Şanlıurfa Barosundan Hilvan ve Van'daki karara tepki!

TAKİP ET

Şanlıurfa Barosu, 31 Mart'ta gerçekleştirilen yerel seçimler sonucunda Hilvan'da DEM Partinin kazanması ve seçimin iptal edilmesi ile DEM Parti Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının geri alınmasına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi.

Türkiye’de 31 Mart 2024 yerel seçimleri gerçekleşti, sandıkların yüzde 100’ü açıldı.

Hilvan’da DEM Partinin kazanması ve seçimin iptal edilmesi ile DEM Parti Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Abdullah Zeydan'ın mazbatasının verilmemesi ve yerine AK Parti adayı Abdulahat Arvas’ın geçmesi tepkilere neden oldu.

Şanlıurfa Barosu, ÖHD ve İHD Şanlıurfa Şubesi ile birlikte Hilvan ilçesinde seçimlerin yenilenmesi ve Van Büyükşehir Belediye Başkanının mazbatasının verilmemesine ilişkin gerçekleştirilen basın açıklamasına Avukatlar ve STK Temsilcileri de katılarak destek verdiler

Konuya ilişkin Şanlıurfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel açıklama yaparak şu ifadelere yer verdi, “

31 Mart günü yapılan Mahalli İdareler Genel Seçiminde Hilvan ilçesinde DEM Parti eş başkan adayları Av. Serhan Paydaş ve Garip Yeşil belediye başkanı olarak seçilmiştir.  Hilvan İlçe Seçim Kurulu tarafından dün "Hilvan Seçimlerinin Yenilenmesi" yönünde verilen kararın, hukuki dayanağı olmayan ve YSK'nın içtihatlarıyla çelişen bir nitelik taşıdığı kanısındayız.

Bu kararın, hukuksal yorum ve düşüncelerle temellenmek yerine, özellikle de siyasal iktidarın baskılarıyla biçimlendiği son derece açıktır.  Açıkça vurgulamalıyız ki bu karar, basit bir "seçim yenileme" kararı değil, kayyım anlayışının önünü açan köklü sonuçları doğuracak nitelikteki bir tercihtir.

Bu karar ile açıkça görülmüştür ki, Kürt illerinde seçme iradelerinin siyasi iktidarın güdümündeki oluşumlarla beraber şekillendiği barizdir. Bu karar, sandığın değiştirebilme gücünün yok edildiği bir ortamı oluşturmaktadır.

Siyasal düzenin bu denli antidemokratik biçimde değişiminin sonucunu doğuran bu tercih, Kürt illerindeki anti demokratik uygulamaların tezahürüdür. Hilvan halkının demokratik kazanımlara yönelik bu müdahale yıllardır Kürdi illerin de yok sayılan seçme iradesinin tezahürüdür.

Kayyım anlayışıyla; Kürt illerindeki anti demokratik bir gelenek oluşturan iktidar hukuku rafa kaldırmıştır. Hilvan Halkının seçme ve seçilme hakkını yok sayan çağ dışı kararı kabul etmeyeceğiz. Seçilme hakkı sadece seçimlerde aday olma hakkını değil, aynı zamanda seçildikten sonra güvenceleri içerir.

Kendi siyasal çıkarları için güvenceleri yok sayan ve seçilmiş belediye başkanın belediye faaliyetine katılmasına yönelik müdahale, sadece onun seçilme hakkına değil, aynı zamanda seçmenlerinin serbest iradelerini açıklama hakkının özüne müdahaledir.

Tüm ülkeden olduğu gibi Hilvan’da da seçimler demokrasi değerlerine uygun yürütülmemiştir. İktidar gücünü arkasına alan bazı gruplar seçim boyunca kamu gücüyle çalışma yürüttükleri basına yansımıştır.

Seçim günü Hilvan Gençlik Merkezinin İktidara yakın adaylardan birinin bazı yakınları tarafından basıldığı ve oy torbalarının yakıldığı basına yansımıştır. Pazar günü yaşanan bu olayın ardından kamera kayıtlarının açık olmasına rağmen bu kişiler hakkında henüz gözaltı işlemleri gerçekleştirilmemiştir.

 Seçim ve sandık güvenliği, siyasi partilerin ya da siyasi parti üyelerinin değil bizzat devletin kendisinin sorumlu olduğu bir alandır. Hilvan Gençlik Merkezinde gerçekleşen olaylara kolluk adeta sessiz kalmış ve herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.

Yine seçim çevresinde toplu oy kullanımı ve sandıkların çalınması gibi birçok husus basına yansımıştır. Hilvanlı seçmenin oyu Devlet tarafından korunamamıştır.

Kendi yarattıkları hukuksuzluktan faydalanmaya çalışan bu zihniyet; hukuk kılıfı altında seçimleri yenileterek kendilerine rant kazandırmıştır. Başlı başına demokratik olmayan bir ortamda gerçekleşen Hilvan Seçimlerinde hukuksuzluk daha üst perdeye taşınmıştır.

