Ülkemizde maalesef girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle çiftçiler elde ettiği üründen kar edemiyor. Kazancı gideri çoğu zaman karşılamıyor. Devletin verdiği destek mazot parasını bile çıkaramazken çiftçilerden çiftçilik yapmasını beklemek akıl karı değil.
Özellik gübre, mazot, ilaç ve toprak analizinin çiftçiye maliyeti yüksek olması nedeniyle hasat zamanı kaldırdığı üründen kar edemiyor. Hatta çoğu zaman yılı zararla kapatıyor. Kurak tarımın uygulandığı bölgelerde suyun olmaması nedeniyle hububat tarımı yapan çitçiler bankalardan aldığı krediler nedeniyle borç batağına girmiş vaziyette.
En yakın akrabalarım ve çiftçilik birçok kişinin bankalara olan borçları nedeniyle kara kara düşünüyor. Hububattan gelen verim maalesef çiftçinin giderini karşılayacak düzeye gelmediği için Şanlıurfa bölgesinde çiftçiler yıllar önce ekmeyi bıraktı.
Hububattan beklediğini bulamayan çiftçiler fıstık dikimine yöneldi. 20-30 yıl önce fıstığı dikenler az çok borçlarını sıfırlamayı başardı. Ancak fıstığında var yılı ve yok yılı olması nedeniyle bu dönemlerde zorluklar çekiyor. Yok yılında fıstık fiyatları yüksek gidiyor ancak piyasada fıstık olmayınca kazanan tüccar oluyor. Var yılında ise çiftçi kazanacağını düşünüyor ancak bu sefer düşük ücret ile alım olması çiftçinin hayallerini bozuyor.
20 yıl gibi bir sürede fıstık yetiştiren bir çiftçi bu süre zarfında sürekli cebinde masraf yaparak büyük borçlar altına düşüyor. Fıstık yetiştiği dönemde ise alımların çekirdek fiyatlarının altında olması çiftçi için tam bir hayat kırıklığı oluyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, fındıkta olduğu gibi fıstık için hem destekleme hem de taban fiyat koyması gerekiyor. Tüm çiftçilerin beklentisi bu yönde diyebilirim. Fırtına, dolu ve donk gibi etkenler nedeniyle fıstıklar çoğu zaman 2-3 yıl tutmadığı biliniyor. Bu yokluk dönemlerinde bakanlığın destek çıkması gerekiyor.
Başka bir yazıda buluşuncaya dek, hoşçakalın…