Hani bir söz vardır ya eceli gelen karınca kanatlanırmış diye, gerçi bu sözün farklı bir söylemi daha var onu da sanırım hepiniz anlamışsınızdır buradan sarf etmeme gerek yok. Evet, son günlerin en önemli konularından bir tanesi de Goran tepeleri konusu.
Ya düşünün adam dünyanın mafyası olmuş ve önüne gelene meydan okuyup bu benim bu yandaşımın kimse karışamaz burası başken şurası son kent gibi yaklaşımlar ile Ali Kıran Başkesen olmuş ve tüm insanlığı tehdit eder hale gelmiş birisi.
Yani terör devleti İsrail'in sözcüsü daha doğrusu dünürü Trump'tan bahsediyoruz. Son zamanlarda yine ilginç çıkışıyla gündeme oturan ve eleştiren ülkelerin ekonomilerine ayar çekmeye çalışan bir örgüt liderinden bahsediyoruz.
Terör örgütü İsrail'in ağababalığını yapmaya çalışan ve tüm dünyanın tepkisini üzerine alan bu Trump denen adam, şimdide yine Ortadoğu'da bulunan ve Petrol ve su zengini olan Goran tepelerinin, yine kendi yandaşı olan terör devleti İsrail'e ait olduğunu söyledi ve buna başta Türkiye olmak üzere çok sayıda ülke karşı çıktı.
Hoş papazdan bugüne kadar adam ekonomi konusunda istediğini yapıyor ya. Neyse bu Goran tepelerini yandaşına ben verdim oldu düşüncesi ile sunması sanırım bardağı taşıran son damla oldu. Birçok ülke bunun büyük bir saçmalık olduğu kanaatini savundu.
Fakat adamın umurunda değil, ben yaptım oldu diye naralar atmaya devam ediyor. Aslında bu yaklaşım bölgede etkisi büyük bir İsrail devletinin planı olarak göze çarpıyor. Çok değil Filistin de yere düşen bu İsrail adındaki yılan zehri kısa sürede bölgede yayılmaya ve çevresini zehirlemeye başladı.
Buna Amerika denen ve kendisini süper güç olarak lanse eden ABD'de katılınca zehrin dozu arttıkça arttı. Dün Filistin, ardından Goran tepeleri ve eğer başarılı olurlarsa çevrede bulunan diğer ülkelerinde toprakları bu bahaneler ile ellerinden alınacak ve terör devleti İsrail'in hayalini kurduğu büyük Ortadoğu projesi gerçekleşmiş olacak.
Evet, gidişat bunu gösteriyor fakat bunun oluşmaması da biz Müslüman toplumların elindeki bir şey. Müslümanlar birlik orsa eğer tüm zorluklarla başa çıkabilir. Öncelikle bunu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Şüphesiz Allah yüce dinini tamamlayacak ve dünya üzerinde galip gelmesini sağlayacaktır.
Bu söz bizlere en büyük şiyar olmalı ve hesapların hesapçısı yüce Allah'a olan gerçek manadaki kulluk görevlerimizi yerine getirdiğimiz zaman bunun üstesinden çok rahat bir şekilde geleceğimize inanıyorum.
Geçmiş yıllara baktığımız zaman ecdadımız nasıl ki 600 küsur sene dünyayı yüce Allah'ın adaleti ile yönetmiş ise bizlerde bunu başara biliriz. Bunun tek çıkar yolu birlikten ve dirlikten geçer. Bizlerde bu iki terör örgütü ülkenin karşısında dik durmalı ve buna karşı nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda ortak fikirler üretebiliriz.
Bunu sosyo ekonomik bir şekilde sağlamakla mümkün kılabiliriz. Yani alışverişten turizme, teknolojiden sanayi'ye kadar birçok konuda Müslümanlar kendi aralarında birlik olursa o zaman hiçbir kuvvet bunun önüne geçemez ve gelişi güzel bizlere ayar vermeye kalkışamazlar.
Hani cumhurbaşkanımızın çok güzel ve özel bir sözü vardır ya; 'sakın kader deme, kaderin üzerinde bir kader vardır' diye. İşte bu düşüncede olduğumuz zaman o kader biz Müslümanların lehine dönecektir…