Halfeti’de yaşanan susuzluk sorununu ve fıstık ağaçlarının kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Tanal, yetkililere acil müdahale çağrısı yaptı. Tanal’ın sosyal medya hesabından yaptığı çarpıcı açıklamada, anayasanın devlete yüklediği sorumluluğu hatırlattı.
Tanal açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bugün, tarihin ve tarımın iç içe geçtiği, kadim Fırat’ın kıyısında yer alan Halfeti’mizin bağrından yükselen bir feryadı dile getirmek için karşınızdayım.
Halfeti’de bu yıl beklenen yağışlar gelmedi. Kuraklık, toprağımızı kavurdu. Özellikle fıstık ağaçlarımız susuzluk nedeniyle kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bu topraklarda üretim durmuş, halk geçim derdine düşmüş durumda. Oysa yanı başımızdan, binlerce yıldır bu topraklara hayat veren Fırat Nehri akıyor. Su var ama suyu getiren devlet yok!
Buradan soruyoruz: Su varsa, devlet neden yok?
Anayasamızın 45. maddesi devlete çok açık bir görev veriyor: ‘Devlet, tarım arazilerinin verimli kullanılmasını sağlar, erozyonu ve çoraklaşmayı önler.’ Bu, devlete yüklenmiş bir sorumluluktur. Tarım arazilerini koruyacak, verimi artıracak, çiftçinin emeğini yaşatacak olan devlettir!
Fıstık ağaçları bu bölgenin hem iktisadi teminatı hem de sosyal sigortasıdır. Bir fıstık ağacı kuruduğunda, sadece üretim değil; bir ailenin umudu, bir köyün geleceği kurur. Bugün Halfeti’de bu umutlar susuzluktan çatlamış durumdadır.
Fırat, devletin gözleri önünde akıyor. Ama devlet, çiftçinin kuruyan gözyaşını görmüyor!
Buradan Tarım ve Orman Bakanlığı’na, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi’ne çağrımdır:
Fırat’tan Halfeti’ye sulama hattı gecikmeden getirilmeli, üreticinin fıstık bahçeleri kurtarılmalıdır.
Tarım politikaları kâğıt üstünde değil, tarlada hissedilmelidir! Çiftçiye su vermek lütuf değil, anayasal görevdir. Halfeti halkı anayasal hakkını istiyor. Devlet, bu sesi duymak zorundadır.
Eğer Halfeti’de fıstık kurursa, bu ülkenin toprağı da vicdanı da kurur!”
Yorumlar
Kalan Karakter: