Deriye ses veren son usta!

TAKİP ET

Tarihin en eski el sanatlarından ve mesleklerinden biri olan kürkçülük ile defçilik, günümüzde yok olmaya yüz tutan meslekler arasındaki yerini aldı. Şanlıurfa'da deriye ses veren son usta Mehmet Karaca, 'Babamın döneminde 150 civarında usta vardı, şimdilerde sadece 3 derici kaldı.' dedi.

Şanlıurfa’da demircilik, bakırcılık ve kürkçülük gibi mesleklerin ustaların sayıları yok denecek kadar azaldı. Bu durumun en önemli nedeninin ise yeni ustaların yetişmemesi olarak belirtiliyor. Oldukça zahmetli olan ve tamamen insan gücüne dayanan bu meslekleri sürdüren ustalar, çırak bulamadığından dolayı mesleklerini devam ettirecek usta yetiştiremiyor.

 

150 ustadan sadece 1'i kaldı

İnanç merkezi olan Şanlıurfa’da, son zamanlarda artan ilahi guruplarından dolayı el davulu, bendir ve def olarak bilinen arbane’ye ilgi de arttı. Ancak bu ilgiye rağmen bu mesleği icra eden yaklaşık 150 ustadan geriye sadece bir usta kaldı. Oldukça zahmetli bir uğraşın ardından deriye ses veren deri ustası, son demlerini yaşıyor. Son usta Mehmet Karaca, mesleğinin kaybolmaması adına elinden gelen her şeyi yaptığını belirtti.

 



Defler ülkenin dört bir yanına gönderiliyor

Deriler önce tuzlanıyor ardından suya bırakılıyor. Suda iki gün bekletildikten sonra tüylerinin dökülmesi için ilaçlanıyor. Daha sonra ustanın elinde temizlenen deri, def olmaya hazır hale geliyor. Ham derinin zahmetli işlemden geçirilerek def haline gelmesini sağlayan son usta Mehmet Karaca, Türkiye’nin dört bir tarafından gelen siparişleri karşılıyor.

 

'El defi yapan sadece biz kaldık'

Mesleğini zor şartlar altında sürdüren son def ustası Mehmet Karaca, “Bu mesleği babamdan devraldım. Babamız bizi çocukken atölyeye getirirdi. Burada mesleği öğrendikten sonra devam ettirdik. Çocukluğumdan beri gelip gidiyorum, yapıyorum. Babamın döneminde 150 usta vardı. Şimdilerde sadece 3 derici kaldı. El defi yapan sadece biz kaldık.” diye konuştu.

 

Teknoloji gelişti, mesleğimiz yenik düştü

Mesleklerinin parlak olduğu dönemlerde teknolojinin bu kadar gelişmediğini söyleyen Karaca, “O zaman teknoloji bu kadar ilerlememişti. O şartlarda yapıyorduk, şimdi teknoloji ilerledi, makineler çıktı, biz yenik düştük. Yani teknolojiye yenik düştük. Bakırcılık ve demircilik gibi meslekler de bizim gibi teknolojiye yenik düştü.” şeklinde konuştu.

 



'El defleri eskiden zikirde kullanılırdı'

El definin kullanıldığı alanları da anlatan Karaca, “El defleri geçmişte zikirlerde kullanılırdı. Şimdilerde hediyelik eşya olarak satılıyor. Düğünlerde, mevlitlerde kullanılır.

Özgün müziklerde, tasavvuf müziklerinde kullanılır. Eskiye nazaran biraz daha iyidir. Defi yani el defini yapan Şanlıurfa'da bir tek ben kaldım. Ham deriyi alıp dabaklayıp defe çeken bir tek ben kaldım.” ifadelerine yer verdi.

 

'Ayda 150-200 tane satıyoruz'

Deflerinin üç ayrı boyuttan oluştuğunu söyleyen Mehmet Karaca, “Defi üçe bölmüşüz. Küçük olanı çocuklar için, orta boy yeni alışanlar için, en büyük boyları ustalar için ayda ortalama 150-200 arasında satıyoruz.” dedi.



Abdulkadir Çelikcan / Urfa Değişim