civarıydı yarısı bu mesleğin içerisindeydi. Ben de orada öğrendim ben bu işi başından beri seviyordum ve ta ki adam akılı öğrenene kadar. Bizim o günkü şartlarımızda Urfa’da hemen hemen 5 bin adet hışvalı dediğimiz ürünler çıkartırdık ve bunlar rafları görmeden satılırdı. Böyle olmasının nedeni erkekli, kadınlı, tüm kazalarımız ve bitişik kentlerimizin hepsi bunları kullanıyorlardı. Herkes rengine göre, modeline göre, üretiyorduk ve satıyorduk.


“9 yaşından beri bu işi yapıyorum”
Ben 1960 doğumluyum 9 yaşından beri bu işi yapıyorum, yaklaşık 50 -51 senedir yapıyorum bu işi. Bu ürettiklerimiz içerisinde normal Urfa’nın öz malı olan hışvalılarımız yani eski kaynaklarımızı üretmeye devam ediyoruz. Ürettiğimiz ürünlerde namazlık yapıyoruz, şal yapıyoruz, boyun bağı yapıyoruz, fular yapıyoruz, gömlek yapıyoruz, namaz elbisesi, masa örtüsü, gömlek yapıyoruz, yani bu işin ufku çok geniş ve ne yaparsan yap, geniş bir yelpazemiz var. Bizim ana renklerimiz kahverengi ve turuncudur. Bu ipler bize beyaz olarak gelir bunları kendimiz boyuyoruz onun için ana renklerimiz kahverengiyle turuncu fakat dersen başka renkler de kullanırsınız tabi kullanabiliriz yok demeyiz.  Başından beri benim gördüğüm süreden beri pamuk ipliği floş ipek kullanılıyor.  Kulanmış olduğumuz malzemeler bunlar. Bu meslek aslında yok olamaya başladı 80'lerden bu yanda kalmadı hemen hemen 40 yıldır yok.

Öğrenmeye gelen olursa yok demiyoruz gelsinler öğrensinler şuanda dışarıdan gelen olmadığı için kendi çocuklarım öğrendi ve bu işi yapıyorlar. Benden sonra bu işi yapacak tek kişi onlar gibi görünüyor, tabi bunun dışında gelen olursa gelsinler öğrensinler bunu isteriz. Tabi bunun yanı sıra pandemi var pandemiden dolayı da çok kalabalığa girmiyoruz, onun için mümkün mertebe bu şekilde idare ediyoruz.  pandemi olmasa, her şey normal olursa, kim geliyorsa gelmelerini isteriz,  yeter ki gelsinler öğrensinler. Bu meslek ölmesin çünkü bu meslek 550 senedir Şanlıurfa’da icra ediliyor.

“Eskiden Antep gelip Urfa’dan alırdı”
Benim bildiğim bu yönde tabi bunun öncesi de varmı? Onu bilemem ben bu mesleğin 550 yılık geçmişini Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinden biliyorum. Seyahatnamesinde yazmış Urfa’da Kapı gibi kaput bezi dokunuyor diye aynen böyle yazıyor seyahatnamede. O yüzden bu meslek ölmesin bunun doğduğu yer Türkiye’ye tanıtıldığı yer burası. Ben çıraklığımdan biliyorum Antep gelir bizden mal alırdı. Antep sonradan böyle gelişti. Urfa’nın gerçekten bir potansiyeli vardı neden şimdi biz böyle geride kaldık bilmiyorum. Teknolojinin gelişmesiyle her şey bilgisayarlaştı, makineleşti ama bizim hala eski tempomuz devam ediyor yani ben 50 sene önce gördüğümü hala icra ediyorum.” dedi


“Çulhacılığı koruma altına aldık”
Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat; "Çulhacılık geçmişten bugüne atalarımızdan beridir bizlere devredilen bir kumaş türü, bir bez türü, iplikten bez haline, kumaş haline dönüşmektedir. Boyaması dâhil olmak özere, ipek karışımıyla birlikte nasıl ki birçok vilayetin, beldenin, kendine göre öz has bezleri kumaşları varsa; Şanlıurfa’nın da çulhası var.  Çulhayla ilgili bu meslek ölmesin diye, malumunuz Şanlıurfa (2.milyonluk )bir şehir teknolojiyle ilgili olarak nerdeyse bu meslekte kimse kalmadı. Şu anda kalmış bir aile var onu da biz kendi belediyemiz bünyesi altında koruma altına aldık. Ailenin efratları, fertleri olmak üzere  şuanda gelecek nesillere aktarım açısından öğrenciler yetiştiriyorlar. Daha fazla öğrenci yetiştirmek içinde pandemi sonrasına bırakmış durumdayız ama en azında bu mesleğin, çulhacılığın ölmemesi açısından şu anda koruma altına aldık. Üretim devam ediyor. Hediyelik ürünler üretiyoruz, inşallah daha sonrasında öğrencilerimizle birlikte daha farklı envai türlere de geçmiş olacağız.

“Geçmişte 500’e yakın esnaf vardı”
Geçmişte Urfa’da yaklaşık 500 yakın çulha işiyle uğraşan esnaf kardeşimiz varmış babalarımızın ve dedelerimizin olduğu tarihten bahsediyorum. Yüzyılardan beri devam eden bir meslek şu anda sadece Şanlıurfa Haliliye belediyesi olarak bu görevi üzerimize devralmış bulunmaktayız.  İnşallah bunu nesilden nesille aktarmak adına elimizden gelen gayreti sunuyoruz ayrıca çulhayı tescil noktasında müracaatlarımızı tamamladık birinci aşamayı geçtik, inşallah ikinci aşama sonrasında, tam tescil olacak ve çulhacılığı da tüm dünyaya olduğu gibi Türkiye’de de tescilini gerçekleştireceğiz.

Evet, son ustaya sahip çıktık aynı zamanda kızını yetiştiriyor bir bayanı yetiştiriyor bir bayanı yetiştirmek kadın istihdam açısından o da bizim bünyemizde ve ondan ricamız gene aynı şekilde ister kadın olsun erkek olsun öğrencilerini yetiştirsin. Bir arkadaş daha var o da zaman zaman gelip gidiyor ama burası süre gelen bir yer sonuçta dokuma tezgâhı, dikimi, kumaşın, ipliğine renk verilmesi, özerinde nakış işlemesi; hepsi geçmişten bu güne gelen orijinal haliyle süre geliyor. Bunun devam ettirilmesiyle ilgili olarak bizde bunu kendimize hedef etmişiz inşallah bu çulhacılığı yaşatacağız. “diye konuştu.

Abdulkadir Çelikcan / Urfa Değişim