Yol-su ile Ré-Roha, Edessa'dan diyarsın.
Zalime öfken büyük, mazlumları sorarsın.
Putları deviren, Halil İbrahim'e yarsın.
Şanına şan katarak, Subari'ler Yurdu'sun.
Ateşlere atıldı, bir minnacık salıncak...
Asla düşünmedi o, bu halim ne olacak?
Yezdan'ın emri ile Cebrail açtı kucak.
Şanına şan katarak, Sümer, Amed Yurdu'sun.
Nice nebiler geldi, kıdem bastığın yere.
Asırlarca vatan'sın, o yüce Resullere...
Arşivi oldun; kavim, kabile milletlere.
Şanına şan katarak, Huri'lerin Yurdu'sun.
Sana âşık olmayan, bilmem ki akılı var mı?
Yaz-Kışın yanmaz, donmaz bağların Gülizar mı?
Ay-Güneşe "…afilin" diyen "vahyi" nazar mı?
Şanına şan katarak, Goti'lerin Yurdu'sun.
Tarım ve hayvancılığı geliştirdin kültürel.
Ağaçları budamak, aşılamak bir reel...
İnsanlık inşasına, ne çok vermişsin bedel.
Şanına şan katarak, Deylemi'ler Yurdu'sun.
Sıradağlar dururken, kuzeyinde Koros'lar…
Hem doğunda Agıri, Cudi, Tanin, Zagroslar…
Gılgamış Destanı'nı, inkâr etse cadaloslar…
Şanına şan katarak, Kardok'ların Yurdu'sun.
Ta Âdem, Nuh'tan… beri bizimsin “vallah-billah!”
Kâbe'nin mimarını, yetiştirdin Maşallah…
Hem ihya, imarına katkı sundun İnşallah…
Şanına şan katarak, Kûrdî-Kiyan Yurdu'sun.
Tarihin koçanında; kocaman yerin vardır.
Fırat ve Dicle sende, suyla sur'lu duvardır.
Esaret ve zillet asla, kabul edilmez ar'dır!
Şanına şan katarak, Asur, Keldan Yurdu'sun.
Seni yazmak, anlatmak düşmez benim haddime!
Vazifemdir elbette, saygı duymak ceddime.
Her an sahip çıkmayı, görev saydım kendime.
Şanına şan katarak, Zasani'ler Yurdu'sun.
Tufanın merkezinde, Cudi'nin eteğinde,
İkincisi bulunmaz, belki ruy-i zeminde?
Tarihin tekrarında, her devir dönem zinde.
Şanına şan katarak, Mezrabotan Yurdu'sun.
Kürt, Türk, Arap ve sair sende kardeşçe yaşar.
Her ne engel çıkarsa, birlik olunca aşar.
İman, İslam ve Vatan söz konusuysa coşar..!
Şanına şan katarak, İlim, İrfan Yurdu'sun.
Yaşamamın zemini; Can Velat, Güzel Urfa'm,
Bereketli toprağın, ne keder bırakır ne gam.
Uzanan dostça ele, hiç duymazsın intikam!
Şanına şan katarak, Aş'ti-Barış Yurdu'sun