Üreticiler ikinci bir yardım paketi bekliyor

TAKİP ET

Kuraklıktan en çok etkilenen iller arasında yer alan Şanlıurfa'da çiftçiler ciddi rekolte kaybı yaşadı, gelirler giderleri karşılayamadı. Bu nedenle Üretici hükümetten ikinci bir yardım paketi bekliyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu’na göre, Mayıs ayında bölgesel olarak yağışlarda normaline göre en fazla azalma yüzde 83,3 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 82,7 ile Akdeniz, yüzde 69,2 ile İç Anadolu ve yüzde 65,5 ile Doğu Anadolu bölgelerinde gerçekleşti. Mayıs ayında yağışlarda görülen yüksek orandaki düşüşler rekolte tahminlerinde de ciddi sapmalara neden oldu.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, haziran ayı üretici market fiyatlarını ve kuraklık, doğal afetler, et ve süt konusunda yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirme de, “Hububat ve baklagiller kuraklıktan en fazla etkilenen ürünlerdir. Bu yıl arpa, buğday ve kırmızı mercimekte önemli üretim kayıplarının olacağı beklenmektedir. Kuraklık, sadece geçtiğimiz sezon ürünlerini değil, bu sezon ekilen ürünleri de etkilemektedir. Yeni ekilen mısır, şekerpancarı, patates, yeşil mercimek ve sebzelerde de kuraklık zararları görülmeye başlanmıştır. Meyveler, yem bitkileri ve meralar susuzluktan zarar görmeye devam etmektedir.” dedi.

“SON 50 YILIN EN SICAK MAYIS AYI YAŞANDI”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre ülkemiz son elli yılın en sıcak mayıs ayının bu yıl yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, “Doğal olarak bunun sonucunda kuraklığın her şeyi yok eden yakıcı etkisini bütün şiddetiyle görmeye devam ediyoruz. Kuraklıktan en çok etkilenen kesim ise hiç kuşkusuz büyük bir özveriyle tarımsal üretim yapan üreticilerimiz oldu” ifadelerini kullandı.

GEÇEN YILIN MAYIS AYINA GÖRE YÜZDE 66 ORANINDA DÜŞÜK OLDU
Mayıs başında yayınlanan Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu’nda kuraklıktan zarar gören il sayısı 22 iken bu sayının mayıs ayı sonunda 41’e yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, kuraklığın etkilerini ise şöyle aktardı:“Mayıs ayı yağışlarının Türkiye genelinde geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 66 oranında düşük olması ve Marmara Bölgesi hariç tüm bölgelerde yağışların azalması nedeniyle kuraklıktan etkilenen il sayısı artarak haziranın ilk haftasında 52’ye çıktı.Önümüzdeki dönemde piyasada yaşanacak arz-talep dengesizliği sadece üreticileri değil tüketiciyi de olumsuz etkileyecek, öngörülebilirlik imkânsız hale gelecek ve tarım ürünleri fiyatlarında istikrar neredeyse hiç kalmayacaktır.”

Bayraktar, kuraklığın sebep olduğu bütün bu olumsuzlukların üstesinden gelmek için sadece TZOB üyelerinden çaba ve fedakârlık beklenmemesi gerektiğini ifade ederek, “Kuraklık, Türkiye için artık bölgesel bir sorun olmanın ötesinde millî bir meseledir ve üreticilerimizin tek başına üstesinden gelebileceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Kuraklık topyekûn mücadeleyi gerektirmektedir” dedi.

“İKİNCİ BİR KURAKLIK YARDIM PAKETİ GÜNDEME ALINMALIDIR”
Kuraklıktan etkilenen çiftçilerimize devletin destek olmasının elzem bir durum olduğunu belirten Bayraktar, “Bu anlamda bizler çiftçinin sesi olarak Bakanlığımıza taleplerimizi ilettik” dedi ve şöyle devam etti:“Taleplerimiz doğrultusunda çiftçilerimize dekar başına 200 lira kuraklık desteğinin yanında, Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Bankası ve özel bankalara olan borçlarının 3 yıl faizsiz taksitlendirilmesi, elektrik ve sulama birliklerine olan borçları faizsiz 3 yıl ertelenmesi, yüksek olan TARSİM sigorta primlerinin düşürülmesi ve devlet desteğinin artırılmasını istedik. Kuraklığın sebep olduğu yaralara merhem olacak taleplerimiz kısmen karşılandı. Ancak alınan kararların uygulanması ve zamanlaması açısından yaşanan belirsizliklerin en kısa sürede giderilmesini bekliyoruz.

