Nacar Çarşısı Tahta Kale'yi aratmıyor

TAKİP ET

Şanlıurfa'nın Osmanlı döneminden kalma tarihi çarşısından biri olan Nacar çarşısı, ürün çeşitliği ve ustaların gösterdiği hünerlerle elde etikleri bir bir birinden güzel ürünlerle, nerdeyse İstanbullun tahta kale çarşısını aratmıyor.

Tarihi çarşıları ve pazarlarıyla meşhur olan Şanlıurfa’da nacarlar ve hırdavat çarşısı ile neredeyse İstanbul’un Tahta Kalesi çarşısı ile yarışıyor. Tarihi çarşıda ustaların elinden ahşaptan her türlü eşya yapılıyor. Tahta oyuncaktan tutun tahta kaşık, baharatlık, sandalye, tabura, yufka tahtası, doğrama tahtası ve bebek beşiğine kadar her şey yapılıyor. Eskiden fiyatların uygun olduğu çarşı da zamlardan nasibini aldı. El emeği ürünler 2-3 kat arttı. Ancak ustalar çok az bir karla ürünlerini satmaya devam ediyor.

Mutfaklarda tahta kaşık, tabak gibi pek çok ürünlerin kullanılması üzerine son zamanlarda ahşap tabaklarda farklı sunumlar yapılmasıyla, tahta mutfak eşyalarına ilgi daha çok arttı. Ancak tahtanın da maliyeti artınca bu mesleğin son ustaları da mesleği gençlere tavsiye etmedikleri gibi birde kendileri de artan maliyetlerin karşısında zor ayakta kaldıklarını dile getirdiler.

“BU MESLEĞİN EMEĞİ ÇOK GELİRİ DÜŞÜK”
Yaklaşık 25 yıldır Nacar Çarşısında Nacar ustalığı yapan Abdurrahman Öğretmen, Ahşap tahta doğramacılığıyla çeşitli ev araç gereç süsü eşyaları yapıyor. Yılların ustası Öğretmen yaptığı işin büyük emek istediğini, zorlu ve aynı zaman da tehlikesi olan bir meslek olduğunu belirterek, “El emeği çok maliyeti fazla olan bu mesleğin geliri ise çok düşük. 25 yıldır doğrama atölyemde oklava, doğrama, yufka açma tahtası yapıyoruz. Onun dışında un elemek için büyük boy, küçük boy, un elekleri, baharatlık, kaşık, bebek beşiği, küçük masa, tabure, tarak, süs eşyaları ve çocuk oyuncakları masaj aletlerine kadar her şeyi burada el emeği göz nuruyla özenle yapıyoruz.”dedi.

“10 LİRA KAZANIRKEN 30 LİRA HARCIYORUZ”
Öğretmen, “Ağacın maliyeti çok fazla, neredeyse bu yıl yetişemiyoruz diyebilirim. Çünkü bu sene ağacın fiyatı çok fazla arttı. Bu yıl ki fiyatları geçen seneye göre kıyaslarsak, 3 katını buldu diyebilirim. Elimde gördüğünüz oklavanın fiyatı 10 lira bana gelen maliyeti ise 8-9 lira, biz kazanmak için müşteriye 15 lira dersek müşteri almaz mecbur zararına da olsa satıyoruz ama bakalım bu durum daha ne zamana kadar devam edecek. Gene büyük yufka tahtasının fiyatı 70-80 lira arası bana gelen maliyeti de 65-70 lira arası en fazla bunda kazanacağım 10 lira yaptığımız işin kar payı nerdeyse hiç kalmadı. El emeğimize verilen değer kalmadı, böylelikle el emeğini kaldırıp yok edecekler. Bu durumda ne yaparız bilmiyorum mesleğimi bırakırm, yoksa dükkânımı kapatırız onu bilmiyorum. Mesleğimizi pahalılık yüzünden yapamayacak duruma geldik. 10 lira kazanırken 30 lira harcıyoruz! Biran önce bu pahalılığa bir çözüm bulsunlar. Biz esnaf olarak çok zor durumdayız, yatıyoruz kalkıyoruz zam, zam üzerine zam yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

“BU ÇARŞI TAHTA KALE’Yİ ARATMAZ”
Eskiden olsa el emeklere ustalara değer verilirdi diyerek sözlerini sürdüren Öğretmen, “Şimdi el emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Çok zor ve tehlikeli şartlar altında çalışıyoruz. Kesme makinesine elini kaptırabilirsin. Keresteleri taşırken üzerimize düşürebiliriz; bunlar hepsi mesleğin zorlukları ve tehlikeli kısımları.  Öyle kolay gibi görünse de aslında baya zorlukları var kesilen ağaçlar bizlere yaş olarak geliyor önce onları damda güneşte yaklaşık 15 – 20 gün kalacak şekilde kurutuyoruz. Daha sonra fırınlanarak testere makinesinde kesiyoruz ve yapacağımız eşyaya göre şekil veriyoruz. Vernikliyoruz ondan sonrada türlü türlü ürünlere elde ediyoruz. Bu çarşıda tahta ahşap anlamında her türlü ürün bulmanız mümkün, çünkü burada elimizden her şey geliyor ve her türlü ürünü yapıyoruz. Bazen buraya müşteri gelir siparişi üzerine bile ürün yapıyoruz. Bu çarşıya gelen kendini İstanbul’un Tahta Kalesi’nde gibi hisseder çünkü bu çarşı tahta kaleyi aratmıyor. 

“MALZEMELER FABRİKADAN DAHA KALİTELİ”
Burada yaptığımız malzemeyle fabrika da yapılan ürünle aynı değil, kaliteli malzemeyle kendi seçtiğimiz malzemeyle yapıyoruz ve birde el emeği verilerek özenle yapıyoruz.  Ahşaptan yapılan her türlü mutfak ürünü diğer bütün maddelerden daha sağlıklı ve kesinlikle kanserojen yâda kimyasal madde içermez. Eski zamanlarda sadece ahşap kullanılırdı ve eski insanlar şu an ki insanlardan çok daha sağlıklıydı ondan dolayı sağlık açısından diğer maddelere göre ahşap çok sağlıklı. “ ifadelerini kullandı.

E.Berfin Maçça Urfa / Değişim
 

Tahta Kale Nacar pazarı Şanlıurfa