Aşk bir milat demektir. Şayet aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişizdir demek ki.. Elif Şafak'ın bu cümlesine yer vererek yazmaya başlayarak, Hz. Mevla'nın şu sözüyle devam etmek istiyorum. Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.
Aşkın, birçok tarifi vardır, her kişiye göre, her hikâyeye göre değişmektedir. O sebepten mütevali şunu diyebilirim aşk subjektif değişken, hatta akışkan bir duygu olarak kabul edilebilir.
Aşkın dili, dini, rengi, yoktur fakat varsayımları çok ve her duruma göre değişkendir. Aşk deyince akla ilk gelen ikili ilişkiler arasında yaşanan tutsak olunmuş yoğun bir duygu gelir.
Hâlbuki aşk farklı farklı şeklerde şeklenmiş oluşumları bağrın da saklar kimisine göre kalp ağrısı, yürek acısı, kimisine göre istediğine sahip olamama, ulaşamama; hata çoğu kes imkânsızın adıdır.
Aşk sadece ikili ilişkilerde yaşanacak kadar dar bir duygu değildir birçok temaya dokunacak kadar geniş bir duygu.
Şöyle ki ilahi aşk, doğa aşkı, iş aşkı, memleket aşkı ve daha sayamadığım birçok olgu ve oluşumu vardır. İlahi aşkın en büyük örneğini Hz. Mevlana ile verebiliriz. İnancın ve dinin bir bütünlüğünü edebi ve mesnevi, bir anlatımla, dile getirmesi ilahi bir aşkın yansıtmasıdır. Ve şöyle bir cümlesi geldi aklıma.
“Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma böyle yazılar yazdığıma, ben aslında Oku! Emrine amade seni okuyorum sevgili. (Hz. Mevlâna)
Her ne kadar bilim farklı bir terim kullanırsa da bence aşk kutsal bir değerdir ve edebiyatın en güzel temasıdır.
Kelimelerin kifayetsiz kalışıdır ve anlatılmayacak kadar uzun bir destan, yaşanacak en büyük en kutsal duygudur. Ve maalesef ki imkânsız oluşu en büyük acıdır bana göre. George Nathan, Aşk, birçok kişi tarafından yaşanan, ama çok az kişi tarafından keyifle sürdürülebilen bir duygudur. Demiş yazar.
Size ikili ilişkilerin en güzel örneğini'de Leyla ile Mecnun ile vermek isterim. Günümüzde efsane olmuş bu aşkların eser bile kalmadı. Menfaat ve çıkarlar özerine kurulmuş ilişkilere aşk deniliyor ki bu bana göre aşka, yapılmış en büyük haksızlık olarak görüyorum.
Dillere destan olan Leyla ile mecnun aşkının bir alıntısını sizinle paylaşmak isterim. O zamanın halifesi şöyle der görevlilere “nerde bu Leyla getirin göreyim bu Leyla'yı Mecnun'un uğrunda ölecek kadar çok sevdiği Leyla sen misin sen güzel değilsin mecnun neyini sevmiş, âşık olmuş “Leyla söyle der “sen bir de beni Mecnunun gözüyle gör”
Sevgiyle kalın…
Ağzına sağlılk