"Üretim maliyetleri düşürülmelidir"

TAKİP ET

Ekim ayının bitmesiyle hububat ekiminin başladığı Şanlıurfa'da girdi maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle çiftçiler tarlasını daha az sürüp alt gübresini vermeden ekmeye başladı. Gübre ve mazottaki aşırı artışlar nedeniyle maliyetini kurtaramayan üreticiler bir kısır döngüye girdi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, ekim ayı değerlendirmesinde gübre fiyatlarının tarımsal üretimi ölümle tehdit ettiğini ve çiftçilerin bu kısır döngü içerisinde üretimde sürdürebilirliği zarar göreceğini söyledi. Kuraklığın hakim olduğu Şanlıurfa’da ise birçok çiftçi maliyetleri kurtarmadığı için hububat ve bakliyat üretiminden uzaklaştı. Sulu tarımın yapıldığı arazilerde ise enerji fiyatının yüksek olması nedeniyle çiftçiler sezonu zararla kapatıyor.

Tarım sektöründe üst üste gelen zamları eleştiren Hilvan Ziraat Odası Başkanı Hikmet İpar, sosyal medyadan yapmış olduğu açıklamada, “Tarım girdilerinden hangisine el atarsanız zamlardan ötürü elimizde kalıyor. Çiftçinin hangi ürününe el atarsanız maliyetinden düşük satılıyor, elimizde kalıyor. Unutmayın bu ülke eninde sonunda elimizde kalacak, bizden başka doyuran olmayacak. Taşıma su ile değirmen dönmeyecek” ifadelerini kullandı.

 “GÜBRE FİYATLARI TARIMSAL ÜRETİMİ ÖLÜMLE TEHDİT EDİYOR”
Üreticinin 2021-2022 üretim sezonuna gübre kullanmadan başlamak zorunda kaldığını belirten Bayraktar, “Üreticilerimizin sezon boyunca kullanacağı gübrelere ulaşması mümkün değildir. Özellikle üretim sezonu yeni başlayan temel ürünlerimiz olan hububat ve baklagil üretimi yeterli olmazsa dünyada pahalı bir hale gelen bu ürünlerin ithalatı da güçleşecektir. Fiyatlar daha da yükselerek tüketiciye önemli bir yük getirecek, ekonomide enflasyon baskısı da artacaktır. Diğer girdiler de önemli ölçülerde zamlandı. Üretici üretmekle üreticiliği bırakmak arasında karar verme aşamasına geldi. Ürettiği ürün de maliyetini kurtarmayınca girdiye ulaşamama gibi bir kısır döngüye girilecek üretimin sürdürülebilirliği zarar görecektir.

Üreticimizin mevcut desteklerle bu fiyat-girdi-üretim sarmalıyla başa çıkması mümkün görünmemektedir. Son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 200 artarken, aynı dönemde amonyum nitrat gübresi yüzde 195, üre gübresi yüzde 239, DAP gübresi yüzde 159 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 130 artmıştır.

Ayrıca son bir yılda tarımsal sulamada kullanılan elektrik fiyatları yüzde 57, mazot fiyatları yüzde 33, TİGEM hububat tohumluk fiyatları yüzde 40-63 arasında, süt yemi fiyatları yüzde 52 ve besi yemi fiyatları yüzde 48 arttı” dedi.

“TARIMSAL ÜRETİM SEFERBELİĞİNE GİRMELİYİZ”
Ekim sezonunda bulunduğumuz bu günlerde tarımsal üretim seferberliğine girmemiz gerekiyor diyerek sözlerini sürdüren Bayraktar, “Ekilmemiş bir karış toprak bırakmamalıyız. Bütün imkânları üretim için seferber etmeliyiz. Üretimden vazgeçme noktasına gelmiş çiftçilerimiz cesaretlendirilmeli, tarlasına dönmesi sağlanmalıdır. Bunu başaramazsak krizlerin etkisini azaltan bir sektör olarak bilinen gıda sektörü, ülkemizde krizlerin daha da büyümesine neden olacaktır.

Üreticilerimiz ya gübreyi ve diğer girdileri daha az kullanacak, ya maliyet hesabı yaparak üretimden uzaklaşacak, ya da daha az maliyetli gördüğü ürünleri ekecektir. Verim ve kalitede ciddi sorunlar yaşayabiliriz. Ekimden hasada kadar olan süreci doğru yönetirsek hem üretici hem de tüketicilerin en az zararla bu olumsuz süreçten kurtulduklarını görmüş oluruz. Birçok ülke bu süreçte gerekli önlemleri alıyor ve ek destek paketleri açıklıyor. Bazı ülkeler ise gübre fiyatlarını sabitledi. Ek girdi destekleri açıklayıp üreticimize çok geç kalmadan ulaştırılmalıdır. 4-5 ay sonra verilecek desteklerin bir anlamı olmaz.

Bakanlık, hububat ve soya gibi ürünleri ithal edip sanayiciye veriyor, gübreyi de ithal ederek üreticiye uygun koşullarda ödeme kolaylığı sağlayarak vermelidir. Üretimin sürdürülebilirliği açısından üreticimize gelir garantisi verilmelidir” ifadelerini kullandı.