Dünya nüfusunu 2030’larda 9 milyarı, 2056’da 10 milyarı aşacağı öngörülüyor. Dünyanın sınırlı kaynakları her geçen gün artan insan nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu da işsizliğe, yoksulluğa neden olmakta. Öyle ki yar altı, yüz ölçümü bile yetersiz kalmakta; kat kat yüksel binalar bile yetersiz kalıyor ve artan nüfus hızının sorun haline gelmesi, o ülke insanlarının temel ihtiyaçlarının karşılanmamsı ile ortaya çıkmaktadır. Genel olarak insanlık tarihi boyunca dünya nüfus artmıştır. Artış oranı başlangıçta yavaş iken son birkaç asırda katlanarak artmıştır.
Nüfus artışının getirdiği sorunlar ise baya bir fazla ve gelecek yılarda bizleri tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfus tüketimini artırıyor ve buda kişi başına düşen ulusal gelir payını azaltıyor. Ulusal gelirin büyük bölümünü artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlanmakta.Artan nüfusun bizleri beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunun hızlanması, çeşitli çevre sorunlarını ortaya çıkması tehdidi altında. Tabiî ki bunlara birde ekonomik bağımlılık oranı yükselmesi eklenmektedir.
Nüfus artışının bir zararı daha da kırsal kesimin kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanması buda şehir kentlerinde yoğun bir kalabalık ve yeterli gelmeyen konutlara her gün gün geçtikçe yüksel beton yığınlarına neden olmakta. Kırsal kesimin şehirlere göç etmesinin bir diğer eksisi de kırsal alanlarda ve kentlerde işsizlik ve geçim sıkıntısı başlaması.
Bütün bu tehditlere karşı bana göre nüfus politikaları bir kes daha gözden geçirilmeli ve acilen önlemler alınmalı çünkü böyle giderse basacak toprak ve içecek su bile bulamayacağız.
Sevgiyle kalın…
Merhabalar Berfin Hanım, Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Bununla birlikte bu yazınızda değindiğiniz konuya naçizane muhalif bir düşünce içerisinde olduğumu ifade edeyim. Nüfus artışının dünya için bir tehdit oluşturduğu, dünyada yeterli kaynağın bulunmadığı, var olan kaynağın nüfusun ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi varsayımlar; küreselcilerin uydurduğu ve tamamen mesnetsiz iddialardır. Tüm bunlar karbon salınımını bahane edip yapay et yani #artificialmeat üretimine, transhümanizme (yarı insan yarı robot varlıklara) zemin oluşturmak için ortaya atılmıştır. Yıllardır atmosfere zararlı gaz salınımı yapmayan inekler ne oldu da şimdi dünya için, insanlık tehdit oluşturmaya başladı? Ayrıca nüfus onların iddia ettikleri gibi artışta değil şu an. Çevrenize bakarsanız normal yollarla çocuk sahibi olamayan yüzlerce evli çift görürsünüz. Tüp bebek merkezlerinin önü neden bu kadar kalabalık? Bu konuda yazacak daha çok başlık var, fazla uzatmayayım. Sevgiler