“Biz Urfalılar, yaşantımız hızlı fakat mevsim, geçişlerimiz yavaştır. İlkbaharlarımız erken ama sonbaharlarımız hep geç başlar; nede olsa bize 3 mevsim hep yazdır iklimimizin sıcak oluşundan ötürü insanlığımız da bir o kadar sıcaktır, yani anlayacağınız sıcakkanlı bir toplumuz. Sıcak mevsimimizi ve sıcakkanlılığımızı çekemeyenler, varsın bize Güneydoğunun esmerleri desinler ne çıkar, yeter ki insanlığımızı ve özümüzü kaybetmeyelim! ”
“Değerli okuyucularım, belki takvimler sonbaharı Eylül olarak gösterir ama biz Urfa da yaşadığımız için Ekim de yaşarız sonbaharı. Sonbaharı hissettiğimiz bu günlerde şöyle kafamda kurguladığım birkaç satırla sizlere merhaba! demek istedim. Aylardan Ekim Mevsimlerden sonbahar ve işte ilk yansımalarını yaşamaya başladık. Yapraklar yavaştan sararmaya dökülmeye yüz tutarken, doğa Sarı, kızıl, kahverengine, dönüşmeye başladı. Sanki bu değişim bir mevsimin değişikliği değil de bir hayatın değişimiymiş gibi hissettiriyor, bizlere. Her ne kadar hüznün mevsimi denilse de, sonbahara, kendine gelme ve insanın kendini muhasebe etme, duygusuna kaptırı. Yani hüzün mevsiminin yanında birde kendine gelme mevsimi de denilebilinir”.
“Evet, hüzün duyulacak özel bir durum var. Şöyle ki korona virüs ve yaşatmış olduğu onca olumsuzluk. Bir bahar geldi, bir yaz geçti ve hala bitmeyen virüsle merhaba dedik sonbahara, daha da bizden neler alacağı, neleri kayıp edeceği de bellli değil. Hepimizin bildiği gibi hala aşısı bulunmadı, aşısı bulunmayana kadar da biteceği de yok gibi. Nasıl olsa alıştık korona virüsle mevsim geçişler yaşamaya! Tabii ki yine ve her zaman ki temelimiz biran önce bu hastalığın bitmesi ve herkesin sağlıklı bir şekilde hayatına devam etmesi yönünde”.
“bir yanımız kış, bir yanımız bir yanımız sonbahar. Ilık bir mevsim olan sonbahar bir anlamda kışa hazırlık günleri de bu mevsimde başlar. Yazdan kalan son günleri yaşarken en çok yağmuru bekleriz belki maslarda olduğu gibi bizde bir sonbahar yağmuruna tutulurken, belki bu arada kazara karışık aşka da tutuluruz.
Sevgiyle kalın.