"İstanbul Sözleşmesi'ni karalamaktan vazgeçin"

TAKİP ET

Artan şiddet olayları ve Pınar Gültek'in vahşice katledilmesine tepki gösteren Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Merkezi adına basın açıklaması yapan Av. Fazilet Taştan Arserim, 'Şiddette karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Şiddet Yasası'nı karalamaktan vazgeçin!' dedi.

Türkiye genelinde son zamanlarda artan şiddet olaylarına tepki gösteren Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Merkezi adına basın açıklamasını okuyan Av. Fazilet Taştan Arserim, “Ülkemizde kadınlar her gün artarak devam eden şiddete ne şekilde maruz kalacağı Pınar Gültekin gibi vahşice öldürülüp öldürülmeyeceği endişesiyle, sokağa çıktığında, yolda yürürken, çalışırken taciz ve istismara uğrama korkusu yaşamaktadır. Bu yüzden sesleniyoruz İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı Şiddet Yasası'nı karalamaktan vazgeçin!” dedi.

 

Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Komisyon Üyesi Av. Fazilet Taştan Arserim, basın açıklamasında şu şekilde konuştu: “İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın hem bir sonucu ve hem de sebebi olarak tanımlanmasını sağlamış, Şiddetin ortaya çıkmadan önlenmesi, mağdurların korunması, faillerin cezalandırılması ve konu hakkında gerekli politikaların üretilmesi yöntemini benimsemiştir Dolayısıyla devlet kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kadın cinayetlerinin önüne geçmek ve kadını her alanda güçlendirmekle görevlidir

 

Pınar Gültekin'in yine bir kadın cinayetiyle vahşice öldürüldüğünü öğrenmemizle birlikte 2020'de öldürülen kadın sayısı 118'e yükseldi. Adalet Bakanlığı verilerinde kadınları koruyan kanunların ve sözleşmenin yürürlükte olmasına rağmen uygulamaya alınmamasıyla kadınların korunmadığı görülüyor. Sadece 2019 yılında 41 bin 383 koruma başvurusu reddedildi. Üstelik toplam koruma talebi içerisinde 2012 yılında 11,8 olan ret karan oranı, 2019 yılında 15,6'ya yükseldi. Yargının kadın cinayetlerini önlemek konusunda yetersiz kalması yanında Adalet Bakanlığı 2019 Adli Sicil istatistikleri ne göre kadınların cinsel ve fiziksel şiddet şikayetlerinin çoğu da takipsizlikle sonuçlanıyor.

 

Kadına yönelik şiddete karşı mücadelede gerekli mekanizmaları kurmak ve işler kılmak devletin asli görevlerinden biri olmasına ve kadına ve çocuklara yönelik işlenen suçlarla ilgili soruşturmaların titizlikle, geciktirilmeden, etkin bir şekilde yürütülmesi de devletin yükümlülüğündeyken

 

Gülistan Doku'dan 4 Ocak’tan bu yana haber alınamıyor.

Nadira Kadirova dosyası kapatıldı.

11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın ölümü şüpheli çocuk ölümü olmasına rağmen dosya bugünlerde kapatıldı.

Şort giydiği için üniversite öğrencisi Beril N'yi dövüp darp eden ardından mahkemeye çıkıp evet şort giydiği için dövdüm herhangi bir psikolojik rahatsızlığım da yok diyen 70 yaşındaki Hüseyin A. serbest bırakıldı.

Muş'ta yaşayan Fatma Altınmakas ise aile içerisinde tecavüze uğraması sebebiyle evli olduğu erkek tarafından katledildi. Altinmakas'a tecavüz eden S. "yeterli delil olmaması ve delilleri karartma imkanı olmaması" gerekçesiyle serbest bırakıldı.

 

Şırnak’ta 10 yaşındaki bir kız çocuğun uzman çavuş tarafından cinsel istismara maruz kaldığının öğrenilmesinden sonra valiliğin “aşırı alkollü” diye açıklama yapması kabul edilmez olduğu gibi ve bu durumun devletin kurumları aracılığıyla çocuk istismarının meşrulaştırmasına zemin hazırladığı ortadadır.

 

Yine yakın zamanda üst yargı memesi olan Yargıtay, kadın memurun kalçasına vuran Müdür için "babacan" tavırla hareket etmiş diyerek lehe verilen karar bozdu.

 

Polisin görevi yurttaşların can mal olmasına rağmen gözaltında bulunan TJA aktivisti Rojbin Çetin'e işkence uygulanmış yine yakın zamanda Pınar Gültekin için toplanan kadınlar gözaltına alınırken kolluk tarafından aynı uygulama devam ettirilmiştir

 

Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kurum ve kişiler gözaltına alınarak haklı mücadele hedef alındığı ortadadır. Önce Diyarbakır'da bu konuda etkin bir çalışma yürüten Rosa Kadın Derneği yönetici ve üyeleri sonra ise TJA sözcüsü Ayşe Gökkan’ın da bulunduğu STK ve belediye meclislerinde yer alan birçok kadın arkadaşımız gözaltına alınmış olup kadına yönelik şiddetle mücadele için emek veren merkez üyemiz Av. Sevda Çelik Özbingöl de Marttan bu yana tutuklu bulunmaktadır.

 

İstanbul Sözleşmesi'nin mutlaka her yönüyle uygulanması gerekliliği, yaşanan bu olaylarla tekrar tekrar anlaşılmaktadır. İstanbul Sözleşmesi'nin tartışmaya dahi açılması kadın düşmanlığıdır, yaşam hakkını gasptır. Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak bu ülkede yıllardır süregelen kadın katliamını durdurmak için maddelerini derhal uygulayın! Diyoruz.”

pınar gültek av. fazilet taştan arserim İstanbul sözleşmesi 6284 sayılı Şiddet yasası