Adıyaman Barosu, Ağrı Barosu, Batman Barosu, Bingöl Barosu, Bitlis Barosu, Dersim Barosu, Diyarbakır Barosu, Hakkari Barosu, Mardin Barosu, Muş Barosu, Siirt Barosu, Şanlıurfa Barosu, Şırnak Barosu, Van Barosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı (BECİH) ve Ortasu (ROBOSKİ) Köyü sakinlerinden bir grup köylü 28 Aralık 2011 gecesi iddiaya göre örgüt mensubu oldukları zannedilerek TSK’ya ait F16 savaş uçaklarıyla vuruldu, 17'si çocuk 34 kişi yaşamını yitirdi. Hayatlarını kaybedenlerin bedeni yanık ve parçalanmış haldeydi. Köylüler yakınlarının cenazelerini battaniyelere sarılmış bir halde, katır sırtında, kilometrelerce taşımak zorunda kaldı.
Olayla ilgili o tarihten bu yana çeşitli incelemeler ve soruşturmalar yapıldı ancak cezasızlık politikası bu katliamda da devam etti ve kimse yargı önüne çıkarılmadı. Katliamın ardından TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun hazırladığı raporda '' Kasıt yok, sivil idare ile askeri yetkililer arasında koordinasyonsuzluk var.'' denildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamında 2013 yılının Haziran ayında görevsizlik kararı vererek dosyayı genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderdi. 7 Ocak 2014 tarihinde Genel Kurmay Askeri Savcılığı da ''Gerek şüphelilerin gerekse olayda görevli TSK personelinin TBMM ve Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde kanun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görevin gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davasını açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı anlaşıldı.'' diyerek takipsizlik kararı verdi. Ailelerin takipsizlik kararına karşı yaptığı itiraz da 20 Haziran 2014 tarihinde reddedildi. 1108 Avukatın imzasını taşıyan dilekçe ile AYM'ye başvuru yapıldı. Mahkeme talep ettiği usulü eksikliklerin zamanında giderilmediğini gerekçe göstererek başvurunun reddine karar verdi.
İç hukuk yollarının tüketilmesi üzerine yaşamını yitiren 34 kişinin yakınlarından 281 kişi adına 2016 yılının Ağustos ayında AİHM'e başvuru yapıldı. AİHM’de benzer gerekçelerle Roboski için yapılan başvuruyu esasa dahi girmeden sadece usulü açıdan değerlendirmek suretiyle red kararı verdi.
8 yıl önce Uludere sınırında gece yarısına doğru savaş uçaklarının bombalaması sonucu 34 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin cenazeleri battaniyelere sarılı bir şekilde katırların sırtından köye taşındı. Bu trajediye rağmen ortada ne bir sorumlu var, ne bir soruşturma, ne de bir dava. Yaraları henüz kabuk bağlamamış yüzlerce mağdur yakını var sadece. Toplumun belleğinde kazınan bu olay ile ilgili olarak kasıt, kusur ya da ihmalleri bulunan tüm sorumlular yargı önüne çıkarılmadan, gerçekler tüm yönleriyle topluma açıklanmadan bu yara kanamaya devam edecektir. Bu kanayan yara, sadece katledilen 34 kişinin yakınlarının değil bizim de kanayan yaramızdır.
Gerçeklerden kaçarak, hakikati gizleyerek varacağımız yer; daha fazla acı, daha fazla adaletsizlik, daha fazla yoksulluktur. Tüm bunlara karşın hakikat, hepimizi sağaltacaktır.
Roboski’de hakikati, gerçekleri ve sorumluları bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Unutmayacağız, unutturmayacağız.”
“Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Gülyazı (BECİH) ve Ortasu (ROBOSKİ) Köyü sakinlerinden bir grup köylü 28 Aralık 2011 gecesi iddiaya göre örgüt mensubu oldukları zannedilerek TSK’ya ait F16 savaş uçaklarıyla vuruldu, 17'si çocuk 34 kişi yaşamını yitirdi. Hayatlarını kaybedenlerin bedeni yanık ve parçalanmış haldeydi. Köylüler yakınlarının cenazelerini battaniyelere sarılmış bir halde, katır sırtında, kilometrelerce taşımak zorunda kaldı.
Olayla ilgili o tarihten bu yana çeşitli incelemeler ve soruşturmalar yapıldı ancak cezasızlık politikası bu katliamda da devam etti ve kimse yargı önüne çıkarılmadı. Katliamın ardından TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun hazırladığı raporda '' Kasıt yok, sivil idare ile askeri yetkililer arasında koordinasyonsuzluk var.'' denildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kapsamında 2013 yılının Haziran ayında görevsizlik kararı vererek dosyayı genel Kurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderdi. 7 Ocak 2014 tarihinde Genel Kurmay Askeri Savcılığı da ''Gerek şüphelilerin gerekse olayda görevli TSK personelinin TBMM ve Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde kanun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görevin gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davasını açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı anlaşıldı.'' diyerek takipsizlik kararı verdi. Ailelerin takipsizlik kararına karşı yaptığı itiraz da 20 Haziran 2014 tarihinde reddedildi. 1108 Avukatın imzasını taşıyan dilekçe ile AYM'ye başvuru yapıldı. Mahkeme talep ettiği usulü eksikliklerin zamanında giderilmediğini gerekçe göstererek başvurunun reddine karar verdi.
İç hukuk yollarının tüketilmesi üzerine yaşamını yitiren 34 kişinin yakınlarından 281 kişi adına 2016 yılının Ağustos ayında AİHM'e başvuru yapıldı. AİHM’de benzer gerekçelerle Roboski için yapılan başvuruyu esasa dahi girmeden sadece usulü açıdan değerlendirmek suretiyle red kararı verdi.
8 yıl önce Uludere sınırında gece yarısına doğru savaş uçaklarının bombalaması sonucu 34 kişi yaşamını yitirdi. Ölenlerin cenazeleri battaniyelere sarılı bir şekilde katırların sırtından köye taşındı. Bu trajediye rağmen ortada ne bir sorumlu var, ne bir soruşturma, ne de bir dava. Yaraları henüz kabuk bağlamamış yüzlerce mağdur yakını var sadece. Toplumun belleğinde kazınan bu olay ile ilgili olarak kasıt, kusur ya da ihmalleri bulunan tüm sorumlular yargı önüne çıkarılmadan, gerçekler tüm yönleriyle topluma açıklanmadan bu yara kanamaya devam edecektir. Bu kanayan yara, sadece katledilen 34 kişinin yakınlarının değil bizim de kanayan yaramızdır.
Gerçeklerden kaçarak, hakikati gizleyerek varacağımız yer; daha fazla acı, daha fazla adaletsizlik, daha fazla yoksulluktur. Tüm bunlara karşın hakikat, hepimizi sağaltacaktır.
Roboski’de hakikati, gerçekleri ve sorumluları bulana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Unutmayacağız, unutturmayacağız.”