Olmaması Gereken Gerçekler ve Gerekçeler…
Hayatın akışı içerisinde, ister şahıs bazında veya isterse toplumsal gruplar, dernekler, örgütler, sendikalar, resmi veya gayri resmi her kurum ve kuruluşun, devletlerin dahi kendine mahsus gayeleri, umutları ve gerçekleştirmek istedikleri hedefleri, tüzükleri ve yasaları vardır.
Bunların gerçekleştirilmesinin temelinde hiç olmaması gereken gerçekler ve gerekçeleri şöyle özetleyebiliriz:
Tembellik, korkaklık, hıyanet, yalan ve bencillik asla olmamalıdır. Gerçekten hedefe varmanın hakikat noktasındaki nihai zafer, bunlarla en aktif bir şekilde en etkin ve pozitif bir gerçeklikle, en rasyonel ve reel durumda hareket ve mücadele ederek, sürekli müteyakkız halinde olmasıyla gerçekleştirilebilinir. Bunları kısaca açıklamaya çalışırsak:
Tembellik: İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten üşenen, sorumluluk almaktan, sıkıntıdan kaçan kimselere tembel ve bu sonucun meydana getirilme fiil-sizliğine de tembellik diyebiliriz.
Korkaklık: Namert, ürkek, çekingen, yüreksiz ve bazen de utangaç, tutuk, cesaretsiz, sorumluluk almaktan, sıkıntıdan kaçan kişilere korkak ve korkakların fiili teşebbüse veya teşebbüssüzlüğün doğurduğu neticeye de korkaklık diyebiliriz.
Hıyanet: Kutsal sayılan şeylere el uzatma, kötülük etme veya karşı davranma, hainlik, ihanet etme ve verilen herhangi önemli bir görev ve güveni kötüye kullanma, aldatma, vefasızlık anlamların gelir.
Yalan: İlmi temelden yoksun, bilimsel gerçeklere aykırı, doğru olmayan, gerçeğe uymayan, aldatmak maksadıyla bilerek söylenen gerçeğe aykırı, asılsız söz, uydurma, gerçek tarafı olmayan ifade ve davranışlara yalan diyebiliriz.
Bencillik: Sadece kendini ve nefsi çıkarlarını düşünme durumu ve kendi çıkarını düşünmenin bütün bilinçli eylemlerin ana güdüsüne bencillik diyebiliriz.
İşte kısaca izahına çalıştığımız tembellik, korkaklık, hıyanet, yalan ve bencillik denilen psikolojik ve sosyal hayatın mikroorganizmalarına karşı:
Çalışkanlık, cesaret, sadakat, dürüstlük ve toplumsal erdemlilik salah ve silahlarıyla mücadele ederek, hayatın her alanından kovulmalı ve hatta mümkünse veya hiç olmasa imkânlar kadar yok edilmeye çalışılmalıdır.
İşte bu insanlık kimlik ve kişiliğine zararlı virüsler durumundaki bu söylem ve eylemlere karşı, bilhassa siyasiler yerel bazda ve ülke geneli ölçeklerde mücadele vermeleri gerekirken (istisnalar hariç) tam tersi bir durum ile karşılaşılmaktadır. O halde ne yapılmalıdır… (Devem edecek)
Calışkanlık Ceraset Sadakat Durustlük. Herşeyi ozetliyor Muhterem HocamrnTeşekkür efer saygılar sunarım