Ne yazık ki son bir yıldır sürekli zam haberlerini duyuyoruz. Öncesinde de sürekli vardı ama bu yıl sanki ayyuka çıktı. Elektrik, su, doğalgaz, gıda ve tarım alanında gelen zamlar vatandaşı yedi bitirdi. Zamlar bunlarla kalmadı sadece beyaz eşya, emlak dünyası, kiralar ve araba fiyatları hepsi fahiş derecede arttı.
Her şey bu kadar hızlı bir şekilde artarken çalışanların cebine giren maaşlarda bir artış oldu mu peki? Ne yazık ki orası hep sabit kaldı. Senede bir defa asgari ücret görüşmesi yapıldığı için çalışanlar yıl başına kadar aç karınla yeni asgari ücret kararını bekleyecek. Urfa gibi bir yerde çalışıyorsanız şayet asgari ücreti de alamazsınız. Patronların gözünde o para trilyon olarak görünür. Cebinde akrep vardır o parayı vermeye eli gitmez. Verse de kara kara düşünür.
Her şeyin fahiş derecede arttığı bu dönemde hükümet zincir marketlere karşı denetim başlattı ancak bunun çokta bir etkisi olacağını zannetmiyorum. Zira röportaj yaptığımız vatandaşlarda denetimle zamların duramayacağını söyledi. İlk başta dışa bağımlılığın azalması gerekiyor. Yurt içinde üretimin artması ve çiftçilerin desteklenmesi gerekiyor. Gıda alanında her türlü desteği verilmesi şart! Yine aynı şekilde sanayi alanında ciddi bir atağın gelmesi gerekiyor. Tekstil ile büyüme bizi ancak bir yere kadar götürür, büyük sanayi atılımı ile gelecek üretimden dışarıya ihraç edeceğimiz sanayi ürünleri ile döviz geliri ülkeye sokarak enflasyonun düşmesine katkıda bulunabilinir.
Yatıp kalkıp zamları ve koronavirüsü konuşuyoruz. Zaten bu lanet salgın geldikten sonra her şeyin fiyatı 3-4 kat arttı. Hiçbir şey alamaz hale geldi. Araba fiyatları hayallerimizi zorlayacak derece de arttı ve ne yazık ki hükümet bu noktada hiçbir şey yapmadı. Araba fabrikaları kapanınca ikinci el dünyasında akıl edilemeyecek zamlar yaşandı. Asgari ücretlinin hayalindeki Toros ve brodway gibi arabalar bile alınamaz hale geldi.
Hayat pahalılığı yüzünden bundan sonra ne olacak hep birlikte beraber göreceğiz. Sağlıcakla kalın…