Askeri uzman, stratejist, TV yorumcusu ve Yazar Abdullah Ağar, dün sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunarak, Ülkemizi yöneten tüm siyasilere çağrıda bulundu. Türkiye son yılların en ağır doğal afetleri ile mücadele ederken, yüzyılın en büyük orman yangınları ile adeta savaştı. Yangınların ilk gününden itibaren maalesef muhalefet partisi ile iktidar arasında siyasi ağız dalaşı yaşandı. Tv kanalları, sosyal medya paylaşımlarında ki dil, orman yangınlarını adeta daha çok alevlendirdi.
Vatandaş olarak yanan her ağaç ve canlı için içimiz yanarken, siyasilerin kavgası ve tartışmaları, sosyal medya üzerinde etnik kökenlilere saldırılar, hayali yorumlar vatandaşın ciddi tepkisini çekti. Abdullah Ağar bey açıkçası beni tatmin eden bir paylaşım yaptı dün kendi sosyal hesabından. Bu paylaşımı sizlere olduğu gibi aktarıyorum. Saygıdeğer siyasetçilerimize naçizane çağrım:
“Devlet, ulusal güvenlik, jeopolitik mücadele, terör, düzensiz göç, iklim krizi vb. meselelerinde lütfen bir araya gelin.
Ortak akıl, bilinç ve etki üretin.
Toplumdaki kırılganlığın, öfkenin, bölünmüşlüğün, husumetin önüne geçin.
Toplumun özellikle ulusal güvenlik meselelerini siyasi aidiyet, siyasi rekabet, husumet, kutuplaşma ve düşmanlaşma üzerinden algılamasına izin vermeyin.
Sağduyusunu yitirmiş, öfkesine yenik düşmüş, soruna siyasi hizbi/rekabeti/düşmanlığı üzerinden bakan insanlar çok arttı.
Lütfen toplumdaki bu kutuplaşmayı ve kırılganlığı siz kullanmayın.
Lütfen bundan beslenmeyin.
Yoksa, korkarım bedeli çok ağır olacak.
Kontrol edilmesi, önü alınması gereken; siyasi, sosyolojik, psikolojik ve ekonomik ayakları oluşmuş bir milli güvenlik sorunuyla karşı karşıyayız.
Bugün sosyal medyada yazı ve sözle birbirine saldıran, sokakta, Altındağ’da düzensiz göçmenlere saldırmaya, kendi kanununu/kuralını artık kendi koymaya kalkan bu kafa, yarın birbirine ne yapmaz?
Sorun sadece bu değil.
Terör örgütleri, istihbarat servisleri, devlet dışı aktörler, ilişik medya ve hasım devletler, bunu çok iyi kullanır. Kullanıyorlar da zaten.
Pandeminin, iklim krizinin ve vekaletler savaşının gölgesinde yaşanan bu jeopolitik türbülans ve yeni nesil savaş ortamında Milletçe, siyasi gücümüz başta olmak üzere bütün milli güç unsurlarımız ile bileşik ve eşgüdüm hareket etmek zorundayız.
Vatansever herkesin yapması gerekenler var.
Yapacak bir şey kalmadan.
Vatan, millet, devlet yitik malımız olmadan.
Irak’ı, Suriye’yi, Yemen’i, Libya’yı, Afganistan’ı unutmadan.
Saygılarımla…”
Değerli okurlarım, ülke olarak birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bir evredeyiz. Allah rızası için var parti liderlerinin aksine bizler kenetlenmeliyiz. Irkçı söylemlerden uzak durmalıyız. Bölgemiz adeta ateş çemberinde. Bu çemberden kurtulmaz isek hep birlikte tıpkı ormanlarımız gibi bizlerde yanacağız. Son günlerde mültecilere yönelik artan saldırılar neticesinde Başkent Ankara'da yaşanan olaylar hepimizi derinden üzmüştür. Allah’ü Ekber diyerek mültecilere saldıranlar, unutmasınlar ki, O mültecilerde birer Müslümandır. Müslüman Müslümana saldırmaz.
Yeniden görüşmek dileğiyle…