İşin kolayı artık bu oldu. İstemediği bir durum oluşmuşsa hemen bir yerlerden medet ummak moda olmuş Şanlıurfa’da. Son günlerde moda olan konular. Tedavi göremeyince doktoru neden gönderdin diye yazı yazmak. Şanlıurfaspor puan kaybedince eski hoca neden gönderildi diye bağırıp çağırmak. 3 harfli marketlerden hangisinin ucuz olduğunun paylaşımını yapmak. Tefeciden para alıp ödenmeyince isyan etmek bu durumu herkese duyurmak ama ailesinden gizlemek ama asıl önemli tefeciden medet ummak, Sıkıntı yaşayanların yerine taziye ziyaretleri yapmak ve bunu ballandıra ballandıra anlatmak. Burası Suriye değil Hilvan deyip olayı farklı tarafa çekmek vb. bunları yapanların hepsinin amacı kendilerini öne çıkarmak. Yalanda olsa bile.
Geçen yazımda Şanlıurfa’nın mikropları olan tefecilerle ilgili yazı yazmıştım. Çok olumlu tepkiler almış devamının yazılması istenmişti. Ayaklı banka olan ve para kiralayan kişiler olarak bilinen bu tefeciler bazı yerlerde kan emici mahlûkatlar olaraktan bilinmektedir. Yüksek faizlerle borç veren bu kişiler enflasyon ve işsizlik oranlarının herhangi birisinin arttığı yıllarda popülasyonları yüksek seviyelerde dolaşır. Genellikle kuyumcu, emlakçı bürosu, oto galerisi ve kahve gibi ortamlarda yaşamını sürdüren bu varlıkların ecelleriyle öldükleri görülmemiştir. Bulaşılmaması gereken 1 numaralı insan tipidir. Siz siz olun ‘tefeci’ diye bilinen kişileri masalarınıza oturtmayın. Onlarla aynı ortamda bulunmayın.
Güneydoğu’da özellikle de Şanlıurfa’da değişik versiyonları bulunan insan çeşidi hepsi İslamcı geçinir, cuma namazlarından geri kalmazlar, birinin ufak bir borcu bile varsa onu herkese rezil etmeye çalışırlar, mahalle karıları gibi dedikodu yaparlar. Toptancılık yapan çeşitleri de vardır. Bankaların kredi vermeyi reddettikleri meslek gruplarına ve bankaların kara listeye aldıkları insanlara borç vererek ayaklı banka işlevi gören, ama kayıtsız oldukları için denetlenemeyen, yüksek faiz isteyebilen ve borcunu almak için hacizden çok şiddet içeren yollara başvururlar. Bu kişilerden kesinlikle uzak durulması gerekir.
Sistem nasıl işliyor?
Keyfi hiç kimse bu kan emicilerden para alınmayacağını bilir. Zaten bir kişi tefeciden borç almışsa sonun başlangıcı başlamıştır o kişi için. İşin sonu intihara kadar gider. Gittiğini de gördük. Borç sistemi ise şu şekilde işliyor, Misal tefeciden 50 bin lira borç alınır, karşılığında 50bin liralık senet imzalanır. Geri ödeme sistemi ise faiz ve anapara şeklindedir. Faiz %10 dur; yani her ay 5.000tl geri ödemek zorundasınızdır. Ne zaman ki 50.000lik anaparayı öder seneti alırsınız o zaman borcunuz biter. Ödediğiniz faizler anaparadan kesinlikle düşülmez. Sistemin böyle olduğunu bir yerde okumuştum. Görüldüğü üzere hiç akıl işi değildir.
Günümüzde bu belaya bulaşmayan esnaf çok az. Eskilerin tabiriyle dükkanı ayakta tutmak için “batarsak rezil olurum “ psikolojisi “ ‘nasıl olsa öderiz durumu falan derken bir şekilde insanlar bulaşıyor. Dini imanı para lafı, tam da bu işle uğraşanlar için söylenmiştir. Tefeciler için senin sıkıntının, derdinin hiçbir önemi yoktur. Binebildiği kadar faizini alarak sırtına binmek ister, daha sonrada artık bittiğin noktada, borcun tamamını tahsil etmek ister.
Bunların kökünün kazınamamasının nedeni olarak emniyet operasyonlarının azlığı göze çarpıyor. Emniyet ne yapsın? Mağduriyet yaşayanların şikayeti az olunca operasyonda az oluyor. Hukuki olarak tefeci denilen yaratıklarla mücadele sürecinde 2 yol bulunuyor.
Birincisi korku duygusunu yönetmeyi ve mantık süzgecinden geçirip doğru yere kanalize etmeyi öğrenmek. İkincisi cesur ve konuya hakim bir hukukçuya hukuk yollarına müracaat edip tefeciyle yüzleşmek.
Bu ikisini aynı anda yaptığınız anda tefeciye kaptırdığınız veya kaptıracağınız parayı geri alabilmenizin önü açılmış olacak ve tefeciden kurtulabileceksiniz. Siz ondan değil o sizden
kaçacaktır.