Hayatını kaybeden ünlü oyuncunun Yılmaz Güney ayrıntısı!

TAKİP ET

Şanlıurfa Siverekli Çirkin Kral lakaplı Yılmaz Güney'in 'Arkadaş' filminde oyunculuk hayatına başlayan Civan Canova geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetti.

Civan Canova daha önce yaptığı bir açıklamada Yılmaz Güney ile ‘Arkadaş Filmin’ setinde tanıştığını daha sonra aralarında sarsılmaz bir dostluğun oluştuğunu Yılmaz Güney’in Ankara Mamak Cezaevine girdiği sıralarda onu daima ziyaret ettiğini söyledi.

Merhum Civan Canova oyunculuk hayatına başladığı o günleri şöyle anlatmıştı. “İlk set günümü çok iyi hatırlıyorum. 1974 yılının temmuz ayıydı. Yazlığımızın bulunduğu Kumburgaz’da çekiliyordu film. Yani öyle evden çıkıp ekiple buluşmak, servis arabasına binmek falan yoktu. Setçi ağabeylerden biri eve ya da kumsala gelip haber verirdi çekim var diye. Ben de kalkıp sete, yani iki ev öteye giderdim. Oyun gibiydi yani. Hatta bu işi profesyonel olarak yaptığımı, filmin bitiminde Yılmaz ağabeyin, “Git yazıhaneden paranı al.” demesiyle anlamıştım. İlk günkü sahne şöyleydi; Evin hizmetkârı Halil (yani ben) bahçe hortumunu takarken, uzaktan kendisini izleyen Azem’i (yani Yılmaz Güney’i) görür, tedirgin olur. Bir süre bakar ve aynı tedirginlikle eve döner.” Dedi

“YILMAZ GÜNEY HAPİSE GİRDİĞİNDE AĞLADIM”

Yılmaz Güney’in Adana’da yaşadığı silahlı kavga yüzünden cezaevine girdiği zaman  büyük bir üzüntü yaşadığını söyleyen Canova, Yılmaz Güney’i  Ankara Mamak Cezaevinde bir çok kez ziyaret ettiğini hiçbir zaman onu yalnız bırakmadığını ifade etti.

Civan Canova sözlerini şöyle sürdürdü” ‘Arkadaş’ ilk filmim. Ondan bahsettim az önce. Henüz konservatuara girmemiştim o film çekilirken. Sanırım 1974 Temmuz sonunda bitti film. Ağustos ayı başında Yılmaz ağabey tutuklandı. Siyah beyaz televizyonda, haberlerde verdi olayı ve Yılmaz Güney’ in tutuklandığını. Ağladım televizyonun başında. Geriye döndüm, baktım anneannem de ağlıyor. Oysa daha iki gün önce sahilde vedalaşmıştık. O arabasının içindeydi, ben bisikletle geliyordum karşı sokaktan. Durup camı açmış ve başımı yakalayarak kendine çekmiş, yanaklarımdan öpmüştü. Biliyordum Adana’ ya gidip yeni filme başlayacaklarını. Üçüncü filminde de beni oynatmayı düşünüyordu. Ama ben konservatuara girecektim ve yasaktı okulda okurken dışarıda çalışmak. Eylül ayında ben konservatuara girdim. Okula girdiğim sıralarda Yılmaz ağabeyi Ankara, Mamak cezaevine naklettiler. Okulumuza yakındı cezaevi. İki dolmuş durağı arası vardı. Sanırım iki ya da üç kez ziyaret ettim Yılmaz ağabeyi. Biz daha da görmedim. Eşiyle karşılaştık otuz küsur yıl sonra, Gümüşlük’ de… Tanıdı beni. “Ne kadar yaşlanmışsın” diye hayret etti. İnsanları hep son bıraktığımız haliyle hatırlarız ya, Fatoş abla da beni on dokuz yaşında görmüştü en son. Ve o an elli dört yaşındaydım. Onunla sohbet ederken hep o yıllara gittim. On dokuz yaşımın temmuz ayını yaşadım sanki yeniden, anbean.”

YılmazGüney CivanCanova Sinema Aktör