Haziran ayında son haftaya girilirken, temmuzda asgari ücrete ara zam gelip gelmeyeceği milyonlarca çalışan tarafından araştırılmaya başlandı.
Asgari ücret zammı, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin bir araya gelmesi sonucunda, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarında belirlenmektedir.
Normal şartlarda yılda bir kez ocak ayında zam yapılan asgari ücrete, enflasyon verileri doğrultusunda zaman zaman temmuz ayında da ara zam yapılabiliyor.
Bu doğrultuda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki grup toplantısında yaptığı konuşmada, asgari ücrete ara zam yapılması gerektiğini belirtti. Peki, CHP’nin istediği rakam ne kadar?
Genel Başkanı Özel, asgari ücretin 30.205 TL olması yönünde çağrıda bulundu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin haftalık grup toplantısında şunları kaydetti:
"İşçiler, emekliler, çiftçiler geçinemiyorlar ve çocuklarının gözünün içine bakamıyorlar. Geçinemeyenler mecburen kredi kartına yükleniyor. Kredi kartı olan 39 milyon vatandaşın toplam borcu 2.1 trilyon liraya gelmiş durumda.
Yani kişi başına hepimiz Türkiye’deki bütün kredi kartlarını bölüşürsek 54 bin lira borçluyuz. 19 Mart darbesinde yaktıkları 60 milyar doları bütün kredi kartlarına versek, bu paraların hepsini kapatıyoruz, üstüne de kişi başına 7 bin lira para kalıyor.
İcra mahkemelerinde derdest olan dosya sayısı geçen yıl 22 milyondu. Bu yıl 23,5 milyona çıktı. Yani 1,5 milyon daha fazla dosya icra mahkemelerinde.
"Yoksulluk üzerine, hanehalkı borcu üzerine dünyayı okusanız bu veresiye defteri kadar etkili olmaz"
Milletçe borç batağındayız, icradayız ve bu borç batağının banka borçlarının dışındaki bir kısmı var. Keçiören’den kredi kartlarına girmeyen ama düşük gelirlilerin ve esnafın bir gerçeği olan veresiye defterini getirdiler.
Bu defteri incelerken satır satır öyle şeyler gördüm ve okudum ki gerçekten yoksulluk üzerine, hanehalkı borcu üzerine dünyayı okusanız bu veresiye defteri kadar etkili olmaz. Ovacık mahallesinde bir sokağa bakan 3 bakkaldan birisinin defteri.
Nuriye abla var, 12,5 liralık ekmeği, 6 liralık yumurtayı, 40 liralık sütü, 275 liralık küçük boy bebek bezini veresiye yazdıra yazdıra 18 bin lira borca ulaşmış, artık borç veremiyorlar. Ayten abla, ekmek almış, su almış, süt almış, torununa bebe bisküvisi almış, 6 bin liraya gelmiş, tıkanmış.
Emekli Zühtü abimin canı çekmiş, bir gün bazlama almış ekmek yerine, sabah hanımı poğaça istemiş, poğaça almış. Süt, su, ekmek; borç gelmiş 3 bin 780 liraya, tıkanmış.
Diyor ki Zühtü abi, ‘14 bin 500 liraya kirayı mı ödeyeyim, veresiye defterini mi kapatayım?’ Bakkal şöyle söylüyor, ‘Çok zorda kalınca veriyorum ama yerine koyamayınca dükkanı döndüremiyorum.
Geçen gün bir abimiz geldi elinde 10 lirayla. ‘Meyve suyu alacağım’ dedi. Meyve suları 50-60 lira. Ben kendimden utandım, abi elindeki paradan utandı. Dükkandan çıktı, gitti. Rafa döndüm, baktım; dönüp de gözüne bakamadım’ diyor.
Bu memleketi bu hale getirenlere, elindeki paradan utananları, karşısındaki yoksulun gözüne bakamayacak hale esnafı getirenlere inat bu ülkede mahkemede de pazarda da mutfakta da adaleti biz getireceğiz.
Gençlerinin gözünün içine bakabilen ve gençlerinin yurt dışında değil, bu güzel memlekette hayal kurduğu bir Türkiye’yi hep beraber inşa edeceğiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: