İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından protestoların yanında üniversite öğrencileri ve CHP lideri Özgür Özel çağrılarıyla bazı markalara ve kanallara yönelik boykot sürüyor.
Bazı öğrenciler ve ünlüler boykot çağrılarından dolayı haklarında soruşturma açıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından son dönemde kamuoyunda sıkça tartışılan boykot çağrıları ve bu çağrıların sosyal medyada geniş yankı uyandırması, beraberinde “boykot suç mu?” sorusunu da gündeme getirdi.
Türkiye Barolar Birliği Şanlıurfa Delegesi önceki dönem Şanlıurfa Barosu Başkanlarından Av. Hikmet Delebe, boykotun hukuki yönünü mikrofonlarımıza anlattı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Avukat Hikmet Delebe, boykotun Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanmadığını vurgulayarak, bu tür eylemlerin ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında anayasal bir hak olduğunu söyledi.
Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte verdiği emsal bir karara da atıfta bulunan Delebe, yerel mahkemelerin verdiği bazı cezaların yüksek yargı tarafından iptal edildiğini hatırlatarak, “Boykot çağrısı yapmak ya da boykota destek vermek ceza gerektiren bir fiil değildir; aksine anayasal güvence altındadır” dedi.
BOYKOT NEDİR?
Boykotun ne olduğunu açıklayan Av. Hikmet Delebe, “Boykot, genel anlamda bir şeyi yapmama iradesidir. Tüketici boykotu ise bir mal veya hizmeti almama kararıdır. Kasıtlı olarak bir mal veya hizmeti almamaktır” dedi.
BOYKOT ÇAĞRISI YAPMAK SUÇ MU?
Boykot ile ilgili Ceza Kanun’da herhangi bir maddenin olmadığını altını çizen Av. Hikmet Delebe, konuşmasını şöyle sürdürdü.
“Boykot çağrısı yapmak yasak değildir, suç değildir. Öncelikle bir eylemin suç olarak nitelendirilmesi için Ceza Kanunu'nda tanımının olması gerekiyor. Ceza Kanunu 344 maddeden oluşmaktadır. 1. maddeden başlayıp sonuncu maddeye kadar gittiğinizde boykotu tanımlayan bir ceza maddesi yoktur. Bu yüzden boykot eylemi Ceza Yasası'na göre suç teşkil etmez. Çünkü suç teşkil etmeyen bir fiilden dolayı ceza vermek hukuka ve evrensel kaidelere aykırıdır. Bir fiilin tanımının Ceza Yasası'nda suç olarak yer alması gerekir. Eğer varsa suçtur, eğer yoksa suç değildir.”
GENÇLER NEDEN GÖZALTINA ALINDI?
Ekrem İmamoğlu protestolarında tutuklanan gençler hakkında konuşan Av. Delebe, “Esasında gözaltına alınan gençler, boykot eyleminden dolayı gözaltına alınmadı. Onlar, Gösteri ve Yürüyüş Yasası’na muhalefetten dolayı gözaltına alındılar. Ama anayasada ve mevzuatta hüküm var: Barışçıl bütün gösteriler, başka bir yerden onay almaksızın yapılabilir.
Zaten boykotun kendisi suç teşkil etmez; ama boykotla birlikte başka suçlar ortaya çıkarsa, elbette bunun durumu farklıdır. Boykotla birlikte, mesela halkı kin ve düşmanlığa sevk etme, hakaret, kamu malına zarar verme, özel mülkiyete zarar verme gibi eylemler ortaya çıkarsa, bunlar belki suç teşkil edebilir. Ama bu koşullar yoksa, barışçıl boykot ya da boykot çağrıları kesinlikle suç teşkil etmemektedir” diye konuştu.
CEZA YASASI’NDA BOYKOTU SUÇU YER ALIYOR MU?
Delebe, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aldığı kararlarının siyasi olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Malumunuz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı boykot çağrıları için soruşturma kararı aldı. Aslında bu hukuki değil, siyasi bir yaklaşımdır.