Yine 31 Mart yerel seçimlerinde Van Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına seçilen Abdullah Zeydan’ın Seçimden 2 gün önce mesai saatinin bitimine 5 dakika kala kesinleşmiş bir kararın savcılığın başvurusuyla aynı gün içinde Yargıtay denetimine tabi tutmadan kaldırması tam bir hukuksuzluk halidir.

İktidar tarafında sergilenen mizansenle Van halkının iradesine kayyım atanmıştır. Bu kararla; yasal düzenlemeler ve seçim kurullarının uygulamaları ile oluşan yerleşik içtihatlar, teamüller ve ilke kararları yok sayılmıştır. YSK kararı ile tüm bu birikim bir yana atılınca, artık fiili kayyımların önü açılmıştır.                                                

Demokrasi, öncelikle halkın iradesi ile şekillenen seçim sonuçlarına saygı duymakla mümkündür. YSK şeklin ikincil sayılması gerektiğini, esas olanın seçmenin iradesi olduğu birçok kararında mevcuttur.

İlkesel bazda yaptığımız bu açıklama ile amacımız; kayyımların önünü açan, hukuksuzluğu kabul eden anlayışa karşı temelini hukuk ve adaletten alan demokrasiye sahip çıkmak ve savunmaktır.                                                                                                            

Memnu hakları iadesinin itiraz üzerine kaldırılması kararı kesinleşmeden, YSK’ ya bildirilmesi yasaya ve usule aykırıdır. Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesini kabul kararını veren aynı mahkeme, aldığı kararı çiğnemiş ve hukuk güvenliği hakkını yok saymıştır.

Belediye başkanlığı için önünde yasal engel bulunmayan Abdullah Zeydan hakkındaki bu karar; halkın iradesine ve Van Büyükşehir Belediyesi’ne yeni bir kayyum atama şeklidir.

Anayasa’nın 67. maddesinde seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasî faaliyette bulunma hakkı güvence altına alınmıştır. Seçilme hakkı sadece seçimlerde aday olma hakkını değil, aynı zamanda seçildikten sonra devlet tarafından güvencelerin sağlanmasını ifade eder.

Bu bağlamda seçilmiş belediye başkanları nezdinde halk iradesine yönelik müdahale, sadece belediye başkanın seçilme hakkına değil, aynı zamanda seçmenlerinin serbest iradelerini açıklama hakkına da yönelik bir müdahaledir                                              

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) Ek 1 Numaralı Protokol madde 3, demokratik seçim hakkını güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre, 3’üncü madde kapsamında güvence altına alınan haklar, hukukun üstünlüğü ilkesinin hâkim olduğu, etkin ve anlamlı bir demokrasinin ortaya çıkışına temel teşkil etmektedir.

Yerel yönetimler aracılığıyla halkın her bir siyasi mesele ile ilgili olarak bir araya gelebilmesi mümkün olmadığı için gerçek anlamda demokrasi uygulanamamaktadır. Yönetim yetkisinin iktidar tarafından hukuk dışı uygulamalarla elde edilmeye çalışıldığı Van ve Hilvan’da halkın iradesine kayyım atanmıştır.

Siyasi faaliyetlerde her ülkenin kendi koşulları içinde yasalar ile sınırlamalar getirilebileceği söylenebilirse de yerel yönetimlerde anayasal bir koruma alanına sahip olduğu açıktır. Aslolan halkın siyasi iradesinin engellenmemesi ve hakkın özünün etkisiz hale getirilmemesidir.

Seçilmiş belediye başkanlarının faaliyetlerini yerine getirmelerini engelleyecek ölçüsüz müdahaleler halk iradesiyle oluşan siyasal temsil yetkisini ortadan kaldıracak, seçmen iradesinin yerel yönetimlere yansımasını önleyecektir.

Yaşanan süreç bu topraklarda yükselen barış ve birlikte yaşama talebine karşı yapılmış bir darbedir. Demokrasilerde sandık, sadece " seçmek " için değil, aynı zamanda " değiştirebilmek " için vardır. Hilvan ve Van halkı tüm hukuksuzluklara rağmen demokratik tercihini kullanmış iradesini beyan etmiştir.

Kürt illerindeki demokratik kazanımlara yönelik sistematik olarak gerçekleştirilen bu müdahaleler fiili kayyum rejiminin tezahürüdür. Seçimle kazanılmayan Hilvan ve Van hukuk dışı uygulamalarla gasp edilmeye çalışılması hukukun rafa kaldırdığının göstergesidir.

Hilvan ve Van Halkının iradesine saygı duyularak belediye başkanlarına mazbataları verilmelidir. Kayyum zihniyetiyle kendi yarattığı usulsüzlüklerle kazanmaya çalıştığı belediyelerde iktidar halkın iradesine mağlup olmaya mahkumdur.

Bu nedenle, hukuka aykırı fiili kayyım atamalarının bir an önce sonlandırılmasını, demokratik hukuk devletinin gereklerinin yerine getirilmesini talep ediyoruz.”dedi.

Şanlıurfa Barosu Hilvan Van Van