"Abi biz bunu hak edecek ne yaptık?" bu sözün sahibi, Suriyeli 11 yaşındaki Muhammed Bekir.
Vatanından kaçmış... Kaçmak zorunda kalmış. Hatta kaçırılmış.
Çünkü evlerinin çatısına bombalar düştüğünde o henüz çok küçüktü. Olan biteni idrak edemiyordu, annesinin kucağında bir gece vakti Türkiye'ye kaçırıldı.
Onun gibi yüz binlercesi var. Hepsi farklı memleketlerden gelmiş. Kimi Rakka'dan, kimi Deyrizor, kimi Kobani ve kimi Halep'ten... Coğrafyaları farklı olsa da acıları aynı.
Kendi vatanlarından bihaberler... Akrabalarını tanımıyor, evlerine gidemiyorlar.
Ya bir çadırda ya da bir barakada yaşamlarını sürdürüyor. Hele bir bakışları var tellerin ardından; yürek sızlatır. Bırakın bizi de gidelim der gibi...
Ayları çıplak, elbiseleri yırtık...
Onların yardımına hep Türkiye koşuyor, Türk Silahlı Kuvvetleri koşuyor.
Bu çocuklar kendi vatanlarında yaşasınlar diye babaları bir şey yapmadı. Çocuklarının geleceği için, vatanlarını korumak için savaşmak yerine kaçıp geldiler.
Şimdi TSK, Zeytin Dalı operasyonu düzenliyor Afrin'e... Onların geleceğini garantiye almak için. Kendileri de bu operasyonu desteklediğini söylüyor. Hatta gidip askerlik için başvuruyorlar.
Biri de çıkıp demiyor ki; siz bu kadar şovmen olmayı kimden öğrendiniz? Gidip savaşmak, vatanınızı korumak istiyorsanız neden geldiniz? Çocukları, yaşlıları kadınları Türkiye'ye teslim ettikten sonra neden dönmediniz ve neden vatan mücadelesi vermediniz?
Muhammed Bekir'e söylemek lazım. Sizin büyükleriniz vatan mücadelesi verseydi, siz bugün bu halde değildiniz demek lazım. Sizin babalarınız burada keyif sürerken, Mehmetçik sizin için savaşıyor demek lazım. Gerçekleri anlatmak lazım çocuklara... Bilsinler.
Türkiye fedakar, halkı fedakar... Mazlumun her zaman yanında ama bunun bilinmesi için çocuklara anlatmak lazım. Bilsinler ki ileride Türkiye'yi örnek alacak birer birey
olsunlar.