İslam dininin iki bayramından bir tanesi olan ve Hz. İsmail ile oğlu Hz. İbrahim'in arasında geçen olaydan sonra Müslümanlar için bayram ilan edilen Kurban Bayramı'na kısa süre kaldı.
İslam dininin vecibelerinden bir tanesi olan Kurban Bayramı'nda Müslümanlar, Allah için kurban ettikleri hayvanın etlerini diğer din kardeşleriyle paylaşır.
Dünya genelinde tüm Müslümanların Hicri takvime göre kutladıkları Kurban Bayramı, aynı zamanda Hac ibadetinin de gerçekleştirildiği zaman dilimidir.
Şanlıurfa’da yaklaşan Kurban Bayramı öncesi vatandaşlara seslenen Vali Karacan Camii İmamı İzzettin Okkalı, kurban kesmenin dini yönüne dikkat çekti. Kurbanın yalnızca et dağıtmak değil, Allah’a yakınlaşma niyetiyle yapılan bir ibadet olduğunun altını çizen Okkalı, “Kurban, asla gelenek ya da örf değildir. Et yemek ya da biriktirmek amacıyla kurban kesilmez. Bu ibadet, sadece Allah rızası için yapılmalıdır,” dedi.
Ayrıca, Okkalı konuşmasının devamında mikrofonlarımıza yaptığı açıklamada, “Dinen zenginlik, 80 gram altın ya da onun değerinde mala sahip olmaktır. Net borçlar çıktıktan sonra bu miktara sahip olan kişi, kurban kesmekle yükümlüdür,” açıklamalarına yer verdi.
“KEVSER SURESİ’NDE ŞÖYLE BUYURUYOR: "NAMAZ KIL VE KURBAN KES." BURADAN ANLIYORUZ Kİ, KURBAN KESMEK BİR İBADETTİR”
“Allah nasip ederse birkaç gün sonra her iki bayramı da idrak etmiş olacağız.” İfadelerine vurgu yapan Vali Karacan Camii İmamı İzzettin Okkalı, konuşmasına şu açıklamalara yer verdi, “Kurban Bayramı’nın hususiyeti, kurban kesmekle ilgilidir. Kurban kesmek bir ibadettir; asla bir örf veya gelenek değildir. Et yemek ya da biriktirmek niyetiyle kurban kesilmez. Allah’u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de hepimizin ezberlediği Kevser Suresi’nde şöyle buyuruyor: "Namaz kıl ve kurban kes." Buradan anlıyoruz ki, kurban kesmek bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de Kurban Bayramı günlerinde bir müminin Allah’a sunacağı en müjdeli ibadetin kurban kesmek olduğunu buyurmuştur.
“KURBAN, ALLAH’A YAKLAŞMAK AMACIYLA VE TAKVA VESİLESİYLE KESİLMELİDİR”
Kurban Bayramı’yla ilgili gerek şahsi hazırlıklar gerekse kurban kesmeyle ilgili hazırlıklar devam ediyor. Elbette bununla ilgili tavsiyelerimiz olacak. Dediğimiz gibi her şeyden önce niyet etmek gerekir. Niyetimiz Allah rızası için olmalıdır. Kurban, Allah’a yaklaşmak amacıyla ve takva vesilesiyle kesilmelidir. Kesilen kurbanların ne etleri ne de kanı Allah’a ulaşır; hâşâ, Allah’ın bunlara ihtiyacı yoktur. Peki, kurban kesmek vesilesiyle Allah’a yaklaşma arzumuz, niyet ve takva Allah’a ulaşır. Buradan da anlaşılıyor ki amaç takvadır; takva da Allah’a yakınlaşmak, Allah’a karşı saygıdır.” dedi.
“VEFAT EDEN KİŞİLER İÇİN KESİLEN KURBANLAR VAR, BUNLAR İBADET NİYETİYLE KESİLİRLER”
Okkalı, konuşmasının devamında şu değerlendirmelere yer verdi, “Kurban bayramının çeşitleri vardır. Kurban Bayramı’nda kesilen kurbanlara "üfiye kurban" denir. Bunun dışında Kurban Bayramı dışında kesilen kurbanlar da vardır; mesela şükür kurbanı, biri ev sahibi olur, araç sahibi olur, çocuk sahibi olur, bir hasta şifa bulur diye şükür niyetiyle kesilen kurbanlar. Ayrıca Akika kurbanı vardır; çocuk sahibi olan anne babaların kesmeleri sünnettir. Bunun yanında adak ve nezih kurbanları da vardır; bunlar da şarta ve adaba bağlıdır. Ayrıca vefat eden kişiler için kesilen kurbanlar vardır. Bunlar hep ibadet niyetiyle kesilen kurbanlardır.
“VATANDAŞLARA TAVSİYEM, KURBAN ALIRKEN MUHAKKAK BU NİTELİKLERE DİKKAT ETMELERİDİR”
Değerli kardeşlerimize tavsiyemiz, kurban satın alırken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Kurban edilecek hayvanın sağlıklı, organları tam ve besili olması hem ibadet açısından hem de sağlık bakımından önemlidir. Bu nedenle kötülük derecesinde hasta, zayıf ve güçsüz, kesileceği yere gidemeyecek kadar topal, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının birinin veya ikisinin kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve süt haznelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olunmaz. Vatandaşlara tavsiyem, kurban alırken muhakkak bu niteliklere dikkat etmeleridir.” ifadelerinde bulundu.
“KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR İÇİN BİR HİSSE İLE BİR KİŞİ İBADETİNİ İCRA EDEBİLİR”
“Hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı olması, hafif topal olması, az hasta olması, bir kulağının delik veya yırtılmış olması, süt haznelerinin yarısından daha azının olmaması veya kesik olması kurban edilmesine engel değildir” bilgilendirmesinde bulunan Vali Karacan Camii İmamı İzzettin Okkalı, konuşmasının devamında şu açıklamalara yer verdi, “Buna göre, kurban değerini düşürecek hususlar kurbana engeldir. Bölgemizde Şafii mezhebinden olan kardeşlerimiz olduğu için, yukarıda sayılan kusurlardan birinin bulunması hayvanın kurban olmasını sorun teşkil edecektir. Uyuz olan hayvanlar ve yem yemesini engelleyecek derecede dişlerinin bir kısmı dökülmüş olan hayvanların da kurban edilmesi caiz değildir.
“DEVE İÇİN BEŞ YIL; SIĞIR CİNSİ İÇİN İSE İKİ YIL TAMAMLANMASI GEREKİR
Bilindiği gibi kurbanlar iki bölümdür: biri küçükbaş hayvanlar, diğeri büyükbaş hayvanlar. Küçükbaş hayvanlar için bir hisse ile bir kişi ibadetini icra edebilir. Küçükbaş hayvanlarda koyun ve keçi için yaş sınırı vardır: Keçiler için en az bir yaşını tamamlamış olması, koyunlar için ise altı aylık süreci tamamlaması şarttır. Büyükbaş hayvanlara gelince, bölgemizde deve olmadığı için deve için beş yıl tamamlanması gerekir; sığır cinsi için ise iki yıl tamamlanması gerekir.” açıklamalarına yer verdi.
“BAYRAMLARIN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ PAYLAŞMAK, YARDIMLAŞMAK VE SOSYALLİKTİR”
Büyükbaş hayvan için yedi hisseye kadar ortak olunabildiği açıklamasına vurgu yapan Cami İmamı Okkalı, konuşmasının devamında, “Ancak bu yedi kişinin de muhtemel bir kurban niyetiyle ortak olmaları gerekir. Yani "Ben canım kırmızı et istiyor, evime kırmızı et temin etmek için bu hisseye giriyorum" demek caiz değildir. Kurban sadece ibadet amacıyla kesilmelidir. Mesela kişi, "Ben küçükbaş hayvan kestim, ibadet niyetiyle büyükbaş hayvan da kesmek istiyorum, buna da ortak olmak istiyorum, peki hangi niyetle oluyorsun?" dersen, "Çocuğum oldu, bunun niyetiyle hisse almak istiyorum, diğer altı kişi de adak niyetiyle kurban kesiyor" ise bu caizdir. Muhteber bir kurban niyetiyle niyet ettiği için kurban bayramında kesilen kurbanın yanında şükür kurbanı, akika kurbanı, nezih ve adak kurbanları için ortak olmakta sakınca yoktur.
Bayramların en büyük özelliği paylaşmak, yardımlaşmak ve sosyalliktir. Kurban bayramında kurbanlar kesildiği için çevremizdeki yakınlarımız, arkadaşlarımız, dostlarımız ve özellikle muhtaç kardeşlerimize yardım etmek gerekir. Bayramlardaki en büyük amaç zaten budur. İnşallah kurban bayramı İslam âleminin birlik ve beraberliğine vesile olur.” değerlendirmesine yer verdi.
“DİNEN ZENGİN OLAN KİŞİLER KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR”
Vali Karacan Camii İmamı İzzettin Okkalı, son olarak konuşmasının devamında şu açıklamalara değindi, “Dediğimiz gibi, kurban kesmek bir ibadettir ve bu ibadetin mükellefiyetleri vardır. Kimler kurban kesebilir? Dinen zengin olan kişiler kurban kesmekle yükümlüdür. Dindeki zenginliğin ölçüsü, zekatta ve fitrede olduğu gibi, 80 gram altın veya karşılığı mal varlığıdır. Mesela kişi, "80 gram altınım var ama 40 gram altın borcum var" derse, bu kişi dinen zengin sayılmaz. Net borçlarının dışında 80 gram altını olan kişi dinen zengindir. Bu kişi zekat, fitre vermekle ve kurban kesmekle mükelleftir.
“EĞER BİR KİŞİ KURBAN BAYRAMI GÜNLERİ BOYUNCA SEYAHAT HALİNDE İSE, KURBAN KESMEK VACİP DEĞİLDİR”
Hanefi mezhebine göre kurban kesmek vaciptir, Şafii mezhebinde ise bir ailede bir kişinin kurban kesmesi yeterlidir; yani sünnet-i kifayedir. Ayrıca kurban kesen kişinin mühim (ikamet sahibi) olması gerekir; misafir olmamalıdır. Eğer bir kişi misafir ise, kurban bayramı günleri boyunca seyahat halinde ise, kurban kesmek vacip değildir.
Ancak, "Ben dışardayım, işlerim var, bayram günlerinde evimde değilim ama çocuklarıma vasiyet ettim, benim yerime kurban veya hisse alabilirsiniz, kurbanımı kesin" dese ve o kurban kesilirse, bunda da sakınca yoktur; bu da geçerli olur.” diyerek konuşmasına son noktayı koydu.
Yorumlar
Kalan Karakter: