Aslında kovid-19 salgınından daha tehlikeli bir durumla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek istiyorum! Dünyada ortalama sıcaklık dereceleri her yıl artmaktadır yani dünya gün geçtikçe daha da çok küresel ısınmaya maruz kalıyor. Küresel ısınmanın meydana getirmiş olduğu iklim değişikliği Türkiye’de son yılarda ciddi bir biçimde kendini hissettirmeye başladı.
Meteorolojik sistemlerin Türkiye’ye giriş yollarında değişiklikler meydana geldi. Bundan dolayı iki mevsim arasında geçiş dönemleri olan bahar dönemleri süreleri azaldı, 3 aylık dönemler 1 aya döndü. İleride bahar ayları tamamen ortadan kalkacak. Çünkü Türkiye artık yarı kurak iklime doğru gidiyor. Bunun en yakın örneğini bu yıl ki kış mevsiminde yaşadık hiç kışı yaşamadan bahara geçtik.
8. yüzyıldaki Sanayi Devrimi ile birlikte, Dünya'nın yarım küreleri arasındaki sıcaklık farkı, kuzey yarım küredeki deniz buzulları ve karların erimesiyle birlikte artmaya başladı.20. yüzyılın başından itibaren kutup bölgelerindeki ortalama sıcaklık, Dünya'nın diğer bölgelerine göre yaklaşık iki kat daha hızlı artmaya başladı. Kuzey yarım kürede sera gazları salınımları güney yarımküreye göre daha fazla gerçekleşirken bu durum, sera gazlarının her iki yarımkürede de yayılacak kadar uzun süre varlığını koruması sebebiyle yarımküreler arasındaki sıcaklık farkına etki etmemektedir.
Çevre örgütleri, tüketicilere geri dönüşümü bir yaşam tarzı olarak benimsemelerini, alışveriş sırasında aşırı tüketimden kaçmalarını öğütlüyor. Tüketicilerin özenli davranması gereken en önemli konuların başındaysa ambalaj tüketimi geliyor. Zira plastik ambalajların doğada kaybolma süresi bin yılı buluyor.
İhtiyaç dışında kullanılan her türlü plastik araç gereçler, ağaçların ormanların yok olması ve su israfı gibi birçok etkene karşı insanların son derece bilinçli olması ve kulanım alışkanlıklarını minimuma getirmesi gerekiyor. Bu şekilde olursa hem bizler hem doğamız kazanır.