100 LİRA DESTEK İLGİLİ NET BİLGİ VERİLMEDİ
Örneğin, kuraklıktan etkilenen üreticilere verim kayıplarına göre 100 liraya kadar destek verileceği açıklandı. Ancak, şimdiye kadar yetkililerden desteklerin ne zaman, hangi orandaki zarara, ne kadar miktarda ödeneceği net olarak belirtilmedi. Ayrıca Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borç ertelemesinin faizli mi faizsiz mi olacağı konularında da net bir açıklama yapılmadı. Beklentimiz bu belirsizliklerin ortadan kaldırılarak yaşadığımız olağanüstü kuraklık zararları göz önüne alınıp desteklerin netleştirilmesidir.

Taleplerimiz doğrultusunda hükümetimiz tarafından açıklanan ‘Kuraklıktan etkilenen buğday, arpa, yulaf, çavdar, nohut ve mercimek üreticilerine verim kayıplarına göre dekara 100 liraya kadar destek verileceği, kuraklığın oluştuğu bölgelerde hasar tespit çalışmalarının sonuçlarına göre çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının erteleneceği, kuraklık sigortasında TARSİM devlet desteğinin yüzde 70'e, hasar ödeme oranının da yüzde 80'e çıkartılacağı’ açıklandı.
Bu kararlar kuraklıkla mücadelede ilk etapta önemli desteklerdir fakat bu kadar büyük ölçüde zararı maalesef yeterince karşılayamamaktadır. Hükümetimizin bu desteklere ek olarak ikinci bir kuraklık yardım paketini gündeme almasını bekliyoruz.”

KURAKLIK DIŞINDA DOĞAL AFETLER DE ÜRETİCİLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ
Kuraklığın dışında sel, fırtına, hortum, dolu, don gibi afetlerden de üreticilerin etkilendiğini açıklayan Bayraktar, önemli ürün kayıplarının yaşandığını da vurguladı. Bayraktar şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz yılın ekim ayından bu yılın haziran ayına kadar olan dönemde 36 ilimizde doğal afet meydana geldi. Bazı illerimizi defalarca etkisi altına alan bu olağanüstü doğa olayları nedeniyle sadece tarım ürünleri değil aynı zamanda üreticilerin kullandığı yapılar da önemli oranda zarar gördü.
Hububat, baklagiller, yem bitkileri, diğer tarla bitkileri, sebzeler, meyve ağaçları ve seralarda ciddi verim kayıpları meydana geldi. Balıkçı barınakları, üreticilerin evleri, ahırları, hayvanları önemli oranda zarar gördü.
Ziraat Odaları Başkanları’ndan alınan bilgilere göre, doğal afetler nedeniyle yüzde 20 ile yüzde 100 arası değişen oranlarda zarar gerçekleşti.Bu afetlerden zarar gören üreticilerimizin kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi, üreticilere hibe olarak fide, fidan, tohumluk dağıtılması ve faizsiz kredi verilmesi için TZOB olarak girişimlerinin devam ediyor.”

DÖVİZ KURU GİRDİLERİ ARTIRIYOR
Döviz kurundaki değişkenliklerin mazot, gübre, tohum, yem hammaddesi ve bitki koruma ürünleri başta olmak üzere tarımsal girdiler üzerinde doğrudan etkiye sahip olduğunu belirten Bayraktar, “Döviz kurları yükseldiği takdirde girdi maliyetleri artıyor, girdi kullanımını azaltan üretici ise düşük verimle karşı karşıya kalıyor. Bu da orta ve uzun vadede daha düşük kârlılık ve ciddi üretim kaybı demektir.
Kuraklığın yanı sıra 2020-2021 üretim sezonunda gübre, yem, elektrik ve tarımsal ilaç gibi girdi fiyatlarının da artması üreticilerimizi sıkıntıya sokmuştur. Son bir yılda, üretici maliyetlerinde önemli ağırlığı olan üre gübresi yüzde 95, DAP gübresi yüzde 141, bazı tarımsal ilaçlar yüzde 87, besi yemi yüzde 62, süt yemi yüzde 67, elektrik fiyatları ise yüzde 36 artmıştır.Mazottan gübreye, bitki koruma ürünlerinden tohuma, hayvan yeminden damızlık materyale kadar tarım için hayatî önemi olan girdilerin tedarik edilmesinde kısa dönemde ciddi ve sürdürülebilir önlemler alınmazsa ‘millî ve yerli’ üretimi istenen düzeye çıkarmak mümkün olamayacaktır.Devletimiz, Türkiye tarım sektörünün üreticisinin ve tarımsal girdi üreten sanayicisinin taleplerini ciddi bir şekilde ele alıp çözüme kavuşturmalıdır. Hatta ödenen girdi destekleri konusunda üreticilere can suyu olacak farklı paketler gündeme getirmelidir” dedi.
Fetih Tapaç Urfa / Değişim