Toplumun kanayan yarası olan çocuk işçiliği yarsı derin izler bırakmaya devam ediyor. Şanlıurfa geneli için yaptığım araştırmayı baz alarak bu konuyu gündeme getiriyorum. Şanlıurfa da her semt pazarında yaklaşık 20 –30 çocuğun elinde el arabasıyla pazara gelenlerin pazardan yaptıkları alış veriş poşetlerini, el arabasıyla evlerine götürmek için bekliyorlar. Ne yazık ki çalışan bu çocuklar öyle sadece masum işlerde çalışmıyorlar bu çocukların büyük bir kısmı tehlikeli, fiziksel riskiler oluşturulacak sanayi makinelerinde çalışıyorlar. Çocukları korumaya yönelik, ulusal ve uluslararası yasaların varlığına rağmen dünyanın her köşesinde milyonlarca çocuğun, sağlıkları gelecekleri tehlikeye atına alınmaktadır. Çocukluklarını yaşayamadan, sağlıklı gelişim şartlarına aykırı bir şekilde çalıştırıldığı görülmektedir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye ortalamasının çok altında kişi başına milli gelire sahip olmakla beraber; Türkiye ortalamasının çok üstünde hane başına ortalama çocuk sayısına ve yüksek doğurganlık hızına sahiptir. Ekonomik kriz ve yoksulluk, ailede varlığı bazen unutulan çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Çocuklar küçük yaşta hane gelirine katkı sağlamak üzere çalışmaya başlamakta, hem eğitimlerinden uzaklaşmakta hem de yaptıkları işlere bağlı olarak fiziksel ve mental gelişmeleri olumsuz yönde etkilenmektedir.
Çocuk işçiliği sorununa yüzeysel olarak yaklaşılmamalı, daha çok altında ki nedenlere bakılmalı yani şöyle ki asıl çocukları çalışmaya mecbur bırakılan nedenler nelerdir? Çocukları çalışma hayatına iten sebepleri ortaya koymak ve çocukların çalışma hayatına katılmalarında ki nedenler ve sorunlar tespit edilmeli. Bir Çocuk, belli bir ücret karşılığında bir işverene karşı bağımlı şekilde iş görme edinimini yerine getiren, belli bir yaşın altındaki kişi olarak tanımlanmıştır. Çevremizde ki izlenimlerden yola çıkarak tabiî ki kaçınılmaz en büyük sorun ekonomik düzeyin yetersiz olduğu bir gerçek fakat madem ekonomik düzeyimiz yetersiz o zaman neden nüfus sayımız bu kadar yüksek! Hani şöyle bir laf var ayağımızı yorganımıza göre uzatalım. Fazla çocuk sayısı pekte umut verici görünmüyor daha çok trajik bir manzaraya sebep olmaktadır. Her gün gördüğümüz manzara hiç de güzel manzaralar değil, maalesef çocuklar orda burada çıplak ayakla çöp topluyorlar. Maalesef elimizden hiç bir şey gelmiyor olmakla beraber sadece içimiz sızlayarak bakıp geçiyoruz.
Değerli okuyucularım her ne kadar olayı duygusal bir çerçevede biçimlendirmeye çalışsam da olayın son derece trajik olduğunu sizde farkındasınızdır. Çalışan bütün çocukların gözlerinden yaşayamadıkları, çocuklukları ve neden ben ifadesini, okumanız mümkün. Bir çocuk dünyaya geldiğinde ne sahip olduğu anne, babaya nede geleceği ve yaşayacağı yeri seçme şansı var. Son derce korumasız ve masum olan çocukların ailelerine bir çağrıda bulunmak istiyorum lütfen çocuklarınıza sahip çıkın. Bakamadığınız sahip çıkamadığınız çocuklarınızın vebaline girmeyin. Tüm sosyal politakları Çocukların ötsün yararını olacak çalışmalarda bulunmalarını istirham ediyorum.