Tespih, bir kültürdür

TAKİP ET

Anadolu'da yüzyıllardır süregelen Tespih kültürü, büyüklüğü ve rengarenk çeşitleri ile insanların vazgeçemediği bir ekoldür. Kehribar, Osmanlı Sıkması, Bağa, Damla ve Ateşi Ustaların uzun uğraşları sonucu çeşitli aşamalardan sonra tespih halini alır. Tespih, hemen herkesin elinde taşıdığı, kiminin sabır çektiği, kiminin salladığı kiminin de üzerine şarkılar yazdığı vazgeçilmez bir aksesuardır.

Genci, yaşlısı herkesin hayatının bir döneminde büyük bir şevkle yanında taşıdığı tespihin yapımında da büyük bir emek var. Çeşitli aşamalardan geçen özel malzemeler habbeler haline getirilip ipe saplanarak tespih halini aldıktan sonra alıcısını beklemeye başlar.

 

Kehribar, tespihin vazgeçilmezi oldu

Osmanlı döneminde abajur, kapı kolu, bıçak sapı, şemsiye sapı ve kadınların boyunlarına aksesuar olarak taktıkları kehribar, günümüzde tespihin vazgeçilmezi oldu. Bağa, kehribar, damla ve ateşi gibi malzemeler tespih ustalarının uzun uğraşları sonucu hayat buluyor.

 

Atölyelerde işlenen malzeme, verilen ölçülere göre kesimi yapıldıktan sonra habbeler haline getirilir, habbeler tek tek özel iplere saplanır ardından parlatılır. Parlatılan tespihlere imame ya da püskül takıldıktan sonra satışa hazır olur

 

Tarihi Gümrük Hanında oturup çay içerken keyifle tespih çeken ve satışa sunulan rengarenk kehribar, bağa, ateşi ve Osmanlı sıkması tespihler ilgi çekiyor.

 

“En çok tercih edilen Osmanlı Kehribarıdır”

Babasından mesleği devralan Tespih ustası Osman Karasaban: “Ben mesleği babamdan devraldım. Babama 1960-65'lı yıllarda Gümrük hanı girişinde dükkanımız vardı. O zaman tespih el işi ile el emeği yapılıyordu. Sonradan torna çıktı.  En çok tercih edilen Osmanlı Kehribarıdır, Osmanlı Kehribarı kimse dökümünü yapamadığı için çok değerlidir. Hatta altından daha değerlidir. Kehribarın işlenmiş tespih olmuş halinin gram fiyatı 350 -400 TL arasıdır altından daha pahalıdır. Doğal taşlar birde yapay taşlar var. Doğal taş dediğimiz akit taşı rengi aşağı yukarı kırmızı ile koyu kırmızı arasıdır. Firuze taşı mavidir. Değişik taşlardan tespih yapıyorlar ama herkesin tercihi ayrıdır ama genellikle yaşlılarımız Osmanlı kehribarı bir de damla kehribarı reçinedir oda Rusya Ukrayna bölgesinde geliyor.

Aslında en doğal Kehribar şifa kaynağı olarak diğerlerinin hepsi yapaydır. Osmanlı sıkması doğal rengi limon sarısıdır çektikten rengi koyu kırmızıya dönüşür. Genellikle yaşlılarımız en çok Osmanlı kehribarını tercih ederler, 33'lü olsun 99'lu olsun renk olarak koyu kırmızı, vişne çürüğü ya da limon renklerini tercih ederler. Orta yaşlılar mütevazı renkleri tercih ederler siyah, koyu kırmızı, daha genç nesil ise kırmızı, mavi, yeşil gibi renklere takılırlar. En çok tercih edilen Osmanlı sıkma kehribarıdır ondan sonra Osmanlı bağası dediğimiz birde damla kehribardır.” İfadelerini kullandı.

 

“Tespih sallanmaz, çekilir”

Tespih’in bir gelenek olduğunu kaydeden Karasaban, “Tespih gelenektir atalarımızdan beri tespih çekemi var Osmanlıdan bu yana var. Son zamanlarda gençlerde tespihe rağbet var.  Normalde tespih sallanmaz çekilir ama şimdiki gençlik bunun anlamını bilmediği için tespihi sallar hâlbuki tespih sallanmaz.” dedi.

 

El işi tespihler 3-4 günde yapılıyor

Tespihin hassas bir konu olduğunu vurgulayan Karasaban sözlerini şöyle sürdürdü, “hassas bir konudur imamesi kısa olur ama kimi ustalar şimdi imamesini ince ve uzun yaparlar ama en sağlıklısı Osmanlı döneminde yapılan tespih imamesidir. Emek verilerek el işin yapılan bir tespih 3-4 günde yapılır ama tornada yapıldığı zaman bir günde yapılır.”

 

Tespih son dönemlerde yaygınlaştı

Tespih ustası Karasaban sözlerine son verirken şunları kaydetti, “Son dönemlerde tespih çok yaygın olmaya başladı. Eskiden tespih denildiği zaman Oltu taşı akla gelirdi. Deve kemiğinden ve zeytin çekirdeğinden yapılırdı ama şimdilerde ticaret dönüştü şimdi bu Osmanlı kehribarı dediğimiz tespih 15-20 bin liraya kadar değişen fiyata satılıyor. Tabi her ağırlığa göre fiyat artıyor. Eski dönemde Osmanlı döneminde çok değerli süs eşyalarında kehribar dediğimiz malzemeyi kullanmışlar. Şemsiye sapı, araba vites kolu, biblolar süs eşyalarında değişik ebatlarda kullanmışlar bu son zamanlarda vatandaşlarımız getirip atölyelerde tespihe çeviriyorlar değeri daha kıymete biniyor. Eskiden köylerde bayanlarımız boncuk olarak boyunlarına takarlardı. Altın niyetine ama kendi aralarında isimlendirmişlerdi kan boncuğu süt boncuğu gibi tabi kehribar olduğunu bilmiyorlardı. Son zamanlarda çerçiler, attarlar, tüccarlar o taraflara yönelip köylerde o boncukları toplayı getirip ticaretini yaparak tespih yapıp değerlendiriyorlar.” şeklinde konuştu.

 

Atölyede malzemeyi işleyip tespih yapan Abdulhekim Karasapan: "Kehribarı müşteriler malzeme olarak bize gönderir belli bir ölçü ve model verir bizde burada tektek kestikten sonra delimini yapar habbe şeklini modelini verdikten sonra tespih haline çeviriyoruz.” dedi.





abdulhekim karasapan tespih kültürü kehribar osmanlı sıkması bağa damla