Şu anda, yeryüzünde olan hiç bir savaş Rabbani Hukuk ve Adalet olan Kur'an'ın payidar kılınması için değil. Hepsinin temelinde, ulusal/milliyetçi, faşizan, kapitalist, materyalist ve emperyalist Haçlı zihniyeti ve Siyonist emellerinin istiklal ve istikbal menfaatleri doğrultusunda plan, proje ve uygulama programları var!
Hakka iman etmiş hiç bir muvahhit Müslüman "ehveni şer" perdesi altında, iki bölüme veya daha fazla parçalara ayrılmış domuz etinin bir kısmını diğerine tercih edemez!
Aynen bunun gibi, ehli iman olanlar kapitalist faşizm ile ateist komünizm arasında asla tercih durumunda kalmaz. Müslümanlar ya saldırı halindeki düşmana karşı "topyekûn, şirk düzenleri olan küffar zalimler ile savaşır" veya sulh ölçüleri içerisinde "... Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize... " diyerek kendi inancının ittikadi ve ameli yasalarına bağlı kalarak yaşama mücadelesini vermeye devam eder.
Başta Hak Din Kur'an düzeni olmak üzere, muharref dinler ve hatta ideolojik beşeri hiç bir hukuk sistemi dahi, evrensel insani değerler etrafında birlikte yaşamaya muhalefet etmez. Kaldı ki, hak dinin adını, ayetlerini araç ederek ırkçılık, devletçilik, laiklik, demokrasi... gibi batıl şerait ve şeriat amaçlarına alet etmeye çalışan gizli zındıka cereyanlarının en tepelerde oturan başkan veya eş başkanlarına asla aldanmamak ve alet olmamak için çok özel dikkat ve gayret sarf etmek gerek.
Birileri'nin kendilerine göre, düşünce ve çıkarlarına muhalif olan her eyleme terörizm, anarşizm herkese terörist veya anarşist demesi ayrıdır, Hz. Adem'den(as) Hz Muhammed'e(sav) kadar gönderilen hak ve hakikat ölçüsü vahyin, anarşi, terör, terörizm, anarşizmin tarifi tamamen farklı filolojik lügat ve tarif iledir.
Bizim asli vazifemiz: Rabbani ölçü kabul ettiğimiz Hukukullaha ve Sünnetullaha sonuna kadar iman ederek, Resulün rehberlik ve önderliğine itimat edip sadık kalarak, her türlü şerait altında onun şeriatı garrasına bağlı kalmaktır. O bir şeye haram, yasak dediyse sakınmak, helal emir buyurdu ise dört elle sarılmaktır.
DEVAM EDECEK...