Fırıncıların son bir yıldır maliyetlerdeki fahiş fiyat artışını gerekçe göstererek talep ettikleri ekmek zammıyla Şanlıurfa’da ekmeğin fiyatı 2 lirayı bulmasıyla fakir fukara kuru ekmeğe bile talim edilmiyor.
Her geçen gün artan hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı Türk halkının en önemli gündemi haline geldi. En basitinde vatandaş ekmek bile alamıyor. Çok eskilerde kalan bir sözü dile getirmek istiyorum. Cümle aynı fakat anlam da ki rol değişti. Şöyle bir laf vardı, “halkı kuru ekmeğe layık görürüyorlar” diyorduk ya artık kuru ekmeğe de layık görünmüyor; Maalesef ki günümüz de açlıkla ve sefaletle Askıda ekmekle mücadele edildiğini görülmekteyiz. Askıda ekmekle midesine bir lokma kuru ekmek giren vatandaş tok sayılmaktadır.
Türkiye’de hayat pahalılığının en büyük örneği ekmeğe yapılan zam ve ekmek fiyatıdır. Pandemiyle birlikte derinleşen ekonomik bunalıma birde fırsatçılarında dâhil olmasıyla hayat pahalılığı zirve yaptı. Hadi ekmeği anladık da bu biber, patlıcan ve yemek pişirme ücreti neyin nesi onu anlamadık; öyle sanıyorum ki bu da fırsatçılığın bir parçasının ta kendisidir. Buna da pişirme fiyatlarında maliyeti arttı diye, nasıl bir kılıf uyduracaklar gerçekten çok merek ediyorum.
Ekmek böyle olunca her kalem ürüne gelen zamla, ekmek bile alamayan dar gelirli vatandaş ne yapsın, diğer ürün ve yiyecekleri nasıl alsın. İşsizliğin baş gösterdiği Urfa’da ekmek almak bile zorlaşırken, hayat pahalılığı, düşük ücretle çalıştırma şartları ve işsizlikte, iyice çember daralmaya başladı. Bu başlıca baş gösteren sorunlara çözüm bulunur mu bilmiyorum fakat vaziyet pek de iyi görünmüyor.
Sevgiyle kalın…
Cenabı Allah bütün Ümmedi Muhammede yardım etsin inşallah Allah'ım bizleri genişe çıkarsın Kaleminize sağlık olsun vesselam.