Ülke olarak Korona salgınından çok yaşanan doğal afetlerle yüreğimiz yanıyor.
Türkiye, 28 Temmuz'da başlayan orman yangınlarından sonra bu kez de Karadeniz ve doğu illerinde yaşanan sel felaketleri ile sarsıldı.
Karadeniz'de yaşanan seller nedeniyle onlarca ev, bina ve köprü yıkılırken, Kastamonu’da Sinop’ta 50’den fazla kişi hayatını kaybetti. Bu illerimizde ise çok sayıda kişi hala kayıp.
Bir kaç yıl öncesine göre, özellikle Karadeniz bölgesindeki yağış rejimi sürekliliği olan, yavaş yağışlar şeklindeydi. Nadiren sel veya taşkın olayları da meydana gelirdi. Ancak son 10 yıldan bu yana baktığımızda küresel ısınmadan dolayı her meteorolojik olayda şiddet artışı yaşanır oldu. Yağış miktarı değişmedi ancak kısa süreli, çok şiddetli yağışlar meydana gelmeye başladı.
Dere yatakları, dere ıslahı adı altında daraltılıyor. Islah edilen bölümlerin dışına taşma olunca dere yatağının etrafı sular altında kalıyor. Bir diğer büyük sorun da ağaç kesimi ve orman tahribatı. Son yıllarda yamaçlardaki inşaatların sayısı arttı. Kontrol mekanizması yok. Karadeniz Sahil Yolu da yamaçlardan inen suyun denizle buluşmasında sorun yaratıyor. Otoyol bir duvar gibi suyun akışını engelliyor.
Şanlıurfa merkez ilçe Karaköprü ilçesinde 10 yıl önce bir kaç saat yağan yağmurun ardından meydana gelen selde çok sayıda ev su altına kalmıştı. Son dönemlerde Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesinde ki yağışlar meydanda yaşattığı tahribatı gördükçe aklıma Karaköprü ilçesi geliyor. Karaköprü ilçesinde dere yataklarına yapılan dev binaları biliyoruz. Özellikle sol taraftan ki dere yatağı daraltıldı. Yapılan köprülerin derinliği çok düşük. Dere kodunun çok altına daireler bulunuyor. Allah muhafaza Karadeniz bölgesine düşen yağışın çok az oranı Karaköprü ilçesine yağarsa memleketin halini düşünemiyorum. O nedenle şimdiden önlem almak şarttır.
Karadeniz bölgesinde yaşanan selden ders notları almak lazım. O bölgeye ekipler gönderilmelidir. Şanlıurfa'da olası bir afet öncesi kriz masasının alması gereken önlemler şimdiden belirlenmelidir. Yangınlarda ve sel afetinde yaşamını yitirenlere yüce Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun.
Son olarak Şanlıurfa'da yaşanan Dedaş zulmünün de son bulmasını arzuluyoruz. Yüksek faturalar can yakıyor. Çiftçinin malı tarlada kuruyor. Dedaş’a mutlaka bir çözüm bulunmalıdır.