Evet, belki size çok garip bir başlık gibi gelecektir ama ne acıdır ki basın bayramı ibaresi günümüzde pekte büyük bir öneme sahip olmaması ve gazetecilerin zor şartlar altında çalışması ve en önemlisi gerçekleri yansıtan gazetecilerin evlerinde iş yerlerinde basıldığı ve darp edildiği günümüzde basın bayramını kutlamak ne derece sağlıklı olur bunu varın siz düşünün.
Size basın bayramı konusunda bilgi vermek istiyorum, Basın Bayramı veya Gazeteciler ve Basın Bayramı, tarihi konusunda üzerinde anlaşmazlık bulunsa da Türkiye'de Türk basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanan önemli gündür.
Evet birçok insan için popülaritesi yüksek, prestij açısından önemli bir yere sahip olmak demek gazetecilikten geçer düşüncesi yaygın olarak konuşulmakta. Fakat hiç kimse basın mensuplarının hangi şartlar altında çalıştığını bilemezler.
İşte size örnekler, basın çalışanlarının aktardıkları; Yıl 1998 Şanlıurfalı bir esnaf borç nedeniyle intihar girişiminde ve Şanlıurfa’nın yüksek binalarından birsinin üzerine çıkmış ve kendisini aşağıya sarkıtıyor. Bu olaya tanıklık eden basın mensubu arkadaşımız ise olayı görüntülerken bir yandan da dua ediyor “Allah’ım ne olur bu insan atlamasın” diye. Fakat ne acıdır ki bu insan kendisini 10. Kattan bırakır ve gazeteci arkadaşımızın gözünün önünde yere çakılarak hayatına son verir. Haber başlığı ‘dakika dakika ölüme atlayış’
Bir diğer anlatılan olay ise şu şekilde; yine aynı tarihlerde yerel bir haber kanalının kameramanı ülkemizin vazgeçilmezi olan meşhur trafik kazasını görüntülüyor, ölenler ve yaralananlar var. Fakat ölenlerin kaldırıldığı bir anda çocuklardan birisinin kafasının kopmuş olduğunu görüntüleyen kameraman arkadaşımızın o görüntüyü nasıl çektiğini gelin birde siz düşünün haber başlığı ‘Trafik kazaları iş başında’
Bir diğer arkadaşımızın haberi ise şu şekilde; “mahkemelerde gazetecilerin görüntü ve fotoğraf alabildikleri bir dönemde yine ağır bir suçtan yargılanan zanlı mahkeme heyeti önünde kendisini görüntüleyen haberciyi göz hareketleri ile tehdit ediyor. Haber başlığı ‘göze geldik’ bu ve benzeri olayları saymak istersek yazımız uzar gider.
Evet bu ve benzeri şartlar altında habercilik yapmaya çalışan ve canı pahasına da olsa sizlere doğru şeyler aktarmak isteyen gazetecilerin bu haberlerden sonraki ruh halini sizler düşünün.
Bir gazetecinin gözü önünde insanlar ölür, başka bir gazetecinin gözü önünde çocuklar trafik kazasına kurban gider ve diğer bir gazeteci ise tehditlere maruz kalır. 24 Temmuz Gazeteciler Bayramının kutlu olup olamayacağının kararını siz okuyucularımıza bırakıyorum.
24 Temmuz Gazeteciler Bayramımız her şeye rağmen kutlu olsun…