Hür ve Bağımsız Olmak
Hayat pahalılığından başka dertlerimiz de var ama bu aralar canımızı en çok yakan bu. Dün aldığımız bir malı bugün aynı fiyata alamamak. Otomotivden enerjiye, gıdadan tekstile kadar tüm ürünlerin fiyatı son bir yılda iki katına çıktı dersek yalan olmaz.
Aslında her şey iyi gitmesine rağmen bu pahalılık nereden çıktı diyoruz.
Unutuyoruz galiba.
Hatırlayalım.
Türkiye Cumhuriyeti, son yirmi yıldır küresel emperyalizmin kendisine belirlenen istikametten çıkıp, potansiyellerini keşfetmeye, varlıklarını değerlendirmeye, gücünü kullanmaya başlamıştır.
Kırk yıldır ülkeyi bölüp parçalamak isteyen PKK terör örgütü yurt içinde neredeyse tamamen bitirilmiş, terörün kökünü kurutmak için sınır ötesi operasyonlar hız kesmeden devam etmektedir. Türkiye’nin en doğusundaki Hakkari’den en batısındaki Edirne’ye kadar millet bir ve beraber olmuş aynı hassasiyetleri taşımaya başlamıştır.
Malum Avrupa ülkeleri ve ABD’ye rağmen millet kendi istikametini çizmiş, bu milletin artık onun bunun kulu kölesi olmayacağını, aldanmayacağını, geçmişte olduğu gibi gerektiği her zaman büyük kahramanlıklar göstereceğini ortaya koymuştur.
Suriye sınırına operasyon yapıp, kurulmak istenen terör devletini bertaraf etmeyi başarmış, harekâtı Fırat’ın doğusuna kadar ulaştırmıştır.
Bir yandan terörle uğraşan Türk Milleti, diğer yandan sosyal ve ekonomik kalkınmasını hızla sürdürmüş, hava limanları, üniversiteler, otoyollar, köprüler, tüneller, hızlı trenler devreye alınmış, sosyal devlet en iyi şekilde işlemeye başlamıştır.
Yurt içindeki sosyo ekonomik gelişmelerin yanında Türkiye Irak’ta büyük ekonomik hamlelerini sürdürmüş, Azerbaycan’daki 30 yılı aşkın Ermeni işgalinin sonlanmasına destek vermiş, Kıbrıs’ta kapalı Maraş’ı açmış, Afrika ülkeleriyle yakınlık kurarak ticaretini 30 milyar dolara ulaştırmış, balkanlardaki Müslümanlarla kol kola yürümeye başlamıştır.
Şimdiye kadar ABD’nin her dayatmasına itaat eden bir ülke yoktur. Bir yandan terörü destekleyen bir yandan da Türkiye’ye dayatmada bulunan bir ABD’nin müttefikliğe ihaneti karşısında Rusya’dan alınan S400 savunma sistemlerinin devreye alınması, Türkiye’nin F35 uçak projesinden çıkarılmasına rağmen geri adım atmaması, kimin huzurunu kaçırıyor?
Elbette tüm dünyayı sahte bir zenginlikle sömürmeye devam eden ABD’yi.
Türkiye’nin her meselede milli menfaatlerini koruyacağını ilan etmesinden sonra ABD’nin ekonomik yaptırımlar ve tehditlerini hatırlayalım. Donald Trump ve ABD’li diğer yetkililerin bağıra bağıra ilan ettikleri ekonomik tehdit işte bu. Bugün dolar 13 TL’ye dayanmış, Euro 15’e.
Paramız, ABD’nin, Avrupa’nın parası karşısında, son bir ayda eski ifadeyle 5 milyon liraya yakın değer kaybetti diye ne değerlerimizi satacağız, ne de dayatmalara teslim olacağız.
Milli duruş, birlik, beraberlik, var olmak, hür ve bağımsız olmak kolay değil.
Hükümetin de vatandaşların sesine kulak vermelidir. Hayat pahalılığı bu kadar olmamalıdır. Stok yapanlar varmış, mücadele edilmelidir. Ucuz ürünlerin ihracat biraz durdurulmalıdır. Adalete güven azalıyor, adalete güven ortamı sağlanmalıdır. Bu bağlamda, gençlerimize istihdam olanağı sağlanmalıdır. Vatandaş, verdiği halk desteği çekmesini de çok iyi bilir. Gençler mevcut hükümete tepkilerini dile getiriyorlar . Bu duygu ve düşüncelerle yeniden görüşmek dileğiyle.