Türkiye’de havaların ısınması doğalgaz ve elektrik yüksek faturalarından kurtulduğunu düşünen vatandaşlara bir darbe de soğuk içeceklerden geldi. Meyve suyu kolisinin 90 lirayı bulması 2.5 litre kolanın 20 lirayı bulması yine bir hüsrana neden oldu.
Urfalıların vazgeçilmezi olan parklarda kola çekirdek muhabbeti artık yavaş yavaş tarih olmaya yolunda emin adımlar ile yürümeye başladı. Kıraathanelerdeki vaziyette bundan farksız değil yani çay şekere kahveye gelen zamlar yaşlı amcaları da vurdu.
Yaşanan zamlar hayatın her yerini etkilemeye devam ediyor. Gecen yıldan bu yıla doğru her şeye zam üstüne zam geldi. Yaşanan bu ekonomi buhran ya Ukrayna-Rusya savaşına bağlandı. Ya da dış mihrapların oyununa. Onlardan bile kaynaklanıyorsa bile bizim ayıbımız bizim suçumuz. Çünkü biz ekonomide dışa bağımlı bir hale geldik.
Bugün Güneydoğu’daki tarım toprakları işlense bütün Türkiye doyar ardımızda kalanı da dışarıya ihracat ederiz. Ama ve lakin Güneydoğu’ya bir antipati söz konusu bunun sebebini daha kimse çözemedi. Bilenlerde anlatmıyor. Çünkü anlatsalar çok şeyin değişeceğini biliyorlar. Ondan dolayı böyle gelmiş böyle gitmesi gerektiğini düşünen insanlar mevcut.
Anlattığım olay öyle her kaba sığacak bir olay değil. Bir bakın batıya dağın eteğinde tarla yapıyorlar. Ama tarım bölgesinde çubuk diksen filiz verecek topraklara herhangi bir yatırım yapmıyorlar. Eğitim keza yine öyle daima gerideyiz neden biliyor musunuz çünkü bu coğrafyanın cahil kalmasını zenginleşmemesini isteyenler var. Bu coğrafyada hala ağalık marabalık sistemini sürdürmek isteyenler var. Kan ve kavga daima bundan dolayı yaşanıyor.
Artık şehrin güvenliğinden sorumlu ekipler bile son damlaya kadar gelmiş vaziyetteler. Dönen uyuşturucu maddenin hadi hesabı yok bu coğrafya da oysaki bizim bildiğimiz devlet isterse bu ülkede kuş uçurtmaz. Ama ne hikmetse uyuşturucu trafiği hep bu coğrafyada yaşanıyor.