Toplumumuzun büyük bir kısmında bulunan eziklik duygusu sonradan kişiliğimize yerleşmektedir.
Hayatımızın ve yaşantımızın verdiği olumsuzluklardan daha çok benliğimize yerleşmesiyle ve zamanla kalıtsal bir rahatsızlık olarak hayatımızı ve tercihlerimiz üzerinde ileri derece de, olumsuzluklar ve eksikler yaşatmaktadır. Başka bir yönüyle ele aldığımızda ise, daha çok doğduğun yer, yaşadığın yer ve en önemlisi büyüme şeklinin bu psikoloji, üzerinde etken bir rolü oynamaktadır.
İnsanoğlu var olduğundan beri hep bir savaş ve başarıyı elde etme çabası içindedir. Sürekli iyi yerlere gelmek yâda okulu başarıyla bitirmek, iyi bir aile kurmak, iyi bir iş sahibi olmak ve başarılı bir insan olmak gayretiyle çabalayıp durur. Fakat hayat insanlara bazen tercih hakkı vermemektedir, örneğin seni doğuran ve dünyaya getiren aileyi ve bireyleri seçmemek gibi, aynı şekilde büyüdüğün yaşadığın yeri de seçmiyorsun. Bu saydığım faktörler eğer üzerinde olumsuz etkiler yaratıyorsa bu seni ister istemez eziklik duygusuna kapılmana neden oluyor.
Her insan kendi yaşadıklarından bir parça verecek olursa, muhakkak hepimiz de bir parçada olsa bu duyguyu yaşıyoruz. Daha çok bunu hor görüldüğünde yâda başarısız olunduğunda kendinde hisseder, buna şöyle bir örnek verecek olursam, ilkokulla giden bir çocuk zayıf notla eve geldiğinde ailenin fertleri hakaret hor görme gibi tepkileri gösterirse, bu o kişi özerinde eziklik psikolojisi yaratır. Aynı durum aynı, şekilde devam ederse bu kişi büyüdükten sonra ki hayatında kalıtsal olarak devam eder ve zaten otomotikmen kişi özerinde böyle bir algı yaratır ben başarısızım hiç bir işe yaramam akabinde gelen özgüven eksikliği ve hayatının her karesinde kendini her toplumda ezik, eksik ve yetersiz hisseder.
İnsanoğlunun ruh hali, davranış şekli doğuştan yâda kandan geçmez, yaşam tarzımız ve hayatımızı paylaştığımız kişiler ve yaşadığımız ortam davranış şeklimizi belirler.
Sevgiyle kalın.