4 ayrı makale olarak ele aldığım çocuk işçiliği konusunu bu hafta da gene aynı konu üzerinden yazmaya devam edeceğim. Çocuk işçiliğine dikkat çekmemin nedeni, geleceğimizin umdu olan çocukların sokakta, sanayi de, yâda pazarda harcanılmasına günlüm elvermediğinden dolayı, elimden geldiği kadarıyla ve kalemimin yazdığı kadar yazıp siz değerli okuyucularımla paylaşacağım. Eminim çocukların çalıştırılması kolay kolay kimsenin takdir ettiği bir durum değildir; fakat bazen elden olmayan nedenler ve maddi yetersizliğin de baş gösterdiği gibi durumlarda maalesef kaçınılmaz oluyor.
İnsan yaşadığı çevreyle bütünlük arz etmekte ve bu çevre insan hayatının şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle çocukların kendi ailelerindeki fertlerin eğitim durumu ile çocukların yaşadığı sosyal çevre, onlar için birer örnek teşkil etmekte ve gelecekte toplumda nasıl bir rol üstlenecekleri konusunda belirleyici olmaktadır. Yapılan araştırmalara ilişkin elde edilen verilere göre Çocuk İşgücü Anketi kapsamında, Türkiye’de çalışan çocukların ailelerinin eğitim durumunu yansıtan bir çalışma yapılmıştır. Elde edilen çalışmada çalışan çocuklar okuyan ve okumayan olarak iki kısma ayrılmış ve her iki kesimin de hane halkı reisinin eğitim durumu incelenmiştir. Alınan sonuçlara göre; hem çalışıp hem okula giden çocukların aile reislerinin yarıdan fazlası ilkokul mezunu, geriye kalanların büyük bir kısmı ise ortaokul ve dengi okul mezunudur. Okuma, yazma bilmeyen ve okuma, yazma bildiği halde bir okul bitirmeyenlerin toplamı da yaklaşık yüzde onluk bir kesimi oluşturmaktadır. Bu grup içerisinde lise ve yükseköğretimi bitirenlerin sayısı oldukça azdır.
Çocuk işçiliği ile mücadele edilme noktasında ciddi bir rol model olan eğitim ne yaz ki tıpkı anne ve babalarda olduğu gibi çocuklarda da eğitim yetersizliği gözlenmektedir. Umutlarımızın hayal kırıklığına uğramamsı için Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkelerde, okulların yaygın hale getirilerek, kaliteli, ulaşılabilir ve zorunlu eğitimin sağlanması çocuk çalıştırmaya karşı en etkin mücadele araçlarından bir tanesidir. Eğitimin çocuk işçiliğinin önlenmesi konusunda iki etkin rolü bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi eğitimin çocuğun zamanını kullanması açısından pratik bir seçenek sunarak, çocukların çalışma hayatından uzak durmasını sağlaması, bir diğeri ise eğitimin çocuk işçiliğini ortaya çıkaran nedenlerden bir tanesi olan yoksulluğun ortadan kaldırılmasına yönelik maddi desteğin sağlanması gerekmektedir. Aynı zamanda verilecek olan maddi desteğin bir çerez miktarında değil SSK’lı çalışan çalışmayan tüm okuyan çocuğa devlet tarafından bir ödenek şeklinde çocuğun okumasını kalkındıracak miktarda bir ödenek verilmelidir. Bu şekilde bir nebze de olsun çocuk işçiliğin önüne geçilecektir. Ayını şekilde kaliteli bir eğitimle çocukların bir meslek edinmesi sağlanmalıdır. Çocukların becerileri ve özel yetenekleri göz ününde bulundurulmasıyla eğitimleri doğrudan o alan üzerinde yoğunlaştırılmalıdır. Böylelikle çocukların ileride hem sevdiği alanda meslek edinmesi sağlanacak, hem olması gerektiği yaş aralığında çalışma hayatına girecek ve en önemlisi bu oluşumla çocuk işçiliğin ününe geçilecektir.