Metruk yapılara dönüşen tarihi evler

TAKİP ET

2019 yılının Şanlıurfa için turizm alanında önemli bir adım olmasına rağmen buradaki tarihi değerlerin durumu kente yakışmıyor. Şanlıurfa'nın tarihi evlerinin bazıları bakımsızlıktan yıkılırken, bazılarında ise çöp yığınları oluştu.

2019 yılının Göbeklitepe yılı olarak ilan edilmesi ile turizm alanında gözler Şanlıurfa'ya çevrildi. Ancak Göbeklitepe, Şanlıurfa için büyük bir avantaj olurken, turizm alanlarına kazandırılacak bazı bölgelerin durumu ise turizmde önemli adım atan kente yakışmıyor. 



Tarihi evler Şanlıurfa turizminde ön plana çıkıyor ama...

Şanlıurfa turizminde her ne kadar Balıklıgöl ve Göbeklitepe gibi değerler ön plana çıksa da dar sokakları oluşturan tarihi evler de turizmde oldukça önemli bir yere sahip. Şanlıurfa'nın dar sokakları ve tarihi evleri de turistlerin en çok gezdiği yapılar oluyor. Bu konuda sürekli tarihi evlerin turizme kazandırılacağını söyleyen Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, bu yapıların turizm alanlarına kazandırılmak için butik otellere ve konuk evlerine dönüştürüleceğini açıklamıştı. Ancak Şanlıurfa, turizmde önemli bir yıla girmek için hazırlanırken, birçok alanda olan tarihi evler halen bakımsız bir şekilde çöp yığınlarıyla olduğu gibi duruyor.



Tarihi evler çöpler içinde

Şanlıurfa'nın turizmde ön plana çıkan ve görülmesi gereken tarihi evlerin durumu yakışmayan manzaralar sergiliyor. Eyyübiye ilçesine bağlı Camikebir Mahallesi'nde bulunan tarihi evler, kente gelen turistlerin uğrak alanı olmasına rağmen bakımsızlıktan yıkılıyor. Metruk bina haline gelen bu tarihi evler, harabe bir kentin evleriyle benzerlik gösterirken, birçok ev de çöplük içinde kalmış durumda.



Madde bağımlıların da mekanı haline geliyorlar

Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, madde bağımlılığının yoğun olduğu Şanlıurfa'da madde bağımlılığı ile mücadele kapsamında ilk hedefin metruk binaların yıkılması olduğunu sürekli gündeme getiriyor. Ancak bakımsız kalan tarihi evlerin de metruk binalardan pek farkı kalmıyor. Bu nedenle metruk bina haline gelen bu yapılar da kolaylıkla madde bağımlıların mekanı haline gelebiliyor.



'Şanlıurfa'daki hanlar değerlendirilmiyor'

Şanlıurfa'nın turizmiyle yakından ilgilenen Mehmet Fethi Göktepe, Şanlıurfa'nın birçok alanının değerlendirilmediği için kente gelen turistlerin de buraları görmediğini söyledi. Göktepe, "Şanlıurfa hanlar bölgesidir. Ancak bazı hanlar harabe şeklinde dururken, bazıları da restore edilmesine rağmen değerlendirilmediği için yeterince tanıtımı yapılmıyor. Halbuki bu hanlar arşiv kütüphanesi yapanlara, sanatçılara, çizimcilere verilerek değerlendirilebilir. Şanlıurfa'nın kültürünü yansıtan çalışmaların bu hanlarda sergilenmesi buraya değer katar. Bunun sonucunda Şanlıurfa'yı ziyaret etmeye gelenler de bu hanları görme fırsatı bulur." dedi.



'Ulu Cami tanıtılsa turistler buraya akın eder'

Şanlıurfa'nın dini ve tarihi açıdan en önemli değeri olan Ulu Cami de tarihi yapıların arasında kalmış durumda. Turizm alanında da önemli bir yere sahip olan Ulu Camiyi gösteren yön levhaları da yetersiz olduğu için burası da sadece bir yapı olarak durmakla kalıyor. Ulu Cami'nin tanıtılmamasına da tepki gösteren Fethi Göktepe, "Ulu Cami'de Hazreti İsa'nın mendilinin bulunduğu kuyu var. Avar Kralına şifa bulması için gönderilen mendil, bu kuyuya düşmüş. Diğer peygamberlerimizi daha saymıyorum. Sadece Ulu Cami'de bulunan o kuyu dünyada bilinse buraya akın ederler. Ancak bu değeri maalesef birçok kişi bilmiyor. Kültür için memleketimizi ziyaret eden turistler buradaki esnafın, otellerin, ve birçok iş kolunun kazanmasını sağlayacak. Şanlıurfa'nın ekonomisine büyük katkısı olacak. Bu konuda en basitinden Ulu Cami'nin dünyaya tanıtılması lazım. Bu konuda da öncelikle Urfalılar Urfa'yı tanıyacak." şeklinde konuştu.   



Haber: Murat Doğan / Urfa Değişim gazetesi