Geçen haftaki yazımızın son kısmında yeni bir gündem maddesinin Şanlıurfa’yı esir aldığını belirtmiştim. Ak Parti Şanlıurfa İl Yönetim Kurulu üyesi bir kişi Büyükşehir Belediye Başkanına yönelik paylaşımlar yapıp olayı ulusala taşımıştı. Muhalefetinde çok sık kullandığı bu paylaşımlar günlerce konuşulmuştu.
Mahkeme koridorlarına taşacağını beklenen bu konuyu yine ilk başlatan bitirdi. “Oğlun çuval çuval para götürüyor. Esnaf ekmek götüremiyor. Zalim olma” diyen kişi, "Psikolojim yerinde değildi" diyerek özür diledi, eski paylaşımlarını silip hesabını kapattı. Önce Şanlıurfa’yı sonra ülkeyi sarsan paylaşımların bu kadar çabuk bitmesi herkesi şaşırtmıştı.
Bu haftaki yazımızın konusu bu değil tabi. O iş oldu bitti. Çünkü atılan iftira edileni değil edeni kirletti. Asıl sorun neden iftira atılıyor şantaj yapılıyor. İşin kolayı bu mu oldu artık? Herkesin başındaki dert aynısı oldu. Paylaşımları yap, ses getirsin o da olmadı elimizde belge var deyip paylaşımı yapmak o da mı etkili olmadı mı? Son çare olarak sözde bazı kişilere haber yaptırmak o zaman ses getirir.
En Çok Sıkıntı Belediyelerde
Belli kurumlardan bir şeyler koparmanın yolu paylaşımlardan sonra şantajdan ve en sonunda da iftiradan geçiyor. İdareci ve yöneticilere sorulsa en çok iftira ve şantajdan muzdaripler. Bir baltaya sap olamamış olanlardan, iki kelimeyi bir araya getiremeyenlerden çok çekti bu Şanlıurfa. En çokta belediye başkanları çekti bu tür adamlardan.
İftira atmak isteyen kişi önce kendini inandırır sonra çevredekilerini, çevre dediğime bakmayın bu yola beraber çıktıkları diğer iftiracılarla birlikte milleti kandırmaya başlarlar bunlar genelde 3 kişi olurlar. Biri kurnaz olur iftiralar ondan çıkar diğerlerinin de ağızlarında vallahi billahi ifadeleri dolaşır. İftira atıldığı bilen kişi bile bu ifadelerden sonra kendisini sorgulamaya başlar acaba gerçek mi? Bundan sonrası önce muhakeme olmazsa mahkeme olduysa muhasebe.
Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın Demeyin
Bu atasözü bazı insanların kendilerine zarar gelmediği sürece etrafında gerçekleşen olumsuz olaylara izin veriyor olması manasını taşıyor. Diğer insanlara zarar gelmesi onun için önemli olmamakla beraber kendisine zarar vermeyen bir kötülüğün dilediği kadar yaşamasında bir sakınca görmüyor.
Bazı bencil, çıkarcı kimseler vardır ki, onlar, sırf kendilerine zarar vermiyor diye kötülük yapan kimselere engel olmazlar. Yapılan kötülüğün yaşamasına izin veriyor. Veya kendine göre bedelini verip susturuyor. Yılan bir değil ki bu peygamberler şehrinde binlercesi bulunuyor. Sözde şarkıcısı türkücüsü de var, muhasebeci olanı da var, garson olanı da var lokantacı olanı da bunları saymakla bitmez.
Kim ne yaparsa kendine yapar.
Haftaya görüşmek üzere mutlu kalın.