Gazeteci ve yazarların her türlü soruna ayna olmaya çalıştıklarını biliyoruz. Her kesime, din, dil, ırk, görüş, gözetmeden tümünün sorunlarını gün yüzüne çıkarıyoruz. Bu döngüde kendi sorumluklarımızı bilerek çoğu zaman kendimizden vazgeçerek her türlü zorluğa maruz kalarak bu sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Gündeme ışık tutan, sorunlara çare olan basın, kendi sorunlarımızı hiç dile getirmiyoruz.
Şimdi kendi sorunlarımızdan yola çıkarak ve bütün basın, emekçilerin sorunu olan hatta kısa ödemeli ödeneğine maruz kalan kamu personelinin bitmeyen çilesi haline gelen pandemi süresi! Buna birde basın camiasına katılan bir hevesle mezun olan iletişim RTV mevzunu olanlar. İŞKUR alımını bekleyen onlarca kişi uzun kuyruklar oluşturarak bekliyor.
Bir Pandemi süresi başladı, sonra kontrollü sosyal hayat başladı, sonra AVM, fabrika, cafe, restoran, açıldı. Sizin anlayacağınız korona virüs bitmedi ama çalışma sektörü normale dündü ama nedense bir tek bu kısa dönem ödeneği, yarım yatırılan SSK ve İŞKUR alımı başlamadı.
İşte Eylül ayı itibariyle 2 ay daha uzadı. Buna dayanmaya çalışan personel daha ne kadar dayanmaya çalışabilecek bilemiyorum. “Sayın Cumhurbaşkanım, Çalışma Bakanlığı, duy sesimizi İŞKUR alımları başlasın, normal çalışma ödeneğine dönelim, zira bizim dayanacak gücümüz kalmadı gayrı”.
Banka ekstrelerimizin limiti doldu, kredi kartlarımız doldu, gırtlağımıza kadar borca girdik ve ödeyemez hale geldik. Süre uzadıkça faiz, oranları da yükseliyor.
Hayatımızdaki eksilerimize bir eksi, daha dahil oluyor. Eksi dolu bir şekilde yaşam mücadelesi veriyoruz nereye karda dayanırız hiçbir fikrim yok.
Belki bir umut burada yazdığım bu köşeye istinaden bir ilgili makam okurda sesimizi duyarda bu süreyi daha fazla uzatmadan son veririler.
Temennimiz hemen İŞKUR alımı başlasın kısada olsa, azda olsa, resmi bir sıfatla bu insanların resmi bir kurumda çalıştığını gösterilmesi, az da olsa eline bir miktar paranın geçmesidir.