'Urfa cezaevlerindeki açlık grevlerinden endişeliyiz'

TAKİP ET

Şanlıurfa Barosu, Şanlıurfa'da ve diğer illerde bulunan cezaevlerinde yaşanılan açlık grevi ile ilgili yaptığı basın açıklamasında, raporlara göre hak ihlallerinin ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.

Şanlıurfa Barosu tarafından cezaevlerinde yaşanılan açlık grevlerine seyirci kalınmaması için basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Baro Başkanı Abdullah Öncel okudu. Şanlıurfa'da 190 tutuklunun açlık grevini sürdürdüğü belirtilen Öncel, "Bilindiği üzere, 8 Kasım 2018 tarihinde tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi cezaevinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlayan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’den sonra Türkiye’nin yaklaşık 60 cezaevinde 320'ye yakın tutuklu ve hükümlü süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. 1 mart 2019 tarihinden bu yana Şanlıurfa 1 No'lu ve 2 No'luT Tipi cezaevlerinde 190 tutuklu ve hükümlü ile birlikte süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine başlayanların sayısı ülke geneli binleri geçmiş bulunmaktadır." dedi.

'Urfa cezaevlerinde hak ihlalleri ciddi boyutlara ulaştı'

Cezaevlerinde hak ihlallerinin ciddi boyutlara ulaşıldığını belirten Abdullah Öncel, "Türkiye’de, cezaevlerinde herkesçe bilinen koşullar ve baromuzca yapılan izleme ve araştırmaya dayalı olarak Urfa cezaevlerine ilişkin hazırlamış olduğumuz raporlara göre hak ihlalleri ciddi boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. OHAL döneminde yoğunlaşan hak ihlalleri bugün artık sistematik hale getirilmiş ve cezaevleri başta olmak üzere birçok alanda anayasadaki temel hak ve özgürlükler ve Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu evrensel insan hakları prensipleri maalesef rafa kaldırılmış görünmektedir." diye konuştu.

'İnsan yaşamını her şeyden kutsal görüyoruz'

Baro Başkanı Öncel, "12 Eylül askeri darbesinden günümüze kadar hak ihlalleri karşısında zaman zaman cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin sonucu olarak, maalesef birçok yurttaşımız hayatını kaybetmiş, çok sayıda yurttaşımız ise kalıcı sağlık sorunları yaşamıştır. Şanlıurfa Barosu olarak insan yaşamını her şeyden daha kutsal gördüğümüzü ve insan sağlığının riske edildiği hiçbir eylem tarzını tasvip etmediğimizi belirtmekle birlikte, açlık grevlerine yol açan koşulların ağırlığı, açlık grevi yapanların ölümü bile göze almalarına sebep olmuştur. Hukukun ve özgürlüklerin koruyucusu olan biz baroların insan hakları ve demokrasiye inancımızın gereği olarak, hükümet yetkililerine yaşanılan bu durum karşısında eylemcilerin yasalara ve mevzuata uygun olan taleplerinin bir an evvel yerine getirtilip, hiç kimse zarar görmeden çözüme kavuşmasına ilişkin bir çağrı yapma gereği duyduğumuzu belirtmeliyiz." şeklinde konuştu.

'Şanlıurfa'daki ve diğer illerdeki açlık grevlerini endişeyle izliyoruz'

"Şanlıurfa Barosu olarak, gerek tüm Türkiye cezaevlerinde gerekse de  5 ocak 2019'dan beri kentimizdeki  1 ve 2 No'lu T tipi ve Siverek T tipi cezaevinde devam eden açlık grevlerini endişe ile izlemekteyiz." diyen Abdullah Öncel, "İnsan yaşamını tehlikeye sokacak hiçbir eylemi desteklemediğimiz gerçeği bir yana, temel hak ve özgürlüklere bağlılığımızın gereği olarak, eylemcilerin görmesi muhtemel zararların en aza indirilmesi için yapmış olduğumuz inceleme ve izleme faaliyetlerimizin sonucu olarak tespit ettiğimiz hak ihlallerinin daha derin sorunlara sebebiyet vermemesi için, tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlallerinin son bulması, eylemcilerin sağlık sorunlarının ileri boyutlara ulaşmaması için, sağlık kontrollerinin düzenli yapılması ve cezaevlerinde yaşanan ihlallerin son bulması adına başta Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüne ve yerelde bulunan tüm yetkililere, ulusal ve uluslararası mevzuatların gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

'Bu duruma seyirci kalmamaları çağrısında bulunuyoruz'

Abdullah Öncel, "Ayrıca hukuksuz bir biçimde tutuklu bulunan ve 39 gündür açlık grevinde olan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı ile diğer 5 meslektaşımızın taleplerini sahiplendiğimizi belirtiyoruz. Gerekçe gösterilmeden tutuklanan ve tecrit altında tutulan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Meslektaşlarımıza reva görülen bu uygulamalar vicdan sahibi herkesi rahatsız etmektedir. Şanlıurfa Barosu olarak, bazı mahkemelerce verilen hukuka aykırı tutuklama kararlarının bir an evvel ortadan kaldırılması, hukuku şiar alan tüm hukuk örgütlerinin de bu duruma seyirci kalmamaları çağrısında bulunuyoruz." sözlerine yer verdi.