'Şarkılarla ruhlarına dokunmak istiyorum'
Son zamanlarda yıldızı parlayan Kürt sanatçı Kasım Taşdoğan Şanlıurfa'da Kürt Dili Bayramı kapsamında konser verdi. Öhd'nin düzenlendiği konser Urfa Barosu Tahir Elçi Konferans salonunada gerçekleşti. Konsere yüzlerce vatandaş geldi. Taşdoğan yaptığı açıklamada, 'İnsanlar sadece beni dinlemeye gelmeyecek aynı zamanda üzerlerindeki kötü enerjiyi atmak için gelecekler. Bende şarkılarla onların ruhuna dokunmak istiyorum' dedi.
İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlerin dezavantajlı mahallerinde verdiği konserlerle müzik severlerin gönlünü kazanan Kasım Taşdoğan, Şanlıurfa’daki hayranlarıyla buluştu. Konserden önce hayranlarıyla fotoğraf çeken sanatçı Urfa Değişim Gazetesinin mikrofonlarına konuştu. Konser hakkında konuşan Taşdoğan, ““İşin arkasında emek var. Öyle görüyorum ki buraya gelecek insanlar sadece beni dinlemeye gelmeyecek aynı zamanda üzerlerindeki kötü enerjiyi atmak için gelecekler.
Bende şarkılarla onların ruhuna dokunmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“MUHALİF MEDYA YOK EKRANLARDAN UZAK KALDIK”
Şarkı ve konserlerinin medya da yer almamasından yakınan Kürt sanatçı, muhalif medyanın yetersiz olduğunu söyledi. Taşdoğan “Muhalif medya yok. Sadece televizyondan bir şey izlenebiliyor. Televizyonlarda bizi yansıtmıyor. Bizi haber yapmıyor. Yaptıkları zamanda kriminal haber olarak sunuyorlar. İnsanlar sadece bize dijital medyadan bizi takip edebiliyorlar” dedi.
“MÜZİYENLİK DIŞINDA FARKLI İŞLERE YÖNELDİLER”
Pandemiden önce müzisyenlerin kendini ifade ettiği sahneler olduğunu söyleyen Taşdoğan, “Bu sahnelere saat kısıtlaması geldi. Bir süre sonra bu hepten yok edildi. Ekonomik şartlar nedeniyle yüzün üzerinde müzisyen intihar etti. Bu konu hakkında sosyal bir çalışma yapılmadı. Belediyelerin ufak çaplı sadakavari çalışması dışında ekonomik bir getiri olmadı. Müzisyenler hayatlarını idame ettirmek için başka işlere yöneldi. Çevremde bir sürü profesyonel müzisyen arkadaş başka işler yapıyor. Sadece başka geliri olan müzisyenler ayakta durabildi. Bu ekonomik boyutu muhalif belediyelerin olmayışı bizim hitap ettiğimiz kitleye konser verebileceğimiz belediyelerin işlerinden bir tanesi de insanlara ücretsiz konser etkinliği sunmak, bizim hitap edeceğimiz kitlelere bölgelere belediyelerin olması, belediyelerin ücretsiz halka acık etkinlik düzenlemiyor olması insanları küçük mekanlara küçük barlara dans salonlarına mahkum etti.
“SANATIMI İCRA ETMEK İÇİN ALAN BULAMIYORUZ”
Belediyelere bir kere Kürt var mı diye sormak gerekiyor; çünkü bizlik bir sorun değil ücretlere de takılmıyoruz birçok Kürt müzisyenin de takacağını zannetmiyorum. Kendilerini ifade edecek alan arıyorlar. Müzisyenler belediyelere ait salonları almakta bile çok büyük zorluk yaşıyor. Kim olduğuna bakıyorlar, içeriklerine bakıyorlar yaptığı işlere veya birilerine hizmet ediyor mu etmiyor mu ona bakıyorlar. Açıkçası alan olsa top oynayacağız ama alanımız yok. Biz kendi dar ağacımızda paslaşarak bir şeyler yapıyoruz. Kendi alanımızı almaya böyle arkadaşlar vesile oluyor. Böyle salonlarda olsa bile bunlar olmasa bile sokaklarda veya evlerde olsun toplanırız bir enerji oluyor.
“URFA KÜLTÜREL OLARAK AZ DEĞİŞEN BİR YER”
Urfa’da yaşamışlığım var, kültürel olarak az değişen bir yer. 20 yıl önce burada yaşadım. Türkiye’nin birçok yerinde hem biyografi olarak hem de sosyoloji olarak çok şey değişti. Urfa sanki özüne sadık mı kalmış deyim yoksa dışardan gelen ürünlerle mecburi mültecilik birbirini dengelediği ortak kültürü var. Kendi kimliğini biraz korumuş diyebiliriz” dedi.