Hikaye bu ya... bir yokmuş yok, illa da bir varmış, tarihin birinde biri varmış. Adı sanı cihana yayılmış. Gün gelmiş milletvekili, gün olmuş senatör olmuş. Boyu-postu endamlı adeta dörtnala kalkmış küheylan bir atı andırırmış, dirayetli vede heybetli, herkesin eyvallah ettiği, hatta insanların ekseriyetinin korkusundan titrediği, resmi ve gayrı resmi yaptırım gücü yüksek ve karizmatik bir ağa varmış. Adı Hasan Ağa.
Hasan Ağa her cuma günü bulunduğu il, ilçe, belde, köy veya kasabalarda adeta milleti denetler imiş. Yine böylesi bir günde etrafı kolaçan ederken cuma salası okununca camiye varmış. Müezzini Hocayı çağırmış. Cemaati, camiyi, mahalleyi, fakir fukarayı sormuş-soruşturmuş. Nihayet Cuma namazından sonra çıkıp giderken dilencilerin her birine bir miktar sadaka bırakarak geçerken, dilencilerden biri:
La Hesso, Hesso... diye seslenmiş.
Hasan Ağa bunu kendine hakaret sayarak ani bir manevra ile adamı dövecek gibi çark edince yine aynı ses haykırmış:
Hey...! Heso Heso.. yani beni dövecek misin, öldürecek misin, tükürecek misin...? Hı... Hadi istediğini yap bakalım. Yapta eline ne geçecek, kazancına bak sonra..! Hasan Ağa bu sesin kendisine yabancı olmadığını ve elbette sıradan birinin hele bir dilencinin bunu asla yapmayacağını düşünerek bir iç çekip sabretmiş. Dilenci devamla...
Şimdi yaklaş, gözlerime bak ve beni çok iyi dinle deyince Hasan Ağa aynen öyle yapmış.
Dilenci Lisan-ı Zaza kürdi ile şöyle seslenmiş. Ulan Heso min kerd tü meki, Heso min kerd tü meki, Heso min kerd tü meki Heso, Heso tü meki...Eğer bi zülm ü zordarî çiyén bibîyayése do miré bibîyayén, Lazımo ki ez nékewtayén né halan. Heso bewnî mira îrbet bigî Heso.(parayı ağanın yüzüne fırlatarak) ma bi perandé heramana xeyir beno Heso? Né helel-haram parané xo bigî.. Tîyé heqé ké/kamî dané ké/kami..?
Türkçesi: Heso ben ettim sen etme,Heso ben ettim sen etme, Heso ben ettim sen etme Heso, Heso sen etme..! Eğer diktatörlük, zulüm ve baskı ile bir şey elde edilseydi bu hallere düşmemem lazımdı. Bana bak ve ibret al, al bu helal-haram paranı da, kimin hakkıyla kime ne veriyorsun, haram para ile sadaka verilir mi?.. şeklinde sözleri sarf ederken birde ne görsün...? Hasan Ağa bakar ki daha dün (tabiri caiz ile) yeri göğü titreten zamanında ki güç kuvvet ve toprakça kendisinden çok daha etkin ve yetkin olan Ömer Ağadır bu hallere düşen... DEVAM EDECEK