Dikkat çekici bir durumu ifade etmeye gayret etmek istiyorum. Hak, hukuk, adalet tanımayan can alan, sosyal ve ekonomik, siyasi, kültürel... krizlere neden olan, kan dökücü bütün materyalist, emperyalist, siyonist ve faşist süfyani rejim ve yönetimlerin rağmına, gün geçtikçe ortaya çıkan güneş gibi aşikar bir realite var ortada,
Ortadoğu'nun son iki yüz yıllık cehenneminde bazıları bazı noktalarda, günübirlik geçici dünyevi bazı hususlarda kazanıyor gibi görünseler de, en son otuz yıllık dönemde, debelenen tüm küresel ve yerel batıl, zalim güçler kütlesel, kitlesel ve özgül ağırlıkları oranında oluşturdukları vahşet, şiddet sarmalı ve dehşet bataklığına saplanarak, maddi ve manevi mevzi ve mevzuat kaybetmektedirler.
Bu arada, müttefik, muvahhidin dostlarım ve veya varsa muhaliflerimce de pek ala bilinmesini isterim ki, hiçbir terör örgütünü, emperyal, kapital ve faşizan organizeyi ayırmaksızın, ilahi ölçüleri çiğneyen, evrensel insan haklarına aykırı resmi, sivil tüm organizeli aygıt ve örgütleri, hiç bir kınayıcının kınamasından zerre kadar çekinmeden şiddetle kınıyorum.
Söz konusu olan, bir kaç yönü ile insanlık ve medeniyet yurdu bu coğrafyada, anayurtlarında mazlum bir halk/kavim olarak yaşamaya direnen Kürtler ve birlikte aynı kaderi paylaşan diğer halklar ile İslam kardeşliği temelinde yükselen bir Kur'an'i bilinçle adaletten yana, zulme tavır koyan muvahhid müslümanlar, kimi zalim sömürgeci, kimi katil ve işgalci güçlerin her debelenmesinde iki adım ileri bir adım geri atarak bir adım ilerleme kaydetmektedirler.
Şüphesiz her kimin eylemi ve söylemi ne olursa olsun, niyetlere göre "zerre kadar hayır ve şer hesabın görüleceği" gün gelecek.
Görünen o ki resmi, sivil tüm küresel aktörlerin bireysel, toplumsal, örgütsel ve devletsel terörist ve anarşizmin plan, program ve çabaları iki ana temelde yürütülmektedir.
Bilinen bir gerçektir ki derinliği uzunca bir tarih boyunca, herkesin kendince farklı veya benzer sebepleri olan emperyalist, materyalist ve siyonizmin ittifakla amansız düşman olarak kabul ettiği millet, devlet ve özgürlük şuuruna eren kürtleri asimle, inkar ve imha metotları ile yok etmek ve acımasızca saldırdıkları islam kardeşliğini bozmak iken, elhamdülillah yapılan son yüzyıllık projeler tam tersine tahakkuk etti.
İşte "beşer zulüm eder kader adalet eder" Rabbani hükmün tecellisi bence bu gibi durumlar olsa gerek.
Bu durum ayrıca tüm detaylarıyla bir araştırma konusu olarak bilgi, belge ve verileri ile ilmi bir çalışma olarak arz edilecek inşallah.
Cenabı Allah'tan muradımız bizi, sizi, hepimizi sıratı müstakimden hak, hukuk, adalet ve barıştan ayırmasın, her yerde ve her zaman ve zeminde hakkın ve haklının yardımcısı olsun. AMİN
DEVAM EDECEK...