Az önce ifade ettiğim gibi, bir savcının salt boykot eyleminden dolayı soruşturma açması mümkün değildir; çünkü böyle bir suç tipi Ceza Yasası’nda yer almamaktadır.
Bu bakımdan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı boykot eylemleri ya da boykot çağrılarına karşı ne kadar soruşturma dosyası açsa da, ilerleyen aşamalarda bunun ceza yargılamasına yol açacağını ihtimal dahilinde görmüyorum.
Olur ki iddianame hazırlanıp Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılama başlasa bile, yargılamanın sonunda sanıkların büyük olasılıkla serbest kalması muhtemel olacaktır.”
SOSYAL MEDYADA BOYKOTA DESTEK VERMEK SUÇ MU?
Sosyal medyada boykota destek vermenin suç olmadığını vurgulayan Delebe, “Sosyal medyada boykota destek vermek suç değildir. Verilen kararlar tamamen siyasi sebeplerle ilgilidir. Boykotun kendisi suç teşkil etmediğine göre, boykot çağrısı yapmak da suç teşkil etmiyor. Esasında boykot, ifade ve düşünce özgürlüğüdür. Yani bir kişi kendisini ifade etmek istediğinde, şiddete başvurmadan, kırıp dökmeden, başkasının hakkına girmeden, bu çağrısını barışçıl bir şekilde yaparsa, bu zaten Anayasa'ya göre de ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında yer alır. Anayasa'nın 25 ve 26. maddeleri ifade ve düşünce özgürlüğünü kapsar. İfade özgürlüğü, bir kişinin kendi düşüncesini istediği şekilde ifade etmesi anlamına gelir; 26. madde ise düşüncesini barışçı yöntemlerle yayabileceğini belirtir” açıklamasında bulundu.
“ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN YOK SAYILDI”
Avukat Delebe, daha önce yerel mahkemenin verdiği boykot kararının Anayasa Mahkemesinin bozduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Geçtiğimiz yıllarda bir GSM operatörünü boykot eden bir çağrı, sosyal medyada bir kişi tarafından yapılmıştır. GSM operatörü, bu kişi hakkında Asliye Ceza Mahkemesi'nde tazminat davası açtı. Cep telefonu şirketi davayı kazandı. Fakat boykot çağrısı yapan kişi, söz konusu davayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. 2023 yılında Anayasa Mahkemesi, boykot yapan kişinin tazminat ve cezalandırılmasına karar verilmesinin anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Çünkü boykot, Anayasa'ya göre bir haktır; ifade ve düşünce özgürlüğü yayma hakkıdır. Bu bakımdan yerel mahkemenin verdiği karar, Anayasa Mahkemesi tarafından yok sayıldı. Bu nedenle boykotun suç olduğunu söylemek mümkün değildir.
BOYKOT ANAYASAL BİR HAK MI?
Boykotun suç teşkil etmediğini ve bir Anayasal hak olduğuna dikkat çeken Delebe, mikrofonlarımıza yaptığı açıklamayı şöyle tamamladı:
"Boykot bir haktır ve farklı nedenlerle yapılabilir. Bazı insanlar çevre temizliğine hassastır; bu kişiler, plastik ambalajlı ürünlerin tüketilmemesi noktasında boykota bulunabilirler. Bazıları ise siyasi nedenlerden dolayı boykot hakkını kullanabilirler. Yakın zamanda, İsrail'in Filistin'e uyguladığı şiddet eylemlerinden dolayı, ülke genelinde bazı firmalar boykot edilmiştir. Şimdi, o boykotu destekleyen kesimlerin, bu boykotu tepki göstererek başka suçlarla ilişkilendirmeye çalışması, çifte standarttır. Orada boykot haksa, burada da haktır. Sonuç olarak, boykotun altını kalın harflerle çizmek gerekiyor; suç teşkil etmediğini ve Anayasa'da bir hak olduğunu ifade etmek lazım.”
Yorumlar
Kalan Karakter: