Türkiye genelinde 2. Kez normalleşme adımı atıldı. Adına da kontrollü normalleşme dendi. Tüm iller renklere ayrıldı. Şanlıurfa’ya mavi renk düştü. Mavi olan tüm şehirler içerisinde nüfusu en fazla olmasına rağmen mavi renk olması herkesi şaşırtmıştı.
Mavi olan korona Şanlıurfa’da 2, hatta 3. Plana düştü. İlk olarak evde kal uyarıları maviden sonra sokağa çıkmak gerekiyora döndü. Risk grubundan yer alan 20 yaş altı ile 65 yaş üstü evi göremez oldu. İşyerleri kapalı olanlar işyerlerini açınca ne yapacaklarını şaşırdılar. Tedbir gitti daha fazla kazanmamız gerekiyora döndü. Kapalı olan günlerinin acısını çıkarırcasına her şeyi unuttular ama fiyatları 2 katına çıkarmayı unutmadılar.
Kaybeden yine halk oldu olmaya da devam ediyor. Maske yasağı halen devam etmesine rağmen maske takma oranı çok düşük seviye indi her 10 kişiden 2 veya 3 kişide maske var. İşler kötüye gidiyor. “Bu iş bitti korona artık yok, gezeriz tozarız' akıllara kazındı.
AVM’lerde adeta adım atacak yer kalmadı. Oluşan yoğunluk sebebiyle sosyal mesafe kuralları da ihmal edildi. Park yerleri full durumda. Trafik her zamankinden daha fazla. Bu anlattıklarım herkesin gördüğü durumlardan oluşuyor.
Peki, bu virüs nasıl bir virüstür? İki kişi bir araya gelse bulaşıyor. Ama zengin bir adamın yaptığı düğünde, Şanlıurfa’nın ileri gelenlerinde katıldığı düğünde bulaşmıyor. Çalışmak zorunda olan kişilere kolaylıkla bulaşıyor. Ama zengin kişilere bulaşmıyor. Bulaşsa bile kolay atlatıyor. Çalışmak zorunda kalan şanslı ise 1 ayda kurtarıyor. O bir ayda da bütün birikimlerini bitirip borca giriyor. Şansız ise ölüyor. Eşitsizlik sadece hastalıklara daha kolay yakalanmamıza değil daha çabuk ölmemize de yol açıyor!