Nar diyarında muz üretimi

TAKİP ET

Nar bahçeleriyle ünlü Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde sulu tarıma geçilmesiyle birlikte çiftçiler muz üretimine başladı.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında Türkiye’nin en uzun sulama tüneline sahip olan   Suruç ilçesinde çiftçiler, ılıman iklimde yetişen Muz üretimine başladı.

2014 yılında Atatürk Barajı’ndan suyun verilmeye başlanıldığı Suruç Ovasında çiftçiler, sulu tarıma geçti. Fıstık, pamuk, mercimek, buğday, mısır ve çeltikten sonra sulu tarımın başladığı Suruç Ovasında çiftçiler en çok muz üretimine başladı.


Alanya’da aldığı bir muz fidesini Suruç’taki bahçesine eken çiftçi Halil Kurtoğlu, aldığı verim sayesinde kendine bir sera kurdu. Kurtoğlu, hobi olarak başladığı muz yetiştiriciliğini geliştirerek Ziraat mühendislerinden edindiği bilgiler doğrultusunda serasını geliştirdi.

Sulaması ve ilaçlaması ziraat danışmalarının gözetiminde yapılan muz ağaçları meyve vermeye başladı. Türkiye’de en çok Mersin’in Anamur ilçesinde yetişen muz, Nar bahçeleriyle meşhur Suruç Ovası’nı da süsleyecek.


“ALTERNATİF ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ ARTI”
Ziraat Mühendisi Mehmet Bilgin; “Bölgemize suyun gelmesiyle beraber soya fasulyesi, pirinç çeltik dediğimiz onun dışında muz seralarımız ve ayçiçeği tarımı yapılmakta. Bölgede suyun gelmesiyle ürün çeşitliği oluştu. Bölge geleneksel tarım yapılan bir bölge. GAP sulama suyu burada çok farklıklar getirdi. GAP suyunun gelmesiyle beraber ürün çeşitliğimiz çok farklı alanlara yönelmeye başladı. Biraz daha modern tarım yapma alanlarından yönelmeye başladı bu noktada da gayretli çiftçilerimiz var ve ben başaracaklarına inanıyorum inşallah ilçemizde ekonomik değere farklı şeyler katacağına inanıyorum.”şeklinde konuştu.

Bilgin; Muz yetirticiliği gibi bölgede yeni yetişen ürünlerin yaygınlaşması için bazı toplantılar yapılması gerekiyor. Bölgemizde ilçe tarım müdürlüklerin böyle planları var ve bir takım toplantılar yapılmakta. Tabiî ki eğer bir çiftçi bunu yaptıktan sonra bunun yayılması zaten çiftçiler arasında olur. Çiftçilerin kendi aralarında yaygınlaşmasıyla ve bunu da verimleri hakkında bilgi alarak tartışarak kendileri de ekeceklerdir.

Hem bir çiftçi olarak, hem ziraat mühendisi olarak, bizlerde çiftçileri bu noktada gelip muz seralarımızda, pirinç tarlalarımızda, kendilerini göstererek bu bölgede farklı tarımlarda yapılabileceğini inandırarak ve yerinde göstererek kendilerini inandırarak kendilerine göstermeye çalışıyoruz diyen ziraat mühendisi Bilgin, Çiftçilerimiz çok gayretli ve farklı tarım alanlarında farklı çeşitleri yönelmeye çok gayretiler ve bizlerde bunun için gerekli çalışmalarımızı yapıyoruz yayım çalışmalarımızı yapıyoruz. Çiftçilerimizle beraber hareket ederek bu işi başaracağız.”dedi.


“SURUÇ OVASI AKDENİZ İKLİMİNE YAKIN BİR İKLİME SAHİP”
Suruç ilçe tarım müdürlüğünde görevli ziraat mühendisi Mehmet Tekçe; “Suruç’ta daha önce kuru tarım yapılıyordu, bunlardan işte arpa mercimek bunun dışında her hangi bir tarım yapılmamaktaydı ve sulu tarım yoktu. Suyun gelmesiyle beraber Suruç sulu tarıma geçtikten sonra, çiftçiler artık alternatif ürünler denemeye başladılar. Önce fasulye olmak özere ayçiçeği, pirinç ve sonrasında muz yetiştirmeye başladılar ki sebebi bu Şanlıurfa Suruç ovası Akdeniz iklimine yakın bir iklime sahip.” “Burası bir geçiş bölgesidir. Burada olur mu, olmaz mı, denemesini yapmış çiftçimiz ve üründe tutmuş ekonomik olup olmayacağı ancak birkaç ay sonra ortaya çıkmaya başlar. Çiftçimiz burada değişik alternatif ürünler deniyor ve başarılı olduktan sonra bu bölgeye tabiî ki de yayılır. Pamuğa mısıra alternatif olarak muz yetirticiliği de artık Suruç’ta denemesi yapılıyor.

“LİDER ÇİFTÇİLER ÖNCÜLÜK EDİYOR”
Çiftçilerimizin arasında önder, lider ve yenilikçi olan çiftçilerimiz var, işte yenilikleri benimseyen ova şartlarında yetişebilen alternatif ürünleri tespit etikten sonra,  ilkin bu lider çiftçilerimizle deneme amaçlı olarak bu işe girişiyoruz. Çiftçilerimize teknik anlamda destek veriyoruz ve başarılı olmasından sonra o ürününün o ovada yaygınlaşmasıyla çiftçilerimizle toplantılar yapıyoruz. Demonstrasyon çalışmaları yapıyoruz, buraya getiriyoruz burada bu ürünün olduğunu, olabileceğini kendi gözüyle gelip görmesi için denemeler ve çiftçi günleri düzenliyoruz. Çiftçi gelip gözüyle gördükten sonra kararını veriyor ve diyor bu bitki burada oluyormuş bende yetiştireyim diye çalışmalarımız oluyor.”dedi.

Tekçe “Bir bitkinin topraktan alabileceği besin belidir, mısırın alabileceği mikro makra elementler topraktan tükendikten sonra zamanla eski verimini vermemeye başlar.  Bu pamukta da öyledir, alacağı o mikro makra elementleri aldıktan sonra, ürün vermemeye başlar; Buda ister istemez çiftçiyi alternatif ürünlere yönlendiriyor. Çünkü toprakta değişik organik ve inorganik maddeler var, her bitkinin toprakta alabileceği maddeler farklıdır. Pamuğun organik maddesini aldıktan sonara olmamaya başlar ondan sonra mısıra yönelir daha sonra 5- 10 yıl sonra o madde de bittikten sonra o üründe artık yetişmemeye başlar ve artık çiftçi ister istemez alternatif ürünlere yönelmek zorundadır.”İfadelerinde bulundu.