Bilhassa son iki yüzyıldır ekser dünya halklarından saklanmaya çalışılan gerçekler var. Görünürde veya siyaseten gösterilmeye çalışılan sebepler ne olursa olsun?
Üçüncü Dünya Savaşının (maddi ve manevi çok kayıplarının olmaması dileğimiz ancak) gerçek oluşum sebepleri ne ise, sonucunu belirleyecek olan sebepler de nihayetinde onlar olacak!
Şüphesiz gaybı ancak Allah bilir. Ferasetimizin öngörüsü olarak diyoruz ve görülecek ki, ne Cenabı Allah'ın Hak ve Hakikat olarak gönderdiği bu Hak Din ve nede özgür olarak yarattığı Haklı olan bu Mazlum Milletler asimle, inkar ve imha metotlarla yok edilemezler!
Başta Ortadoğu'da ve yansımalı olarak, ekser dünyada ki tüm bu küresel çalkantılı, yüksek ateşli sancıların gerçek nedenleri, adı "Hak Din ve Mazlum Millet" ikizini, savaş sezeryen yöntemleri ile doğuracak olan sancılarıdır!
Şu an eşiğine gelinmiş olan bu vahşet ve dehşet kokan savaşın ana sebepleri: "Küresel ısınma, Enerji kaynakları, Doğal kaynaklar, Nüfus artışları, dinsel/bölgesel/etnik milliyetçilik ve esasen sanayi ve teknolojik olarak gelişmiş ülkelerin dünya hakimiyet arzusu.. " ve sair sebeplerin tamamı sorun olarak doğru ise de, işin ana organizmasında asla tamamı değildir. Çünkü bu sebeplerin ekseriyeti yine aynı mazlum millet ve kader birliğinde ki halkların coğrafi alanı ve aynı dine inananların kuşatıcı imanı ile pek yakın alakalı ve çerçevelidir.
Her ne hikmetse 1. ve 2. Dünya Savaşlarının listeli onlarca sebeplerinin de özünde bu sebepler bahane edilerek bu fıtri, doğal doğuma, bir şekilde doğu, batı şer ittifakı ile sün'i düşük yapılmaya çalışılması veya geciktirilmesi sağlanmaya çalışılan ikizler, inayeti ilahi ile tüm bu planlı, organizeli mikrop, zararlı bakteri ve virüslere karşı biyolojik, ekolojik, sosyolojik ve psikolojik sistemleriyle bağışıklık kazanarak daha güçlü ve sağlam bir karakter ile doğmak üzere.
Şu an, yeryüzünde siyasi tarafgirlik, milliyetçi faşizanlık, doyumsuz dünyevileşme ile aklımızla alay edenlerin alaylı veya biyolog, sosyolog, psikolog, ekonomist...yüksek idareci akademisyen olmaları bizi düşüncemizden alıkoyamaz!
Unutulmasın ki yeryüzünün en tehlikeli terörizmi, din ve mukaddesat perdesi altında ırkçı milliyetçilik, cebri devletçilik, sahte vatanseverlik, görsel bayraktarlık ögeleri ile sistemleştirilen devletsel terörizmdir.
Ve bu cani illetin en kısa yollu ikna edici karşıt cevabı, Hazreti Adem(as)'dan Hazreti Muhammed'(sav)'e kadar insan hak ve özgürlüklerinin temel sigortası olan "Hak Din" olarak vahyi ile indirilen İslam ve insanlık anayurdu coğrafyasının ana öğeleri "Mazlum Milletlerin" evrensel temel insan hak ve özgürlüklerine hakkıyla kavuşmasıdır.
DEVAM EDECEK...